Erişilebilirlik

2020 Seçimleri: Kampanya Bağışına İlgi Azaldı mı?


Amerika’da 2020 başkanlık seçim süreci hızlanırken Demokrat Parti’nin 23 aday adayı bir yandan televizyonlarda canlı olarak yayınlanan tartışma programlarında kozlarını paylaşmaya hazırlanıyor, diğer yandan birçok ülkenin standartlarında yüksek sayılabilecek kampanya bütçelerini toparlamak için çalışıyor. Ancak yapılan anketler Amerikalı seçmenlerin bu seçim döneminde daha önceki dönemlere oranla daha az cömert olacaklarını gösteriyor.

17-20 Haziran arasında CNBC kanalı ve Acorns Yatırım şirketinin ortak olarak gerçekleştirdiği ve 2803 kişinin katıldığı ankete göre şu ana kadar 2020 seçimleri için bağış yapan Amerikalılar bu grubun sadece %8’ini oluşturuyor. Ayrıca ankete katılanların sadece üçte biri ileride bağış yapmayı düşünüyor.

2020 Seçimleri: Kampanya Bağışına İlgi Azaldı mı?
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:04:17 0:00

Katılımcılar arasından bağış yapanların çoğu, bağımsız adaylara bağış yapmayı seçmiş, ama Demokratlara bağış yapmanlar da az değil.

Amerikan seçimlerinde bağış yapanların çoğu zengin üst sınıfa ait kişiler, kısaca %1 denilen grup. Bu %1, siyasi kampanyalara yapılan bağışların %29’undan sorumlu.

Amerikan seçimleri dünyada en çok para harcanan ve para bağışlanan seçimler. Seçim bütçelerinin milyar dolarları aşmasının nedenlerinden biri kampanyalarının çok uzun sürüyor olması. Başkanlık yarışı için aday adaylarının önümüzdeki 20 aylık dönemde tüm ülkede kampanya yapacaklarını düşünecek olursak bütçenin yüksekliği Amerikan standartlarında normal kabul ediliyor. Seyahat, reklam, TV, gönüllülerin finansmanı vs. gibi birçok masrafı olan bu kampanyaların üst sınırının olmaması ve bağışların limitinin olmaması tartışılsa da bu seçimlerde bu konunun çözülmesi mümkün görünmüyor.

Amerikan seçim sistemine göre hem Demokrat hem de Cumhuriyetçi Partiler başkan adaylarını ABD eyaletlerinde yaptıkları ön seçimlerle belirliyor. Önümüzdeki yıl 1 Şubat’ta Iowa eyaletinde başlayacak ön seçimler yaklaşık 5 ay sürecek ve ön seçimleri kazanan adaylar partilerinin yazın yapılacak ulusal kurultayında resmen parti adayı olarak açıklandıktan sonra, son ve en ideali kampanya süreci Kasım’a kadar sürecek.

Ön seçimleri kazanmak zorlu bir süreç olduğu için adaylar yaklaşık bir yıl öncesinden kampanya yapmaya başlıyor. Başkan aday adaylarının hepsi büyük bir hızla öncelikle kampanyalarına mali destek almak için çalışıyor. Demokrat partinin başkan aday adayları arasında popülerlik değiştiği gibi adayların topladıkları bağışlar da başlı başına yarışın bir parçası.

Örnek vermek gerekirse 2016 Başkanlık seçimlerinde 2,4 milyar dolar bağış yapılmış. Başkan Trump’in kampanyası 398 milyon dolar, Hillary Clinton ise 768 milyon dolarlık bütçelere secime girerken, Hillary Clinton için iki kat fazla para harcanmasına rağmen seçimleri yine de Donald Trump’ın kazanması, belki de kampanyada toplanan paraların sonuç vermediğini göstermiş oldu.

2016 seçimlerinde Amerikalıların %12si kampanyalarda bağış yaparken bu seçimlerde bu rakamın çok daha düşük olması bekleniyor.

Amerikan seçim kampanyalarını finanse etmek için adaylar hem küçük hem de büyük bağışları toplamaya çalışıyor. Küçük bireysel bağışlar, 200 doların altındaki bağışlardan oluşuyor. Büyük bireysel bağışlar ise 200 doların üzerinde ancak bir üst sınır olmayan bağışlar. En çok tepki alan finansman yolu ise Siyasi Eylem Komiteleri yani PAC (Politika Action Committee). ABD Anayasa Mahkemesi’nin 2010 yılında şirketleri de “kişi” sayarak siyasete istedikleri katkı ve etki yapmalarını “kişisel ifade hürriyetinin bir yansıması” kabul etmesiyle oluşan bu komitelere “Super PAC” adı veriliyor. Federal Temyiz mahkemesinin Super PAC’lere sınırsız harcama yapma yetkisi vermesi sayesinde şirketler istedikleri adaya büyük miktarlarda para bağışlayabiliyor. Bu durum adayların tarafsızlığını etkileyebileceği için bazı kesimler tarafından eleştiriliyor.

Demokrat partinin radikal adayları Elizabeth Warren ve Bernie Sanders, bu Super PAC’lerden yardım almayacaklarına söz veren adaylardan. Bu iki aday dışında hemen hemen tüm demokrat aday adayları PAC’lerden uzak durmaya çalışacaklarını vaat ederek, şirketlerin etkisi altında kalmayacaklarını göstermeye çalışıyor.

Pete Buttigieg birkaç gün öncesine kadar bağış yarışını 24,8 milyon dolarla önde götürüyordu, ancak Joe Biden, diğer adaylardan çok daha sonra katıldığı yarışta bir anda önce çıktı ve son gelen rakamlara göre tartışma programının ardından 21,5 milyon dolara ulaştı. Bernie Sanders ise 18 milyon dolar toplamış. Joe Biden’i tartışma programında ırkçılık ile suçlayan Kamala Harris ise yine kampanya bütçesini 20 milyona taşıyanlar arasında yer alıyor.

Demokratlar bağışlarla kampanya bütçelerini tamamlamaya çalışırken Başkan Trump Nisan ayından bu yana 105 milyon doları garantiye alarak rekor kırmış durumda.

STÜDYO VOA

EKOTÜRK Stüdyo VOA
lütfen bekleyin
Embed

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG