Fransa’nın başkenti Paris’te 9 Ocak 2013 günü Kürt Enformasyon Merkezi’nde 3 PKK’lı kadını öldürmek suçundan cezaevinde bulunan tek tutuklu sanık Ömer Güney,Paris Pitie-Salpetriere Hastanesi’nde yaşamını yitirdi. Soruşturma dosyası tamamlanan Ömer Güney, 23-24 Ocak tarihlerinde “örgütlü cinayet” suçundan mahkeme karşısına çıkmayı bekliyordu.
Beyninde tümör olan ve sürekli cinayeti soruşturan Hakim Jeanne Duye’den hastaneye sevkedilme talebinde bulunan Güney’in hafta başında ağır hasta olduğu için tahliye talebinde bulunduğu öğrenildi.
Amerika’nın Sesi’ne, Güney’in öldüğünü doğrulayan bir savunma avukatı, suikastte öldürülen Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez’in ailelerine, hastalığı nedeniyle tahliyesini isteyen Güney’in bu talebini değerlendirmek üzere Cuma günü ailelerle temasa geçtiklerini, ancak toplantı yapılamadan, ağır beyin rahatsızlığı nedeniyle Pitie-Salpetriere Hastanesi’ne kaldırılan Güney’in, Cumartesi sabahı yaşamını yitirdiğini dile getirdi.
Beyninde tümör olduğu için sık sık tahliye talebinde bulunan 34 yaşındaki Ömer Güney, başından beri suçu işlediğini de reddetmişti.
Tek tutuklu olan Güney hakkındaki soruşturma aşaması bitmiş, zanlının 23-24 Ocak tarihlerinde ceza mahkemesinde yargılanması bekleniyordu.
“Aileler öfkeli”
Kurban yakınlarının avukatları, yazılı bir açıklamayla, “Ailelerin 4 yıldır kamuya açık bir yargılama beklediklerini, çok büyük bir öfke ve hayal kırıklığı içinde olduklarını” söylediler. Avukatlar, “Görünen o ki Fransa, kendi topraklarında gerçekleşen, yabancı gizli servislerin işlediği siyasi bir cinayeti çözme kapasitesine sahip değil” dedi.
Mahkemeye çıkacaktı
Soruşturma hakimleri, 3 yıl süren derin soruşturma sürecinin ardından mahkemeye sevkettikleri raporda, “Güney’in MİT mensubu olduğu ve cinayetin MİT bağlantılı olarak işlendiği” iddialarına yer vermiş, bunun için Ankara ile çok sayıda yazışma yapmıştı. Ancak soruşturma makamının bu iddialarına yanıt veren MİT, Ocak 2014’te, iddiaların hepsini resmen yalanlamıştı.
Güney ise, cinayeti kendisinin işlemediğini belirtse de, cinayet anında Kürt Enformasyon Merkezi’ne girerken kameralarda tespit edilmiş, çantasında barut izlerine, kıyafetinde ise kurbanlardan birisinin DNA’sına rastlanmıştı.
