Erişilebilirlik

Savcıdan Kaşıkçı Dosyasını Riyad'a Gönderme Talebi


Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda öldürülen gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetine ilişkin yedinci duruşma bugün İstanbul Çağlayan’daki 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam etti.

Kaşıkçı cinayetine karıştıkları iddiasıyla 26 kişinin gıyaben yargılandığı davanın bugünkü celsesinde mütalaasını sunan duruşma savcısı, dosyanın Suudi Arabistan’a gönderilmesini istedi.

Savcı, mütalaasında, “Sanıkların yabancı ülke vatandaşı olmaları, haklarında çıkartılan yakalama emirleri ve kırmızı bülten kararlarının infaz edilmediği gerekçesiyle ifadelerinin alınmadığı, bu haliyle dosyanın sürüncemede kaldığı gerekçesiyle Cezai Konularda Uluslararası Adli İş Birliği Kanunu’nun 24. maddesi uyarınca dosya hakkında durma kararı verilerek aynı yasa uyarınca yargılamanın Suudi Arabistan adli makamlarına devrinin sağlanması ve gerekli usul işlemlerinin yapılmasını talep edilir” ifadelerini kullandı.

Duruşmayı 7 Nisan’a erteleyen 11. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti ise dava dosyasının Suudi Arabistan adli makamlarına devri konusunda görüş bildirmesi için Adalet Bakanlığı'na yazı yazılmasına karar verdi.

Hatice Cengiz: ‘‘Maddi çıkarların bu kadar öne çıkarıldığı bu sistem eninde sonunda kendini patlatacaktır’’

Duruşma sonrası gazetecilere durumu anlamaya çalıştıklarını söyleyen öldürülen gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın nişanlısı Hatice Cengiz, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamalarda önce Türkçe olarak ‘‘Cemal’in öldürülmesi ile ilgili bugün görülen duruşmada savcı, Suudi Arabistan’ın talebine uygun olarak, yargılamanın Türkiye’de durdurulmasını ve dosyanın Suudi Arabistan adli makamlarına nakledilmesini mahkemeden istedi. Mahkeme bu talebi adalet bakanlığına soracak’’ derken daha sonra İngilizce olarak yaptığı paylaşımlarda savcılık talebine dair eleştirilerini ahlak felsefesi üzerinden dile getirdi.

İngilizce #justiceforJamal (Cemal için adalet) etiketi ile yaptığı paylaşımlarda Cengiz, ‘‘Modern çağda insanlığın karşı karşıya olduğu ikilemi göstermesi açısından örnek bir durum ile karşı karşıyayız. İkisinden hangisini seçeceğiz? Erdemli bir insan gibi yaşamayı istemek veya maddi menfaatleri her türlü değerin üzerinde tutarak bir hayat inşa etmek? Maddi çıkarların bu kadar öne çıkarıldığı bu sistem eninde sonunda kendini patlatacaktır. Çünkü insan doğasına aykırıdır. Bu soru hepimizi ilgilendirmelidir. ‘Erdemli bir insanın, erdemlerini sürdürerek erdemli olmayan bir toplumda yaşaması mümkün müdür?’ ’’ ifadelerini kullandı.

Önderoğlu: ‘‘Koyunu kurda yem etmemelerini istiyoruz’’

Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesinden sonra tüm süreci yakından takip eden Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, uluslararası toplumun Suudi Arabistan Başkonsolosluğu’nda öldürülen gazeteci ile sessizliği sonrası Türkiye’nin de bu dosyaya ilgisini kaybettiğini söyledi.

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Önderoğlu, ‘‘Türkiye’de Cemal Kaşıkçı cinayetinin hak ettiği cezayı görme ihtimali savcılığın ABD istihbarat raporunun örneğini talep etmeye yanaşmaması ve Türkiye’nin Suudi Arabistan ile diplomatik yakınlaşmaya girişmesinden sonra azalmıştı. RSF olarak Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad’da görülen yargı maskaralığından sonra adaletin İstanbul’daki dosyayla gelebileceğine açıkça ümit etmiştik. Cinayetin üzerinden geçen üç buçuk yılda uluslararası toplumun suskunluğu ve Suudi Arabistan’a yönelik caydırıcılıktan uzak tutumu şimdi Türkiye’nin de dosyayı gözden çıkarmasına tanık oluyoruz gibi. Doğrusu bir aydının cenazesi yok edilecek tarzda ortadan kaldırılması gibi böylesi uluslararası bir cinayetin küresel vicdanda ortada bırakılması kabul edilebilir bir durum değil. Bütün bu durumlar insan hakları savunucularının ve aydınların korunmasının uluslararası koruma mekanizmasının geliştirilmesini zorunlu kılıyor. RSF olarak bu uğurda mücadelemizi sürdüreceğimiz gibi Türkiye Adalet Bakanlığı'ndan dosyayı Suudi Arabistan’a göndermeyerek koyunu kurda yem etmemesini istiyoruz’’ dedi.

Cemal Kaşıkçı cinayeti ve davasının geçmişi

Washington Post gazetesinde köşe yazarıyken öldürülen Suudi Arabistan vatandaşı gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayeti, üç buçuk yıldır gizemini koruyor.

2 Ekim 2018’de evlilik hazırlıkları amacıyla belge almak için Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu binasına giren gazeteci Kaşıkçı, bir daha konsolosluktan çıkmadı. MOBESE kameralarınca kaydedilen görüntülerde cinayetten bir gün önce Suudi Arabistan’dan geldiği ve cinayetten sonra İstanbul’dan iki uçakla ayrıldığı görülen Suudi Arabistan güvenlik görevlileri, Kaşıkçı’nın ortadan kaybolmasından sorumlu tutuluyor.

Cinayetle ilgili yargılama 3 Temmuz 2020’de başladı.

Hazırlanan iddianamede Cemal Kaşıkçı'nın öldürülme olayına karıştıkları iddia edilen Mansur Osman Abu Hüseyin, Maher Abdulaziz M. Mutreb, Salah Muhammed A. Tubaigy, Mustafa Muhammed M. Al-Madani, Saif Saad Q. el-Kahtani, Thaar Ghaleb T. Alharbi, Badr Lafi M. Alotaibi, Turki Musharraf M. Alshehri, Fahad Shabib A. Albalawi, Waleed Abdullah M. Alshehri, Muhammed Saad H. Alzahrani, Naif Hasan S. Alarifi, Abdulaziz Muhammed M. Alhawsawi, Halid Aedh G. Alotaibi, Meshal Saad M. Albostani, Muflih Shaya M. Almuslih, Ahmed Abdullah A. Almuzaini ve Saad Muid Alqarni'n tasarlayarak ve canavarca hisle eziyet çektirerek kasten öldürme' suçundan ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması talep ediliyor.

Suudi Arabistan İstihbarat eski Başkan Yardımcısı Ahmed Bin Muhammed El Asırı ile Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman'ın eski danışmanı Suud Al Kahtani hakkında da ‘‘tasarlayarak ve canavarca hisle eziyet çektirerek kasten öldürmeye azmettirme'’’ suçundan ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapsi isteniyor.

STÜDYO VOA

VOA Türkçe Gazze protestolarının düzenlendiği üniversitede – 26 Nisan
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:28:12 0:00
XS
SM
MD
LG