Türkiye’nin dört bir yanından baro başkanları, iktidarın Avukatlık Yasası’nı değiştirerek bir kentte birden fazla baro kurmayı mümkün hale getirecek yasa değişikliği hazırlığına karşı Ankara’ya doğru yürüyüşe geçti.
Bugün itibariyle 40’tan fazla baro başkanın başlattığı yürüyüşe 40 binden fazla üyesiyle dünyanın en büyük barosu unvanına sahip İstanbul Barosu’nun başkanı Mehmet Durakoğlu da katıldı.
Yaklaşık 150 avukatın katılımıyla Kartal’daki İstanbul Anadolu Adalet Sarayı’nın önünden yürüyüşe başlayan Durakoğlu, birkaç yüz metre avukatlarla birlikte yürüdükten sonra geri kalan yolu tek başına yürüdü.
İstanbul Barosu Başkanı: ''12 Eylül darbecileri de İstanbul Barosu'na kilit vurdu ama baroyu ve avukatları susturamadı''
VOA Türkçe’ye değerlendirmelerde bulunan Mehmet Durakoğlu, İstanbul Barosu’nun 12 Eylül’de de susturulmak istendiğini, ancak baronun o gün olduğu gibi bugün de baskılara direneceğini söyledi.
İstanbul Barosu Başkanı, ‘‘Avukatlık Yasası’nda yapılması düşünülen değişiklikler baroları ilgilendiriyormuş gibi görünüyor, ama hükümetin hazırladığı bu tasarı gerçekleşirse, yasalaşırsa, toplumda çok ciddi değişiklikler olacağını, özellikle halkın yıllardır elde ettiği kazanımların birçoğunu kaybedeceğini biliyoruz. Biz, insan haklarına dayalı hukuk devleti oluşturulması yolunda mücadele veren bir kurumsallığız. Siyasi iktidara karşıtlık da kaçınılmaz oluyor. Bu karşıtlık bir partisel muhalefet, siyasal muhalefet değildir. Biz bu uğurda yaptığımız mücadeleyi halk için yaparız. Özünde halkın hak arama özgürlüğü adına bir mücadele yürütmeye çalışıyoruz. 12 Eylül 1980 darbesini yapan darbeciler İstanbul Barosu’nun kapısına mühür vurdular. Biz o dönemde Orhan Adli Apaydın’ı kaybettik. Sandılar ki mühür vurularsa, baroyu kapatırlarsa avukatları sindirebilirler, baroyu susturabilirler. Öyle olmadı işte. Bunu tarihe taşıyamadılar. Bugün de aynısı olacak, hukuk her şeyi yener’’ dedi.
Bugün TBMM’de yeter sayısı olan AKP-MHP bloğunun bu yasa değişikliğini geçirmemeleri için ellerinden gelen mücadeleyi sergileyeceklerini söyleyen Mehmet Durakoğlu, bu değişiklik yapılsa bile geleceğe taşınamayacağını savundu.
İzmir Barosu Başkanı: ‘‘Kazdağları’nı Salda Gölü’nü, Hasankeyf’i korumaya, siyasetse, siyaset yapmaya devam edeceğiz’’
İstanbul ve Ankara’dan sonra Türkiye’nin üçüncü büyük barosu olan İzmir Barosu'nun Başkanı Özkan Yücel de Bayraklı Adliyesi önünde toplanan meslektaşları tarafından uğurlandı.
Özkan, yaptığı konuşmada, hükümetin yapmak istediği değişiklikleri “ihanet, bölme, parçalama ve ele geçirme projesi” olarak tanımladı.
Hazırlanan tasarıdan vazgeçilmesi için taleplerini sürekli olarak muhataplarına ilettiklerini söyleyen İzmir Baro Başkanı, “19 Mayıs’ta 80 baro başkanının ortaklaştığı bir açıklamayı paylaştık. 1 Haziran’da bu eylemin uyarısını verdik. ‘Eğer bu çalışmaları geri çekmezseniz suskunluğumuzu sesimiz olmadığı şeklinde algılamayın, söyleyeceklerimiz var, yola çıkmaya hazırız, mücadele etmeye hazırız’ dedik. Anlaşılan o ki bizi anlamak istemiyorlar. Bugün Türkiye’nin dört bir tarafından, en doğusundan en batısına, kuzeyinden güneyine kadar baro başkanları Ankara’ya doğru yola çıkıyor. Biz Kazdağları’nı, Salda Gölü’nü, Hasankeyf’i korumak için konuşuyoruz. Buna siyaset diyorsanız, siyaset yapmaya devam edeceğiz. Biz istismara uğrayan çocukları korumak için, şiddete uğrayan kadınların yanında yer almak için, hak ihlallerine karşı bütün yurttaşların yanında olmak için, dün mültecilerin, bugün Roman yurttaşlarımızın haklarını koruyabilmek için, bütün yurttaşlarımızın sesi olabilmek için mücadele ediyoruz” diye konuştu.
Özkan: ‘‘Teslim olmayacak, vazgeçmeyecek, biat etmeyeceğiz’’
Hükümetin ele geçiremediği son kaleler olan baroları, Tabip Odaları’nı, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'ni (TMMOB) ele geçirmek istediğini söyleyen Özkan, buna teslim olmayacaklarını dile getirdi:
“İstiyorlar ki ülkede tümüyle bir sessizlik hakim olsun. Dikensiz bir gül bahçesi istiyorlar. Hiç şansları yok. Biz bu bahçenin güllerini koruyabilmek için diken olmaya devam edeceğiz. Biz gerçekleri söylemeye, kral çıplak demeye devam edeceğiz. Bundan hiçbir koşulda, hiçbir bedele karşı vazgeçmeyeceğiz. Başta ilk geldiğimiz gün söylemiştik; teslim almak istiyorlar, susturmak istiyorlar, sessiz kılmak istiyorlar. Teslim olmayacak, vazgeçmeyecek, biat etmeyeceğiz” dedi.
Özkan konuşurken avukatların “Savunma, savunmasız değildir” pankartı açması dikkat çekti.
Avukat Acar: ‘‘Güçlü barolar parçalanarak iktidar yanlısı küçük barolar oluşturulmaya çalışılıyor’’
İstanbul’daki eyleme destek veren avukatlardan Yiğit Acar ise baroların eylemlerinin Ankara yürüyüşüyle sınırlı kalmayacağını, Temmuz ayına kadar Türkiye sathında çeşitli eylemler yapılacağını ifade etti.
Acar, ‘‘Vatandaşların hak arama özgürlüğü için yapılan bir yürüyüş. Barolar güçsüz hale getirilip vatandaşların hakları zedelenmek isteniyor. Buna bağlı olarak meslek faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi önüne büyük bir engel konuyor. Güçlü barolar parçalanarak iktidar yanlısı küçük barolar oluşturulmaya çalışılıyor. Alelacele bir anda yapılan bu işleme karşı sert bir birliktelik gerekiyordu. Avukatlarla başlattığımız bu süreç büyüyecek. 10 gün içinde başka eylemlilikler de olacak’’ dedi.
İstanbul’da Adalet Nöbeti’ni başlatan avukatlardan Kemal Aytaç ise baro başkanlarının hak, hukuk adalet ve halkın hak arama özgürlüğü için bu yürüyüşü başlattıklarını söyledi.
Doğu ve Güneydoğu Baroları da Ankara Yolunda
Hükümetin Avukatlık Yasası’nı değiştirerek bir kentte birden fazla baro kurmayı mümkün hale getirecek yasa değişikliği hazırlığına karşı baroların başlattığı yürüyüşe, Doğu ve Güneydoğu Baroları da katıldı. Diyarbakır’da bir araya gelen Van ve Mardin barolarının başkanları Ankara’ya yola çıktı.
