Erişilebilirlik

Savacı: ‘Aktör Gibi Olmaktansa Giderim Herhangi Bir Ülkede Pompacılık Bile Yaparım’


Savacı: ‘Aktör Gibi Olmaktansa Giderim Herhangi Bir Ülkede Pompacılık Bile Yaparım’
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:09:30 0:00

Yeşilçam ve televizyon dizilerinin ünlü oyuncusu Tolga Savacı, Türkiye'de sanat üzerinde siyasi baskı olduğunu belirterek sanata başka bir coğrafyada devam etmek için ABD'ye taşındıklarını söyledi.

Tolga Savacı, eşi ünlü yazar Nermin Bezmen’le ABD'ye yerleşme kararlarını ve Türkiye'deki dizi sektörünün sorunlarını New Jersey'deki evlerinde Amerika'nın Sesi'ne anlattı.

Türkiye'den taşınma kararı aldıklarında önce ABD alternatifini denemek istediklerini kaydeden Savacı, ''Türkiye'deki yaşanan değişimlerden sonra başka bir yerde sanata ve hayata devam etmenin belki bizim için daha doğru olacağını düşündük eşimle beraber, Nermincimle (Bezmen) beraber. Ve öyle bir karar aldık. Birkaç ülke vardı kafamızda, tabi Amerika'da burada yarı kurulu bir düzen de vardı. Birçok sebepten dolayı Amerika'yı ilk başta denemek için karar verdik ve buraya geldik. İşte yaklaşık 2 buçuk yıldır da buradayız'' dedi.

''Aktör gibi olmaktansa giderim herhangi bir ülkede pompacılık bile yaparım''

Savacı, Türkiye'den en çok oğlunu özlediğini anlatarak yakın arkadaşlarının bir çoğunun da başka ülkelere yerleştiğini söyledi. Özlediği Türkiye'nin hayallerinde kaldığını ifade eden Savacı, ''Valla Türkiye'de özlediğim birçok şeyi ben artık burada buluyorum. Çünkü benim çocukluğumdaki Türkiye çok uzaklarda kaldı. En çok da oğlumu özlüyorum. Çok sevdiğim bazı arkadaşlarım da Türkiye'den maalesef başka yerlere doğru hicret etti. Ama benim çok özlediğim, sevdiğim Türkiye benim hayallerimde kaldı. Burada benim o çok özlediğim Türkiye'ye çok yakın bir insan görüyorum. Naif, saygılı, güven ön planda, yani siz bir şey söylediğiniz zaman size yalancı gözüyle bakmıyor. Dolayısıyla valla çok özlediğimi söyleyemeyeceğim. Çok üzülüyorum ama çok özlediğimi söyleyemeyeceğim'' diye konuştu.

Türkçe de dahil dört dil bildiğini belirten Savacı, ''Benim İngilizcem iyi, İtalyancam iyi, Fransızcam iyi, Türkçem iyi, pratik biraz Arapçam da var. Lisanlarım çok iyi. Zaten ona da çok güveniyordum, dedim ki 'Türkiye'de istemediğim bir projede yer alıp aktör gibi olmaktansa giderim herhangi bir ülkede pompacılık bile yaparım ki dört lisanla ben illa bir şeyler bulurum' diyordum'' ifadelerini kullandı.

''Senaryolar baskıya göre değişiyor''

Türkiye'deki dizi ve film sektörünün durumunu da değerlendiren Savacı, görsel sanatlar üzerinde siyasi baskı olduğu ve senaryoların gelen baskıya göre değiştiği görüşünde:

“Politik baskı var dizilerin üstünde, yani ona göre de hemen senaryolar değişiyor. Bakıyorsunuz, birisi diyor ki oradan 'Benim ceddim bu değildi' diyor, 'Benim ceddim ata binerdi diyor', bütün cet bir anda ata binmeye başlıyor. İşte birisi diyor ki 'benim bacım böyle gezmezdi' diyor bir anda bacılar kapanıyor. Aslında Osmanlı zamanında Türkiye böyle değildi. Osmanoğullarının da bir sürü resimleri paylaşılıyor.''

