Erişilebilirlik

‘Obama’nın Arap Baharı Stratejisi Tartışılıyor'


‘Obama’nın Arap Baharı Stratejisi Tartışılıyor'
‘Obama’nın Arap Baharı Stratejisi Tartışılıyor'

Başkan Obama’nın Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki halk ayaklanmalarına verdiği temkinli yanıt sık sık eleştiriliyordu. Ancak Arap Baharı protestolarının başlamasının üzerinden bir yıl geçtikten sonra bazı uzmanlar Obama Yönetimi’nin stratejisinin meyvelerini verdiği görüşünde.

17 Aralık 2010, Tunus. Sokak satıcısı Muhammet Buaziz hükümet politikalarını eleştirmek adına kendini yakıp hayatını kaybedince Tunus devrimi ve Arap Baharı da başlamış oldu.

Birkaç ay içinde Mısır, Yemen, Bahreyn ve Suriye’de gösteriler başladı. Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek devrildi.

Yıl bitmeden Libya lideri diktatör Muammer Kaddafi öldürüldü.

Amerika ve NATO, Libyalı sivilleri hükümet kuvvetlerinden korumak için havadan destek sağladı.

Amerika’nın hem dostu hem de düşmanı olan liderler devrildi. Başkan Obama, Amerika’nın Arap reformunu desteklediğini açıklamak için Mayıs’a kadar bekledi.

Obama, “Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da siyasi ve ekonomik reformları destekliyoruz. Bütün bölgede, halkların meşru arzularının gerçekleştirilmesini istiyoruz,” şeklinde konuşmuştu.

Amerika Arap Baharı’na destek verdiğini sonunda açıklamakla birlikte, 2009’da İran’daki gösterileri desteklediği kadar istekli olmadığı gerekçesiyle eleştirildi. Bard Üniversitesi dış ilişkiler profesörü Walter Russell Mead, başkanların, başka ülkelerdeki devrimler gündeme gelince zor kararlarla karşı karşıya olduklarını söylüyor: “Hangi partiden olursa olsun bir Amerikan başkanının stratejik öneme sahip yarım düzine ülkede yaşanan devrimlere nasıl yanıt vereceğine dair daha ilk günden bir plan hazırlaması o kadar da kolay değil.”

Başkan Obama Amerika’nın politikasını şiddete karşı durma, evrensel haklar ve halkların kendi liderlerini seçme özgürlüğü ilkelerine dayandırdı.

Hudson Enstitüsü’nden araştırmacı Kurt Wertmuller, Obama’nın hesaplarının doğru çıktığını söylüyor: “Arap dünyasındaki ayaklanmalar arasında bir ilişki olduğu, ülkelerin birbirinden esinlendiği doğru, ancak Arap ülkelerinin hepsi birbirinden farklı.”

Yine Hudson Ensitütüsü’nden Samuel Tadros, Obama’nın tek bir yaklaşım sergilemekten kaçınması doğru olsa da hızla gelişen olayların hükümetin politikalarını şekillendirdiğini söylüyor: “Obama Yönetimi’nin Arap Baharı’na verdiği yanıt, tarihi değiştiren olaylar karşısında devre dışı kalmama politikasını yansıtıyor. Birçok durumda ihtiyatlı davranması gereken hükümet bu tavrı bir kenara bıraktı. Olup bitenlere sokak hükmetmeye başladı.”

Tadros ve diğer uzmanlar Ortadoğu’daki değişimin uzun vadeli olduğu, Suriye’de olası bir iç savaş ve Mısır’da İslamcıların yükselişi gibi riskler olduğu uyarısında bulunuyor. Uzmanlar yıllar alabilecek bu sürecin Amerikan başkanları için sorun olmaya devam edeceğini söylüyor.


XS
SM
MD
LG