Yürüyüş için Diyarbakır’da bir araya gelen üç ilin baro başkanları, Kayapınar ilçesinden yola çıktı.Hareketten önce bir grup avukatta yürüyüşe destek için Kayapınar ilçesine geldi. Üzerinde ‘’Savunmaya dokunma’’ yazan tişörtler avukatlar, yürüyüş öncesi VOA Türkçe’ye konuştu.
Avukat Barış Yavuz, baroların yapısında gidilecek değişikliğin demokrasiye darbe vuracağını söyledi. Yavuz, “Savunmaya dokunulmaması gerekiyor. Savunmaya dokunduğunuz anda demokrasinin sac ayaklarından bir tanesine dokunursunuz.Yargı ve yargıya yardımcı temel oluşturan savunmadır, mutlak bir dokunulmazlığa sahip olması gereken savunmaya dokunulmaması gerektiğini söylüyoruz. Buradan çıkacak ses, bütün illerin barolarından yükselecek ses, gerektiği yerlere ulaşacaktır. Savunmaya dokunulduğu andan itibaren demokrasiyi savunmak, ona işlerlik kazandırmak, insan haklarını savunmak baroların elinden alındığı taktirde, zaten olmayan, aksayan demokrasi tamamen ortadan kalkacaktır'' dedi.
Avukat Serhat Eren ise toplumun tamamının sesinin kısılmak istendiğini savundu.Eren, “Amaçlanan şeyi tamamen baroların sesini kısmak, baroların sesinin kısılması demek aynı zamanda toplum sesini kısmak anlamına gelecektir. Toplumsal adaleti sağlayan baroların sesinin kısılması, toplumun sesinin kısılması anlamına gelecek. Bu sadece meslek örgütlerinin sorunu değil, bir bütün olarak toplumun sorunudur. Dolayısıyla toplumsal kesimlerinin sivil toplum örgütlerinin siyasi partilerin tamamının bu yasanın değiştirilmesi çabalarına karşı durma gibi bir sorumlulukları var” diye konuştu.
Daha sonra baro başkanlarına adına bir açıklama yapan Diyarbakır Baro Başkanı Cihan Aydın, “Bize diyorlar ‘size ne kadın haklarından, size ne çocuk haklarından, size ne doğal talanından, sizde ne işkencelerden?’ Bize bunları söylüyorlar. Biz de bunları kabul etmiyoruz bunun için yürüyoruz. Aslında kısılmak istemem sadece avukatların sesi değil tüm toplumun sesidir. Toplum için yürüyoruz, halklarımız için yürüyoruz” ifadelerini kullandı.
Daha sonra üç baro başkanı avukatlarla birlikte şehir çıkışına kadar yürüdü. Avukatlar zaman zaman alkış ve sloganlarla baro başkanlarına eşlik etti.Başkanlar daha sonra Ankara’ya doğru yola devam etti.
Baro başkanları Pazar günü Ankara’ya varacak, Pazartesi günü Meclis’e yürüyecek
Baro başkanları, 21 Haziran Pazar günü sabah saatlerinde Ankara Barosu Başkanı Erinç Sağkan tarafından karşılanacak.
Başkanlar, 22 Haziran’da toplu olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne yürüyerek yapılmak istenen değişiklik çalışmasını protesto edecek.
Ankara Barosu’nun Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın Ramazan ayının ilk Cuma günü verdiği hutbede eşcinsellik ve evlilik dışı ilişkilere dair kullandığı cümleler, Diyanet ve baroları karşı karşıya getirmişti.
Erbaş’a destek veren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, baroların seçim sisteminde değişikliğe gidileceğinin işaretini vermişti. Ardından AKP ve MHP’nin bazı illerde birden çok baro kurulmasının önünü açacak ve barolarda nisbi temsile dayalı seçim yapılması yönünde bir çalışma başlatmıştı.