Görsel sanatların yeni duruma uyum sağlamak zorunda kaldığını anlatan Savacı, ''Aslında reyting baskısından ziyade başka bir baskı var Türkiye'de, görsel sanatların üzerinde. Bu mantığa da uyum sağlayan çalışmalar yapılıyor. Çok güzel işler de yapılıyor arada. Bazen reytingleri tutmuyor gibi gösteriliyor. Bazen işte öyle oluyor, bazen böyle oluyor. Türkiye'de şu anda, bütün sanatçı arkadaşlarıma, yapımcılara Allah yardım etsin diyorum. Yani değişik.”

''Türkiye ile ilgili herhangi bir beklenti ve projem yok''

Savacı, Türkiye'den herhangi bir dizi ve film projesiyle ilgili planı ve beklentisinin olmadığını da anlatarak, ABD'de çalışma izni için resmi prosedürlerini tamamladıktan sonra buradaki potansiyeli değerlendirmeyi düşündüğünü söyledi.

Türkiye'den ''ufak tefek'' bazı projelerle ilgili tekliflerin geldiğini dile getiren Savacı, ''Burada prosedür oluştuktan sonra, ‘union’a (oyuncular sendikası) üye olup, burada muhakkak üye olmanız gerekiyor oyuncular sendikasına, dolayısıyla ondan sonra burada belki bir şeyler deneyeceğim ama Türkiye ile ilgili herhangi bir beklenti ve projem yok'' dedi.

''Hep seçici oldum''

Yeşilçam filmlerinde ve çok sayıda televizyon dizisinde rol alan Tolga Savacı, yer aldığı projeleri ve oyunculuk kariyerini de değerlendirdi.

Yer aldığı projeler için hep seçici davrandığını anlatan Savacı, şunları söyledi:

''Hemen hemen içinde bulunduğum tüm projelerin yüzde doksanında, iyi ki bulunmuşum dediğim projeleri seçtim. Zaten belki de benim en büyük sıkıntılarımdan biri de Türkiye'de oydu. Çünkü siz seçici olduğunuz zaman, yapımcılar pek hoşlanmıyor bundan. Çünkü her proje yapımcının çocuğu. 'Benim çocuğumu beğenmedi' diyor adam, kızıyor size. Ama 'keşke bunu yapmasaydım' dediğim de, valla çok dediğim gibi de olmadı. Hep böyle bir seçiciydim. Samanyolu var, televizyon dizisiydi. Temel Gürsu’nun çektiği Sekreter vardı. Tabi bunu ben kendim yorumlamıyorum, seyircilerden veya sevenlerden gelen şeye göre, çünkü 'ben bunu çok iyi oynadım' demek abes, yani egoizm ama oyuncu olarak benim tatmin olduğum bir sürü proje var. Çoğunda da ben tatmin oldum aslında. Hayal kırıklığına uğradığım projelerim de oldu, çok iyi niyetle başladığım. Ama bizim düşüncemizle, bizim bakış açımızla, benim hayallerimle hiçbir şekilde bağdaşmadı. Onlar da oldu ama genel olarak ben yaptığım işlerin çoğunda mutlu oldum.''

