Erişilebilirlik

Suriye'de Sahipsiz Mülteci Kampı: Roj


Suriye'de Sahipsiz Mülteci Kampı: Roj
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:03:46 0:00

IŞİD’in Suriye ve Irak’ta zaman zaman yoğunlaşan saldırıları, yüzbinlerce kişiyi evini, hatta yaşadığı şehri terk etmeye zorladı. Bu kitlenin küçük bir kısmı evlerine dönebilirken önemli bir bölümü Irak, Suriye, Türkiye ve Lübnan gibi ülkelerdeki kamplarda ve geçici barınma alanlarında hayatlarını sürdürmeye çalışıyor. Ancak çatışmalardan, saldırılardan, ölümden kaçıp mülteci kamplarında bir çadır bulabilmek, biraz rahatlamaya yetmiyor.

Kampların bir kısmında standartlar nispeten kabul edilebilir düzeylerdeyken bazı kamplar mültecilerin mağduriyetini daha da arttıracak kadar kötü durumda. Suriye’nin kuzeyinde ve Cezire Kantonu içindeki Roj Kampı da bu kamplardan biri.

Yaklaşık 200 ailenin yaşadığı kampta Irak’ın Musul kentine bağlı Zummar bölgesi ve Suriye’nin Haseke kentinden 1300 kişi bulunuyor. Kamptakilerin çoğu kadın ve çocuk. Suriye-Irak sınırına yakın bir noktada olan kamp yaklaşık bir ay önce kurulmuş.

Yerleşim birimlerine uzak ve toprak yollardan ulaşılan kampta sadece çadırlar bulunduğunu söylemek yanlış olmaz. Kampta sağlık, çocuklar için eğitim, düzenli sıcak yemek hazırlayan yemekhane gibi hizmetleri veren birimler bulunmuyor. Cezire Kantonu’nun günlük yiyecek gönderdiği kamptaki mülteciler uluslararası yardım kuruluşlarının ilgisizliğinden şikayetçi.

Aşırı sıcak en çok bebekleri zorluyor

Yaz mevsimi olması nedeniyle bölgede hava sıcaklığı 40 derecenin üstünde. Açık alanda ve toprak zemine kurulmuş olan kampta tozla birleşen hava sıcaklığı daha da yakıcı bir hal alıyor. Mülteciler kısa süre önce 14 aylık bir bebeğin aşırı sıcaklara dayanamayıp öldüğünü anlatıyorlar.

Iraklı olduğunu söyleyen Mahe adlı kadın IŞİD’den kaçtıklarını anlatıyor. Mahe ile komşusunun çadırında karşılaşıyoruz. Bir bebeği olduğunu söyleyen Mahe, bebeğinin aşırı sıcaklardan çok etkilendiğini, komşusunun çadırında klima olduğu için bebeği biraz serinlesin diye komşusunun çadırına geldiğini anlatıyor.

Iraklı Ayşe’nin çadırında çocuklar leğenlerin içindeki suyla hem oynuyorlar hem de serinliyorlar. Çocukların sesi Ayşe’nin sesini bastırdığı için anlattıklarından sadece IŞİD’den kaçtığı ve evinin yıkıldığı anlaşılabiliyor.

Rojava bebek

Suriye-İsrail sınırındaki Golan’daki evini terk etmek zorunda kalan Jozef’in bebeği kampta dünyaya geldiği için adını Rojava koymuş.

Jozef söze “bir sürü eksiğimiz var” diyerek başlıyor. Çocukların aşırı sıcaklardan çok etkilendiğini birkaç kez vurgulayan Jozef, çocuklar ve bebekler için süt bulunmadığını söylüyor. Jozef, üç çocuğundan ikisinin hasta olduğunu ve kalbinde delik olan Rojava bebeğin sürekli tedaviye ihtiyacı olduğunu anlatıyor. Ancak hasta olan sadece çocuklar değil. Jozef, kamptaki herkesin psikolojisinin çok kötü olduğuna dikkat çekip psikolojik desteğe ve ilaca ihtiyaçları olduğunu, uluslararası yardım kuruluşlarından yardım istediklerini söylüyor.

Kampta seruma bağlı bir çocuk daha var. Ailesi sürekli tedavi gerektiren bir hastalığı olduğunu, ancak hastane ve doktor bulunmadığı gibi ilaç temininde zorlandıklarını anlatıyor.

Kantonun imkanları kısıtlı

Kamptaki mülteciler ve çalışanlar Cezire Kantonu’nun imkanlarının kısıtlı olduğunu ve uluslararası yardım kuruluşlarından yardım beklediklerini vurguluyorlar. Mültecilerden biri, kampta ambulans olmadığı için hastalananları kamp çalışanlarının kendi araçları ile hastaneye götürdüklerini anlatıyor.

Mülteciler öncelikli olarak klima, vantilatör, buzdolabı, ambulans ve doktora ihtiyaçları olduğunu söylüyorlar.

Kamptaki Iraklı mültecilerin büyük kısmı Irak’taki kamplarda bir süre kaldıktan sonra Suriye tarafına geçmiş. Artık geri dönmek istediklerini söyleyen Iraklı mültecilerden biri IŞİD saldırısından önce Irak’ın Zummar bölgesinde polis olduğu anlatıyor.

IŞİD’in Zummar’a saldırısından kaçan çok sayıda asker ve polisin de mülteci olduğu belirtiliyor.

Roj kampındaki 60 kadar Iraklı eski asker-polisten biri, “IŞİD saldırısından kaçtıklarını ve firari duruma düştüklerini” söylüyor. Bu asker ve polislere af çıkarılmasını isteyen Iraklı “11-12 aydır mülteciyiz. Biz ülkemizden değil, çocuklarımızı kesmesin diye IŞİD’den kaçtık. (Irak) Hükümetten, İçişleri Bakanından, Savunma Bakanından geri dönmemiz için af çıkarmasını istiyoruz” diyor.

STÜDYO VOA

Köprü kazasının ardından milyarlarca dolarlık tazminat bekleniyor – 28 Mart
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG