Erişilebilirlik

Salgında Normalleşemeyen Tek Sektör: Nargileciler


Türkiye’de Corona virüsü salgını boyunca kapalı kalan işletmeler normalleşme sürecine geçilmesiyle yeniden kepenk açsa da nargile servisi hala yasak tutuluyor.

Haziran ayında başlayan kademeli normalleşme sürecinde, İçişleri Bakanlığı genelgesine göre faaliyet konusu ‘nargile salonu/kafesi’ olan işyerlerinin çalışmasına verilen ara devam ediyor. Diğer işletmelerde de nargile servisi yapılamıyor. Salgınla mücadele kapsamında alınan önlemlerle en uzun süre kapalı kalan işletmelerden olan kahvehaneler de salgının başından bu yana yasağın sürmesinden şikayetçi.

Salgında Normalleşemeyen Tek Sektör: Nargileciler
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:08:04 0:00

Yalnızca nargile müdavimlerinin uğrak noktası olan bazı kahvehanelere yasak yüzünden kimse uğramaz oldu. Hakkı Küllü’nün İzmir’deki kahvehanesi de onlardan biri.

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Küllü, “Burası bir kahvehane dışında nargile salonu. Burası kültürü olan bir yerdir. Eski atalarımızın, dedelerimizin kullandığı tömbeki dediğimiz nargiledir ve biz bununla ayakta kalan bir mekanız. Nargile sattığımız sürece insanlar buraya gelip sohbet eder, bu amaç uğruna eski dostlar birbirleriyle buluşur. Müşterilerimizin hepsi eskilere dayalıdır” dedi.

“Önümüzdeki ay kapatmayı düşünüyoruz”

Nargile yasağıyla işletmesinin ayakta kalma imkanı olmadığını kaydeden Küllü, “İmkanı yok, sıfır. Bugün de belediyeden arkadaşlar birkaç şey istemek için geldi. Ben de kendilerine ‘bugünkü şartlar böyle giderse önümüzdeki ay kapatmayı düşünüyoruz’ dedim. Bu olay böyle giderse, dayanma gücümüz yok. Bizim buranın günde sattığımız 50 tane çayla ayakta kalması mümkün değil. İnsanlar burada sohbete geliyor. Adam o çayı oturur evinde de içer. Dayanacağımız gün belli” diye konuştu. Salgın öncesinde günde 100 tane nargile sattıklarını belirten Küllü, yasak nedeniyle ekonomik sıkıntıya girdiklerini ve sekiz çalışandan yalnızca birinin kaldığını vurguladı.

İşletmelerin kapalı kaldığı süreçte hükümetten aldıkları desteğin yeterli olmadığını da ifade eden Küllü, “Vallahi işte ölüyoruz. Bize artık birisi bir can suyu verirse, nargile serbest deyip bizi rahatlatırsa dünyanın en mutlu insanı oluruz. O da olmazsa, şartlar, yaşadıklarımız ortada. Kapatıp gideceğiz” ifadelerini kullandı.

“Herkesin kedine ait marpucu, takımı var”

Tüm sektörlerde normalleşme sürecine geçilmesine karşın nargile yasağının sürmesine tepki gösteren Küllü şöyle konuştu: “Bizim nargile kültüründe herkesin kendine ait bir marpucu var. Herkesin kendine ait bir takımı var. Tek kullanımlık marpuçlar var. Yani adam içiyor, atıyorsun çöpe gidiyor. Başkasının marpucunu, takımını kullanma hakkı yok. Lokantalarda, restoranlarda, açık olan yerlerde insanların iç içe olduğunu görüyoruz. Ben bir mekana gittim, adam bardağı yıkamadan aynı bardağı doldurdu, müşteriye verirken gördüm. Oradaki insana serbest, bizim burada her şey hijyenik olmasına rağmen yasak. Gelip kontrolünü de yapabilirler, ocağımızın içine kadar girebilirler. Hangi şartlarda, nasıl temiz çalıştığımızı görsünler.”

Müdavimler de yasağın sonlandırılmasını istiyor

Uzmanlar nargilenin ortak kullanımının salgının yayılmasına yol açtığını söylese de nargile müdavimleri de artık yasağın bitmesini istiyor. 1973 yılından beri nargile içtiğini söyleyen emekli Mehmet Ersoy, “Bu son pandemiden dolayı epeyce bir sıkıntı çektik. Evin balkonunda içiyoruz. Bazen arabanın arkasına koyup boş bir yerde içiyoruz. Ama bu bizim için çok büyük bir külfet. Her şey serbest bırakıldığına göre bu nargile neden hala yasaktır, ben bunu anlayamıyorum” diye konuştu.

Müdavimi olduğu kahvehanede kendine ait marpucu olduğunu ve altı ayda bir değiştirdiğini kaydeden Ersoy, “Bunun bir çaresi olması lazım. Binlerce esnaf bundan ekmek yiyor. Binlerce çalışan var. Yani yazıktır, günahtır. Kahvelerde serbest bırakılsa hiçbir sorun olacağını sanmıyorum. Ama tedbir de alsınlar. Yani böyle uluorta yapılmasın. Bir mesafe koysunlar. Havalandırma olan yerlerde, üstü ve yanları açık olan yerlerde olabilir. Yani nasıl açık alanlarda sigara içiliyorsa, nargilenin de içilmesi gerekir” dedi.

“Hem nargile satışını yasaklıyorsunuz hem de nargile sunum belgesini almaktan vazgeçmiyorsunuz”

VOA Türkçe’ye açıklamada bulunan İzmir Kahveciler Odası Başkanı İsmail Hakkı Kırdı ise esnafın kapalı kaldığı dönemden borçlarla karşı karşıya olduğuna dikkat çekti. Nargile yasağı sürmesine karşın işletmelerden Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu (TAPDK) tarafından nargilelik tütün mamulü sunum uygunluk belgesi bedelinin alınmaya devam edildiğini söyleyen Kırdı, “Bizler zaten ufak paralarla geçimini sağlayan esnaf teşkilatı olduğumuz için çok büyük zarar gördük. Kiralarımız, elektriklerimiz, sularımız, katı atık bedelini halen ödüyoruz. Kapalı kaldığımız dönemden gelen bizim arkamızda bir borç var. Bu borcu kapatmamız uzun bir zaman gerektiriyor. Ama hem nargile satışını yasaklıyorsunuz hem de nargile sunum belgesini almaktan vazgeçmiyorsunuz” diye konuştu.

2020 yılında 5 bin TL’ye varan TAPDK bedelini ödemelerinin ardından kahvehanelerin kepenk indirdiğini hatırlatan Kırdı, nargile yasağı sürmesine rağmen aynı bedelin 2021 yılı için de ödenmesinin istendiğini söyledi.

“Bazı arkadaşlarım mecburen parası olmadığı halde borç buldu, gitti yatırdı. Ben dahil” diyen Kırdı, ödenen bedellerin işletme sahiplerine iade edilmesini ya da önceki yıldan 2021 yılına aktarılmasını talep etti. Kırdı, Tarım ve Orman Bakanlığı’na bunu dilekçeyle ilettiklerini ancak taleplerine yanıt alamadıklarını da belirtti.

“Devletimizden daha fazla destek bekliyoruz”

Kahvehanelerin yanısıra marka haline gelen nargile kafelerin de ciddi ekonomik sıkıntıya düştüğünü söyleyen Kırdı, “İzmir'de belki o kadar fazla değil ama İstanbul'da korkunç sayıda bu kafeler var. Bunlar tabii çok zor durumda. Bu markalaşmadan dolayı da çok büyük kiralarla savaşıyorlar. Mekanlarını hep gözle görünen, kiraları çok yüksek olan caddelerde tuttular. Mal sahipleri yanında çalışan insanları çıkarmak zorunda kaldı” ifadelerini kullandı.

Kırdı, “Devletin kapalı olduğumuz dönemler içerisindeki vergi, muhtasar, tabela, katı atık bedelleriyle ilgili yeni bir genelge çıkarıp, belediyelerin hem bu katı atık bedellerini hem çöp vergilerini hem de devletin de bizden işletme vergilerimizi, muhtasarlarımızı almamalarını, yani bir nebze olsun can suyu olması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü esnaf bizim esnafımız. Bu anlamda devletimizden daha fazla destek beklediğimizi söylüyorum ve inanmak istiyorum. Büyük Türkiye’nin esnafımıza bütçeden daha fazla pay ayırmasını bekliyorum” diyerek nargile yasağının bir an önce sonlandırılması çağrısı yaptı.

STÜDYO VOA

EKOTÜRK Stüdyo VOA
lütfen bekleyin
Embed

No media source currently available

0:00 0:29:44 0:00
XS
SM
MD
LG