2012 Olimpiyat Köyü Londra’nın doğusunda yedi yıl öncesine kadar ilgi gösterilmeyen yoksul bir bölgede bulunuyor. Ama Londra 2005’de olimpiyatlara evsahipliği yapma hakkı kazanınca herşey değişti. Şimdi değişimin olumlu olup olmadığı, bölgenin Olimpiyatlar sonrası durumunu koruyup koruyamayacağı tartışılıyor.
Doğu Londra’nın yeniden inşası başından beri 2012 Olimpiyatları projesinin bir parçası oldu. Spor tesislerinin yansıra çevre temizlendi, yeni konutlar, dükkanlar ve parklar inşa edildi. Hedef bu bölgeyi Londra’nın gelişmiş, zengin bir parçası haline getirmekti.
Bu nedenle Olimpiyat organizatörleri bölgenin geleceğini planlayacak özel bir şirket kurdu. Şirket Olimpiyat Köyü ve birinci sınıf spor tesisleri inşa ederek binlerce kişiye iş ve canlı bir yerel ekonomi yaratma sözü verdi.
Şirket yöneticilerinden Peter Tudor anlatıyor: “Buraya büyük yatırım yapıldı. Eskiden terkedilmiş bir yerdi. Birkaç fabrikanın dışında çoğu yer boştu. Buraya çöpler boşaltılırdı. Ama şimdi güzel bir park oldu. Kente yeni ve güzel bir park kazandırıldı.”
Şimdi Olimpiyat Köyü olan bölgenin büyük bölümü boştu, bir bölümünde de fabrikalar ve işyerleri vardı. Bunlardan biri de Forman ve Oğulları adlı tütsü balık tesisi idi. Sahibi Lance Forman burayı kapatıp yeni Olimpiyat Stadyumunun yanında bir restoran, sanat galerisi ve parti salonu bulunan yeni bir tesis kurmaya karar verdi: “Hayatları boyunca Londra’da yaşayan insanlar buraya geliyor. Etkinliklere ya da lokantamıza gelip camdan bakıyorlar ve “Londa’nın bu bölümünden haberimiz yokmuş” diyorlar. Olimpiyatlar başlayınca buraya her gün yarım milyon kişi gelecek. Sevecekler ve yeniden gelmek isteyecekler.”
Ancak yerel halkın bir bölümü, olimpiyatların yol açtığı yeni yapılanmadan memnun değil. Bunlardan biri de inşaat sahası için oturduğu apartman binası yıkılan Julian Cheyne, “Değişiklik olmasın demek istemiyorum. Buradaki sorun yapılan değişiklik iyi mi yoksa kötü mü? Burası için kullanılan “kentsel çöl” ya da “ kentin ortasında kanayan bir yara” gibi deyimler hiç de doğru değil,” şeklinde konuşuyor.
Cheyne, Olimpiyat tesislerinin çevrede yaşayanlara yarar getirmeyeceğine inanıyor ve bölgenin yeniden inşasının zaten bir gün başlayacağını söylüyor.
Olimpiyatların Doğu Londra’ya etkisi yıllar sonra anlaşılabilecek. Ama Peter Tudor etkinin görülmesinin uzun zaman almayacağı görüşünde: “Olimpiyat Köyünü uzun zamandan beri planladık. Burayı ele alıp işletmek için bekleyemeyiz. Bu tesisleri işletebiliriz. Birkaç yıl sonra gelin, size neler yaptığımızı gösterelim.
Geçmişteki Olimpiyat Köylerinde de buna benzer sözler verildiğini ama yerine getirilmediğini hatırlayan birçok kişi bu tür vaadlere kuşkuyla bakıyor.
Doğu Londra’nın yeniden inşası başından beri 2012 Olimpiyatları projesinin bir parçası oldu. Spor tesislerinin yansıra çevre temizlendi, yeni konutlar, dükkanlar ve parklar inşa edildi. Hedef bu bölgeyi Londra’nın gelişmiş, zengin bir parçası haline getirmekti.
Bu nedenle Olimpiyat organizatörleri bölgenin geleceğini planlayacak özel bir şirket kurdu. Şirket Olimpiyat Köyü ve birinci sınıf spor tesisleri inşa ederek binlerce kişiye iş ve canlı bir yerel ekonomi yaratma sözü verdi.
Şirket yöneticilerinden Peter Tudor anlatıyor: “Buraya büyük yatırım yapıldı. Eskiden terkedilmiş bir yerdi. Birkaç fabrikanın dışında çoğu yer boştu. Buraya çöpler boşaltılırdı. Ama şimdi güzel bir park oldu. Kente yeni ve güzel bir park kazandırıldı.”
Şimdi Olimpiyat Köyü olan bölgenin büyük bölümü boştu, bir bölümünde de fabrikalar ve işyerleri vardı. Bunlardan biri de Forman ve Oğulları adlı tütsü balık tesisi idi. Sahibi Lance Forman burayı kapatıp yeni Olimpiyat Stadyumunun yanında bir restoran, sanat galerisi ve parti salonu bulunan yeni bir tesis kurmaya karar verdi: “Hayatları boyunca Londra’da yaşayan insanlar buraya geliyor. Etkinliklere ya da lokantamıza gelip camdan bakıyorlar ve “Londa’nın bu bölümünden haberimiz yokmuş” diyorlar. Olimpiyatlar başlayınca buraya her gün yarım milyon kişi gelecek. Sevecekler ve yeniden gelmek isteyecekler.”
Ancak yerel halkın bir bölümü, olimpiyatların yol açtığı yeni yapılanmadan memnun değil. Bunlardan biri de inşaat sahası için oturduğu apartman binası yıkılan Julian Cheyne, “Değişiklik olmasın demek istemiyorum. Buradaki sorun yapılan değişiklik iyi mi yoksa kötü mü? Burası için kullanılan “kentsel çöl” ya da “ kentin ortasında kanayan bir yara” gibi deyimler hiç de doğru değil,” şeklinde konuşuyor.
Cheyne, Olimpiyat tesislerinin çevrede yaşayanlara yarar getirmeyeceğine inanıyor ve bölgenin yeniden inşasının zaten bir gün başlayacağını söylüyor.
Olimpiyatların Doğu Londra’ya etkisi yıllar sonra anlaşılabilecek. Ama Peter Tudor etkinin görülmesinin uzun zaman almayacağı görüşünde: “Olimpiyat Köyünü uzun zamandan beri planladık. Burayı ele alıp işletmek için bekleyemeyiz. Bu tesisleri işletebiliriz. Birkaç yıl sonra gelin, size neler yaptığımızı gösterelim.
Geçmişteki Olimpiyat Köylerinde de buna benzer sözler verildiğini ama yerine getirilmediğini hatırlayan birçok kişi bu tür vaadlere kuşkuyla bakıyor.