Tolga Savacı, Aydan Şener ve Yaşar Alptekin’le başrollerini paylaştığı, TRT'de 1989-1990 yıllarında yayınlanan Samanyolu dizisinin en beğendiği projelerden birisi olduğunu söyledi:

''Çok güzel bir ekip kurmuşlardı, Allah rahmet eylesin, Enver Abi yaşıyor mu bilmiyorum. İşte yapımcı Enver Özerli ile Osman Yağmurdereli'ydi. Osman Abi rahmetli oldu, Enver Abi inşallah yaşıyordur. Yani çok özenerek bir proje yapmışlardı. Bir de en büyük şansımız bizim o projede, proje Eylül aylarında başlayacaktı fakat bir sıkıntı oldu TRT’yle ve proje Aralık ayına kaldı başlangıcı. Ya Kasım sonu ya Aralık ayına kaldı. Yani bizim önümüzde senaryo varken iki üç kere okuma şansımız oldu. Türkiye’de en büyük lükslerden biridir. Türkiye’de sizi arar yapımcı, der ki 'Tolgacım tam sana göre bir projemiz var, seni düşünerek hazırladık.' İşte günlerden Perşembe, 'seni düşünerek hazırladık projeyi, bilmem ne ıvırdı zıvırdı.' 'Abi gönderir misiniz?' Bir de o zamanlar internet, mail ıvır zıvır yok. 'Ne zaman başlamayı düşünüyorsunuz abi?' 'Pazartesi.' 'Abi bugün perşembe. Siz beni düşünüp projeye nasıl başladınız daha el sıkışmadan.' Türkiye'de maalesef böyle bir şey var. Samanyolu’nda bizim en büyük lüksümüz, önümüzde bir, iki, iki buçuk ay senaryoyu okuyup oradaki kişiliklerle bütünleşip, o kişileri yaşamak lüksümüz oldu. O çok önemli bir şeydi bence.''

''ABD'de klasik arabalarla bir süre ilgilendim''

Tolga Savacı, ABD'ye ilk geldiğinde bir süre klasik otomobillerle de ilgilendiğini ancak bunun medyada abartılı haberlerle yer aldığını belirtti.

Henüz bu konuda kayda değer bir faaliyetinin olmadığını vurgulayan Savacı, şunları söyledi:

''Benim için hobiydi o Türkiye'deyken, birkaç tane klasik arabam vardı. Çok uğraşıyordum. Çok da sevdiğim bir şey, bir şeyi alıp hayata tekrardan geri kazandırmak. Yani arabayı alıyorsunuz paslanmış, biraz bozulmuş, tekrardan olduğu, fabrikanın ürettiği hale getirmek. Benimki biraz daha şeydi, yüzde yüz orijinal yapmıyordum arabayı, illa böyle bir dört disk falan koyuyordum üstüne. Yani modern teknolojinin getirdiği ama arabanın orijinal görüntüsünü bozmayacak bir sürü şeyi de ekliyordum. Hobiydi benim için. Burada böyle bir iki tane şey oldu, talep geldi, cevap verdim ama tabi Türkiye’deki var olan vergi oranlarıyla klasik araba ithalatı Türkiye için mümkün değil. Yani diyor ki, mesela benim burada 5 bin ya da 3 bin dolara alabileceğim, restore etmek için başlayabileceğim bir arabayı Türkiye Cumhuriyeti 'ben bunu 18 bin dolara sayarım' diyor.''

ABD'de tamirhane açtığı yönünde doğru olmayan haberlerin Türk medyasında yer aldığını anlatan Savacı, ''İlk başta zaten benim de hobim olan eski Amerikan arabalarıyla ilgili bir kaç talep vardı. Onlarla ilgili bir kaç şey yaptım ama tabi o farklı bir şekilde aksetti Türkiye'deki gazetelerde. Sanki ben burada üç-beş tane tamirhane açmışım şey yapıyorum gibi. Zaten bizim basını biliyorsunuz hormonlamayı seviyor haberleri ama hem öyle bir şeyler oldu tabi onun için yasal bir şeyler gerekmiyor alıp satabiliyorsunuz öyle şeyleri. Şimdi yeni yeni benim bu yasal prosedürüm oluştu bundan sonra bakacağız önümüze'' dedi.

STÜDYO VOA

Köprü kazasının ardından milyarlarca dolarlık tazminat bekleniyor – 28 Mart
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG