22 yıl önce, Körfez Savaşı gazisi Timothy McVeigh, suç ortağı Terry Nichols’la birlikte, Oklahoma City’de Alfred Murrah binasına bomba yüklü araçla saldırdı. Üçte biri yıkılan federal binada 168 kişi hayatını kaybetti, 680 kişi yaralandı. 19 Nisan 1995’teki bu saldırı, Amerikan tarihine ilk büyük yerel terör saldırısı olarak geçti. Yapımcı Barak Goodman, saldırıdan tam 22 yıl sonra Amerika’nın Sesi’ne saldırıyla ilgili belgeselini anlattı.
Barak Goodman’ın “Oklahoma City” adlı belgeseli, 22 yıl önce federal hükümet binasına düzenlenen saldırı üzerinden Amerika içinde artan terör tehdidini irdeliyor.
Barak Goodman, birçok radikal ayrılıkçının, beyaz ırkın üstünlüğüne, kendilerini yabancılardan ve devletten korumak için serbest silahlanmaya inandığına dikkat çekiyor. Belgeselde, eski milis üyesi Kerry Noble ideolojiyi de açıklıyor:
“Hükümet, halkın düşmanıdır ve bu savaşta ya hep ya hiçtir. Ya beyaz ırk olarak kazanacağız, ya da kaybedeceğiz.”
Belgesel, 20’nci yüzyılın sonlarında ayrılıkçı ideolojileri cesaretlendiren iki olaya da dikkat çekiyor. 21 Ağustos’taki Ruby Ridge olayı ve 28 Şubat’tan 19 Nisan 1993’e kadar süren Waco kuşatması.
Onlarca kişinin öldüğü bu olaylar, federal ve yerel hükümet yetkililerinin özel mülkte yasadışı silah arama talebi nedeniyle başladı.
Özellikle Texas’taki Waco kuşatması çok kanlı bitti. Özel mülk, David Koresh’in yönetimindeki Branch Davidian tarikatına aitti.
Federal ajanlar ve zırhlı araçların çiftliğe girmesiyle çatışmalar başladı. Çatışmalarda David Koresh dahil 82 kişi öldü. Ölenlerin 62’si kadın ve çocuktu.
Körfez Savaşı gazisi Timothy McVeigh, Waco’daki çatışmaya tanık olanlar arasındaydı.
Belgesele göre McVeigh, bu iki olay ve Turner Günlükleri adlı bir romandan etkilenerek radikalleşti.
"Roman ırkçıydı ve hikayenin doruk noktası FBI’ın bombalanmasıydı. Böyle bir bombanın nasıl yapılacağının da tarifini veriyordu. McVeigh’in kullandığı bomba, romanda anlatılana çok benziyordu” diye konuşan Barak Goodman şöyle devam ediyor: “McVeigh için saldırıyı düzenlemenin maliyeti sadece 6 bin dolardı. O zaman FBI içinde büyük tepkiye yolaçan saldırı, bugün o kadar da büyük bir şok yaratmayabilir. Bu tür saldırıları önlemenin ne kadar zor olduğunu artık biliyoruz.”
Belgesel yapımcısı, siyasi olarak bu kadar kutuplaşmış bir Amerika’da gelecekte yerel terör saldırılarıyla karşılaşma ihtimalinin yüksek olduğu görüşünde:
“Nefret suçlarını ve benzer olayları takip eden sivil toplum örgütleri de sürekli uyarı yapıyor. Güney Yoksulluk Hukuk Merkezi, Donald Trump’ın adaylığıyla radikal sağın yüseldiğini ve 2016’da nefret gruplarının sayısında artış olduğunu açıkladı.”
Belgesel yapımcısı Goodman filmin yükselen bu tehdide dikkat çekmesini ve yerel teröre karşı alınması gereken önlemler için yol gösterici olmasını umuyor.
