Wall Street Journal, Başkan Trump'ın, 29 Ocak'ta yapılması planlanan Birliğin Durumu konuşmasını ertelemesi çağrısı yapan Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'ye, Pelosi'nin askeri uçakla yapacağı yurtdışı seyahatini erteleyerek misilleme yaptığını yazıyor. Gazete, Trump'ın bu hamlesinin, Beyaz Saray ve Demokrat Partililer arasındaki siyasi çekişmeleri kızıştırdığını bildiriyor. Habere göre Pelosi'yle birlikte seyahate çıkacak heyetteki bazı Kongre üyeleri, Trump'ın seyahati ertelediği haberini, kendilerini Andrews Askeri Hava Üssü'ne götürecek otobüste bindikleri sırada aldı. Trump'ın Pelosi'ye gönderdiği mektupta, heyetin beş günlük yurtdışı seyahatini hükümetin kapalı olmasından ötürü ertelediği, ancak arzu ettikleri takdirde seyahati özel havayolu şirketlerinin tarifeli uçuşlarıyla gerçekleştirebilecekleri yazılı. Savunma Bakanlığı, Temsilciler Meclisi başkanlarına yurtdışı seyahatlerinde askeri uçak tedarik etmekle yükümlü değil. Ancak bakanlık, 11 Eylül 2001 terör saldırılarından bu yana güvenlik amacıyla Temsilciler Meclisi başkanlarının seyahatlerini askeri uçakla yapmalarına imkan tanıyor. Aynı zamanda başkumandan olan başkanların ise askeri seyahatleri iptal etme yetkisi mevcut. Beyaz Saray'dan bir yetkiliye göre Trump, erteleme kararını, Pelosi'nin seyahatinden haberdar olur olmaz aldı. Öte yandan Beyaz Saray'dan Trump'ın Birliğin Durumu konuşmasını nerede ve ne zaman yapacağına ilişkin henüz bir açıklama gelmedi. Kimileri, Trump'ın konuşmasını Cumhuriyetçi Parti kontrolundaki Senato'dan yapabileceği görüşünde. Beyaz Saray eski baş stratejisti Steve Bannon ise Trump'ın konuşmayı Meksika sınırından yapması, hatta bu platformu ulusal acil durum ilan etmek için kullanması önerisinde bulundu.
New York Times ise Denetleme Dairesi'nin dün yayınladığı rapora göre Meksika sınırında ailelerinden ayrılan çocukların sayısının daha önceki tahminlerin çok daha üzerinde olduğunu bildiriyor. Habere göre federal hükümet, ”sınırda sıfır tolerans” uygulaması çerçevesinde ailelerinden zorla ayrılan çocukların sayısının 2 bin 700 civarında olduğunu bildirmişti. Ancak Sağlık Bakanlığı Denetleme Dairesi'ne göre bu rakam, gerçeği yansıtmıyor. Rapora göre ailelerinden ayrılan çocukların sayılması ve kaydının tutulması gerektiği şeklindeki mahkeme kararından çok önce, yani 2017 yılında başlayan göçmen akını sırasında da çok sayıda çocuk, ailelerinden zorla koparıldı. Bu nedenle çocukları himaye altına alan ve bakımlarından sorumlu olan Sağlık Bakanlığı'na bağlı Mülteci Yerleştirme Dairesi ile çocukları ailelerinden ayırma uygulamasını yürüten İç Güvenlik Bakanlığı arasındaki iletişim bozukluğu nedeniyle toplam kaç çocuğun ailelerinden ayrı olduğu bilinmiyor. Orta Amerika ülkelerinden gelen çoğu bebek ve üç-dört yaşlarında olan çocuklar, koruyucu ailelerin yanına ya da göçmen çocuk barınaklara yerleştirildi. Gazete, Trump Yönetimi'nin ”sınırda sıfır tolerans” uygulamasını başlatmadan önce bile en az 700 çocuğun ailelerinden ayrıldığını bildiriyor.
Washington Post ise California eyaletinin kuzey ve orta kesimlerinde Kasım ayında çıkan dev orman yangınlarında neredeyse tamamı kül olan Paradise kasabasının son durumuyla ilgili bir değerlendirmeye yer veriyor. Gazete, Paradise'ı adeta haritadan silen yangının en çok kasabadaki öğrencileri etkilediğini bildiriyor. Habere göre yangından önce kasabada 3 bin 400 olan öğrenci sayısı, yarı yarıya azaldı. Bunun en büyük nedeni, tüm varlıklarını yangında kaybeden Paradise sakinlerinin çoğunun başka eyaletlerdeki yakınlarının yanına yerleşmeleri. Kasabada kalan öğrencilerse bir ay aradan sonra eğitime yeniden başladı. Ancak okul binaların çoğu yangında ya tamamen yandığı ya da büyük hasar gördüğü için öğrenciler ya internet üzerinden verilen derslere yönlendiriliyor ya da civar kasabalardaki ofis binalarında kurulan geçici dersliklerde öğrenim görüyor. Gazete, yaşadıkları travmanın izlerini hala taşıyan öğrenci ve öğretmenlerin en azından bu eğitim yılının geri kalanını belirsizlik içinde geçirmek zorunda olduklarını kaydediyor.