Erişilebilirlik

Senato’dan Rusya’nın Seçimlerdeki Etkisini Gösteren Rapor 


Dönemin başkan adayı Donald Trump, Cumhuriyetçi Parti'nin 2016'da Cleveland'da yapılan kurultayında kampanya başkanı Paul Manafort'la birlikte.
Dönemin başkan adayı Donald Trump, Cumhuriyetçi Parti'nin 2016'da Cleveland'da yapılan kurultayında kampanya başkanı Paul Manafort'la birlikte.

Senato İstihbarat Komisyonu, Başkan Donald Trump’ın 2016 seçim kampanyası sırasında kampanya yetkililerinin Rus istihbaratıyla temaslarının ciddi bir karşı istihbarat tehdidi oluşturduğunu bildirdi. Komisyon’un konuyla ilgili bin sayfalık raporunda Başkan Donald Trump’ın yakın çevresinin Rus istihbaratıyla düzenli şekilde temas kurduğu ve bundan fayda sağlamaya çalıştığı belirtildi.

Bin sayfalık bu rapor Cumhuriyetçiler liderliğindeki Senato’nun İstihbarat Komisyonu tarafından Rusya soruşturmasıyla ilgili hazırlanan beşinci rapor.

Rapor, Rusya’nın 2016 seçimlerini etkileme konusunda agresif ve geniş kapsamlı çabalarını ortaya koyuyor.

Rapor’da Trump’ın yakın çevresinin özellikle Rus askeri istihbaratı tarafından ele geçirilen dönemin Demokrat başkan adayı Hillary Clinton’un elektronik postalarının içeriğinin sızdırılmasının etkisini arttırmak için Rusya’nın yardımını kullanmaya ‘‘istekli olduğu’’ belirtiliyor.

Komisyona göre her iki partinin katılımıyla yapılan soruşturmanın sonucu olan rapor, Rusya’nın günümüze kadar olan faaliyetlerini ve oluşturduğu tehdidi kapsamlı şekilde tarif ediyor.

Rapor, büyük ölçüde özel yetkili savcı Robert Mueller’ın Rusya soruşturmasının bulgularını yansıtıyor.

Başkan Donald Trump, Federal Soruşturma Bürosu’nun (FBI) soruşturmasının Rusya’yla ilişkilerini mercek altına almak için gerekçesi olmadığını söylüyor ve Mueller’ın soruşturması için ‘‘Cadı Avı’’ benzetmesini yapıyor.

Mueller’ın soruşturması Rusya’nın seçimlere müdahalesine neden olan süreçte payı olanların adalet karşısına çıkartılmasını hedeflerken, Senato İstihbarat Komisyonu’nun soruşturmasıysa bu tür bir müdahalenin tekrar edilmemesi için yapılan bir karşı istihbarat hamlesi niteliğinde.

Öte yandan Senato Adalet ve İç Güvenlik Komisyonları da Rusya’nın seçimlere müdahalesi iddialarıyla ilgili kendi soruşturmalarını yürütüyor. Bu komisyonlar FBI’ın Rusya soruşturması sırasında yaptığı öne sürülen usulsüzlüklere yoğunlaşıyor. Son olarak Adalet Bakanı William Barr tarafından atanan bir savcı Cuma günü eski bir FBI avukatına yönelik ilk adli davasını açmıştı.

Raporun en çarpıcı kısımları Trump’ın eski kampanya müdürü olan Paul Manafort ve Komisyon tarafından Rus istihbarat yetkilisi olarak tanımlanan Konstantin Kilimnik arasındaki yakın iş ilişkisi.

‘‘Demokratlar’ın elektronik postalarına sızılmasında Manafort’un payı olabilir’’

Raporda bu ilişkinin ABD’nin karşı istihbarat çalışmaları için büyük tehdit oluşturduğu yorumu yapılıyor.

Raporda Manafort’un Trump’ın kampanyasının araştırma verilerini Kilimnik’le paylaştığı ve Kilimnik’in Kremlin tarafından Demokratların elektronik postalarına sızmak için yürütülen operasyonla bağlantılı olabileceğine dair ‘‘bazı deliller’’ olduğu belirtiliyor, ancak bu delillerin ne olduğu açıklanmıyor.

Raporda iki istihbarat bilgisinin de Manafort’un bu operasyonlarla bağlantılı olma olasılığı olduğunu ortaya koyduğu belirtiliyor, ancak belgede bundan sonraki cümlelerin gizlendiği görülüyor.

Mueller soruşturması kapsamında her iki isme de resmi suçlama yapılmış, ancak iki isim de elektronik postalara sızılması faaliyetinden suçlanmamıştı.

Mueller’ın soruşturmasında yaptığı gibi Senato İstihbarat Komisyonu da Trump’ın büyük oğlu Donald Trump Jr. ile Rus avukat Natalia Veselnitskaya arasında 2016 yılının Haziran ayında yapılan toplantıyı inceledi.

Komisyon raporunda Rus avukatın toplantıya katılan diğer bazı isimlerle birlikte Rusya hükümetiyle ve Rus istihbaratıyla önemli bağlantıları bulunduğunu bildirdi. Raporda bu ilişkilerin niteliğinin kamuoyunda bilinenden çok daha ciddi olduğunun ortaya çıkarıldığı kaydedildi.

Raporda Başkan Trump’ın seçimlere müdahale edenin Rusya değil Ukrayna olabileceği şeklindeki görüşüyle ilgili güvenilir delile rastlanmadığı belirtildi. Ancak Rus hükümetine ait piyonların yanlış söylemler üreterek, Rusya’nın 2016 seçimlerine müdahalesine yönelik soruşturmayı itibarsızlaştırmaya çalıştığı da kaydedildi.

Senato İstihbarat Komisyonu’nun raporunda, Mueller’ın ya da Temsilciler Meclisi İstihbarat Komisyonu’nun 2018 yılı raporunun yaptığı gibi, Trump’ın kampanyasının Rusya’yla seçimleri Trump lehine etkilemek için gizli anlaşma yapıp-yapmadığı konusunda bir sonuca varılmadı ve bulgular yoruma açık şekilde bırakıldı.

Rapora ‘‘İşbirliği olmadığı daha net belirtilmeliydi’’ eleştirisi

Komisyondaki bir grup Cumhuriyetçi rapora ek görüş bildirdi. Buna göre raporun Trump’ın kampanyasının Rusya ile işbirliği yapmadığının daha net şekilde belirtilmesi gerektiği eleştirisi yapıldı. Bu görüşlerde raporun Rusya’nın 2016 seçimlerine birçok yönden etkisini gösteren tarihi kayıtlara önemli bir katkı niteliğinde olduğu belirtildi, ancak dönemin başkan adayı Trump’ın suça ortak olmadığının altı çizildi.

Komisyon’daki Demokratlar ise raporun, seçim kampanyası çalışanlarının Trump’ın seçilmesini sağlamak için Rusya’yla işbirliği yaptığını açıkça gösterdiği şeklinde görüş bildirdi.

Komisyon, FBI’ın soruşturmasıyla ilgili usulsüzlükler de tespit etti. Bunlar arasında çalışmalarının maliyeti Demokratlar tarafından karşılanan İngiliz casus Christopher Steele’in Trump’ın Rusya ile bağlarını araştırmak için görevlendirilmesi gösterildi.

STÜDYO VOA

İran’ın İsrail’e saldırması ABD’de nasıl yankılandı? – 15 Nisan
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:51 0:00
XS
SM
MD
LG