Titreme, hareketlerde yavaşlama, konuşmada zorluk. Bunlar Parkinson hastalığının en bilinen belirtileri. Bu nörolojik hastalık beyinle kaslar arasındaki iletişimi bozuyor. Araştırmacılar, neredeyse 200 yıl önce James Parkinson tarafında keşfedilen hastalıkla ilgili bir tedavi bulabilmiş değil. Ancak belirtileri hafifletmek mümkün.
Parkinson hastalığıyla mücadele eden en tanınmış isimlerden biri, dünya ağır siklet boks şampiyonu Muhammed Ali’ydi. Ali, Parkinson araştırmaları için kampanyalar yürüttü. Ali’ye teşhis konduğunda ünlü boksör sadece 42 yaşındaydı.
Papa 2. Jean Paul de Parkinson hastasıydı. Oyuncu Michael J. Fox, hastalıkla tanıştığında 30 yaşındaydı. Emmy ödüllü aktör, hastalıkla ilgili farkındalığı arttırmaya ve tedavi bulunması için çalışmaya büyük önem veriyor: “Hayatımda yarattığı değişiklikler çok derindi ve ilerliyordu. Bir çok nedenle bunu kimseyle paylaşmadım. Korku ve kabullenememe bu nedenlerden bazıları.”
Tam tedavisi olmasa da bazı ilaçlar Parkinson semptomlarını kontrol altına alabiliyor. Hastalığın bir başka devası da müzik ve dans. İngiliz Ulusal Balesi’nde hastalar, hareketlerini ve ruh hallerini geliştirmek için dans dersi alıyor.
Londra’daki Roehampton Üniversitesi’nden uzmanlar da dansın Parkinson hastaları üzerindeki etkilerini araştırdı ve hastaların denge ve dayanıklılığına olumlu etkisi olduğu sonucuna vardı.
Wendy Mathews, bu dans programına 2009’da katılmış: “İlk geldiğimde ‘acaba işe yarayacak mı’ diye merak ediyordum. Artık toplu taşıma kullanamıyorum. Dans pistini başkasının yardımıyla geçebiliyordum. Sonra benzer durumdaki insanlarla bir saat boyunca coşkuyla dans edince, pisti tek başıma geçebilmeye başladım. Sıkıntı yaşamadan. Zafere yürür gibi.”
Mathews gibi hastalar, dans sayesinde hastalıklarını bir ölçüde unutmayı başarıyorlar.
