Reuters Haber Ajansı’na göre Amerika liderliğindeki koalisyon YPG ile çalışarak 30 bin kişilik sınır gücü oluşturuyor. Söz konusu gücün Suriye Demokratik Güçleri tarafından kontrol edilen bölgenin sınırlarına yerleştirileceği kaydedildi.
Reuters, üst düzey bir Türk yetkilinin Amerikan maslahatgüzarının Çarşamba günü Dışişleri Bakanlığı’na çağrılmasının nedeninin Amerika’nın ‘Sınır Güvenlik Gücü’nü eğitmesi olduğunu belirttiğini kaydetti.
Türk Dışişleri Bakanlığı da bu bilgiyi onayladı. Ayrıca Türkiye'nin konuyla ilgili rahatsızlığının Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu tarafından Amerika Dışişleri Bakanı Rex Tillerson'a Amerika'nın Vancouver kentindeki bir toplantı sırasında bizzat iletileceği kaydedildi.
Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgilere göre Amerika'nın PYD-YPG'ye desteğiyle Türkiye'nin sınır güvenliğini tehlikeye düşürdüğü vurgulanacak.
PYD-YPG'ye yapılan yardım ve her türlü askeri desteğin terör örgütü PKK'yı desteklemek olduğu yinelenecek.
Reuters, Koalisyon Kamu Bilgilendirme Ofisi’nin kendilerine gönderdiği elektronik postada belirtilen yeni gücü kabul ettiğini belirtti. Koalisyon Kamu Bilgilendirem Ofisi, söz konusu gücün yarısının Suriye Demokratik Güçleri gazisinden oluşacağını, diğer yarısının da göreve alınma sürecinde olduğunu kaydetti.
Reuters’a göre yeni kuvvet, kuzeyde Türkiye sınırına, güneydoğuda Irak sınırıyla Suriye Demokratik Güçleri’yle Suriye güçlerini ayıran Fırat Nehri boyunca konuşlandırılacak.
Koalisyon, Sınır Güvenlik Gücü’nin Suriye Demokratik Güçleri komutası altında görev yapacağını ve şu anda 230 kişinin eğitim gördüğünü kaydetti.
Suriye Demokratik Güçleri'nin çoğunluğunu YPG oluşturuyor.
Koalisyon Kamu Bilgilendirme Ofisi’nden yapılan açıklamada, “Suriye’nin kuzeyinde daha fazla Kürt hizmet edecek. Daha fazla da Arap da Fırat Nehri boyunca ve Irak sınırında görev yapacak” denildi.
Türkiye YPG’yi PKK’nın bir kolu olarak nitelendiriyor.
Amerika’nın Suriye’de 2 bin kişilik bir gücü olduğu tahmin ediliyor. Washington, IŞİD tamamen yanilene, istikrar çabaları düzene girene ve Birleşmiş Milletler öncülüğündeki barış çabalarından anlamlı bir sonuç çıkana kadar ülkede kalacağını belirtiyor.
