Olağanüstü hal uygulamasıyla yaşanan mağduriyetleri değerlendirmek üzere kurulan OHAL İnceleme Komisyonu’na başvuru sürecinin sona ermesine sayılı günler kalırken, başkent Ankara’da 8 bini aşkın başvuru olduğu görülüyor.
Geçtiğimiz Ocak ayından bu yana kurulacağı yolundaki açıklamaya rağmen OHAL İnceleme Komisyonu, başvuru kabulüne 17 Temmuz’da başlamıştı. Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı hakim Selahaddin Menteş’in başkanlığındaki Komisyon’a başvurular, 14 Eylül Perşembe günü mesai bitiminde sona erecek. Bu tarihten sonra Yargıtay Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Karagöz, Danıştay TetkikHakimi Murat Aytaç, Mülkiye Başmüfettişi Hasan Şıldak, Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Daire Başkanı Esat Işık, Milli Eğitim Bakanlığı Atama Daire Başkanı Mustafa İkbal ile Devlet Denetleme Kurulu (DDK) Üyesi Salih Tanrıkulu’nun bulunduğu Komisyon dosya üzerinden başvuruları değerlendirecek. Bünyesinde 40 hakim, 40 müfettiş, 90 uzman ve katip olmak yardımcı personelin de görev aldığı Komisyon’un, başvuruları ne zaman sonuçlandıracağı ise belirsiz.
Amerika’nın Sesi’nin, Ankara Valiliği’nden edindiği bilgiye göre, başkentte Komisyona başvuru sayısı binlerle ifade edilmekle birlikte yine de beklenenin altında kaldı. Ankara Valiliği’ne bugüne kadar 8,267 kişisel mağduriyet başvurusu yapıldı. Buna ilaveten valiliğe 30 tüzel kişi adına da Komisyona iletilmek üzere başvuru dosyası teslim edildi. Süre sona ermeden önceki birkaç günde başvuru sayısında artış yaşanması ihtimaline karşın Ankara Valiliği’nin oluşturduğu büroda herhangi bir yoğunluk veya sıkıntı olmayacağı da vurgulanıyor.
Peki, OHAL İnceleme Komisyonu’na başvuru süreci nasıl işliyor? Bu soruyu Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’ndeki araştırma görevlisi işinden ihraç edilmiş olan Can Irmak Özinanır yanıtladı. “Barış İçin Akademisyenler” inisiyatifinde yer alan Özinanır, Amerika’nın Sesi’ne yaptığı açıklamada, 7 Şubat 2017 tarihli 686 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ihraç edildiğini anımsattı. OHAL’in darbe girişimi nedeniyle ilan edilmesine karşın kendisi gibi akademisyenler “Barış Bildirgesi”ni imzaladıkları için cezalandırıldıklarını vurgulayan Özinanır, OHAL’in ilanı gerekçesi dışındaki bir nedenle işten çıkarıldıkları için göreve iade talep ettiklerini belirtti.
“Sivil ölüme mahkum edilmiş durumdayız”
KESK’e bağlı Eğitim- Sen üyesi olarak sendikadan hukuki destek aldığını kaydeden Özinanır, OHAL İnceleme Komisyonu’na öncelikle ilk adımda Başbakanlık bünyesindeki internet sitesi üzerinden online başvuru yapılması gerektiğini hatırlattı. Bu sitede başvuru yaparken kişisel durumu özetleyen bir dilekçeyi de eklemek gerektiğini kaydeden Özinanır, Komisyon’a başvuru sürecini şöyle açıkladı:
“Hukukçulara danışarak internet başvurusunda eklenecek ek dilekçemi hazırladım. Dilekçemde, Barış Bildirgesi’ne imza atmış olmamın ifade özgürlüğü olduğunu anlattım. Bunun yanı sıra OHAL’in ilan edilme gerekçesi dışındaki bir süreçle ihraç edilmiş olduğumu ve hukuken OHAL dayanak gösterilerek KHK ile ihraç edilemeyeceğimi anlattım. Göreve iade edilmemi talep ettim. Ardından internet sitesinde kişisel başvuru bölümünde kimlik bilgileri girildiğinde zaten otomatik şekilde hangi KHK ile ihraç edildiğim gibi bilgiler ekrana geliyor. Bu bilgileri kontrol ettikten sonraki pencerede hazırladığım kişisel durumumu anlatan dilekçeyi ekledim. Son pencerede tüm bilgileri onayladığımda dosya pdf formatına dönüşüyor. Bu aşamada çıktısını aldıktan sonra sayfası imzalanmış şekilde bu dosyayı Ankara Valiliği’nin oluşturduğu merkeze elden teslim ettim. Burada başvuru numarası ile dosya alındı belgesi veriliyor. Bundan sonrasında artık Komisyon’daki süreci bu numarayla takip edeceğim.”
Endişeli olduğunu kaydeden Özinanır, duygularını, “Bu süreçte bizden savunma alınmayacakmış, neyle suçlandığımız söylenmediği gibi kendimizi de savunmamız engelleniyor. Sadece yazılı dilekçe veriyoruz. Dolayısıyla Komisyon’un yapacağı inceleme kesinlikle hukuki değil. Ne suçlama ne savunma var ama bizim kamu görevimize devam edip-etmeyeceğimize karar verilecek” diye özetledi.
Özinanır, KESK’e bağlı Eğitim-Sen’in kendilerine maddi destek verdiğini de anımsatıyor. Özinanır, “OHAL’de yaşanan ihraçlardan dolayı mağduriyetler ne süreyle devam edecek belli değil. Eğitim-Sen’in verdiği destek henüz devam etmekte ama tabii maaşımız ile arasında uçurum var. Yine de sendikamız tarihe geçecek bir iş yapıyor. Tabii önceden yaşadığımız gibi yaşamıyoruz. Kamu görevinden ihraç edildiğimiz sigorta belgelerine işlenmiş durumda olduğu için özel sektör de çekince duyuyor ve iş vermiyor. Aslında vatandaşlıktan kaynaklanan tüm haklarımız askıya alınmış durumda. Sivil ölüm mahkum edilmiş durumdayız” diyor.
