Erişilebilirlik

İnsan Hakları Gözlem'den Webb: "Türkiye Toplu Mezarlar Sorunuyla Yüzleşmeli"


İnsan Hakları Gözlem'den Webb: "Türkiye Toplu Mezarlar Sorunuyla Yüzleşmeli"
İnsan Hakları Gözlem'den Webb: "Türkiye Toplu Mezarlar Sorunuyla Yüzleşmeli"

Güneydoğu Anadolu’da bulunan iki toplu mezarın kazımı devam ediyor. Bulunan cesetlerin PKK yanlısı olmakla suçlanan kişilere ait olduğu söyleniyor. Toplu mezarlar Türkiye’nin geçmişiyle yeni bir hesaplaşmaya girmesine yolaçtı.

Bitlis yakınlarında kazımı devam eden iki toplu mezar yerel polis karakolunun çöp yeri olarak kullanılıyordu. Bugüne kadar çöplükte 20 ceset bulundu. Cesetlerin sadece “kayıp ” deyimi kullanılan Kürtler’e ait olduğu sanılıyor. Ayfer’in babası bunlardan biri. Şimdi 25 yaşında olan Ayfer, babası geceyarısı evden askerler tarafından götürüldüğünde 10 yaşında olduğunu söylüyor. Ayfer yaşamını babasını bulmaya adamış.

Büyürken babasının nerede olduğunu bilmemenin çok acı olduğunu belirten Ayfer, babasının cesedini bulduklarında bir mezarlığa götürüp gömeceklerini ve böylece kendisinin dünyada bir yere sahip olacağını söylüyor.

Ayfer, yakınlarının cesetlerini arayan binlerce kişiden biri. Merkezi Amerika’daki İnsan Hakları Gözlem Örgütü’nden Emma Sinclair Webb, PKK ile savaşta kaybolma olaylarının yerel sivil halkı terörize etmeyi amaçlayan devlet politikasının bir parçası olduğunu söylüyor:

1990’ların başlarında yüzlerce, binlerce sivili toplayıp sorgusuz sualsiz tehdit ve işkence uygulama politikası izlendiğini öne süren Webb, bu kişilerin çoğundan haber alınamadığını, kaybolan binlerce kişiden bazıların cesetlerinin bulunduğunu, ancak kimliklerini belirlenmediğini söylüyor. Amerikalı insan hakları eylemcisi, geçmişte bu tür olayların soruşturulmadığını ve cezasız kaldığını savunuyor. Gözlemciler, Türkiye’de geçmişin karanlık olaylarının hala kanayan bir yara olduğu görüşünde.

Bulunan toplu mezarlar, bölgede binlerce kişinin hükümetin sessizliğini protesto eden gösteriler düzenlemesine yolaçtı. Yıllardır Kürt yanlısı partiler kaybolma olayları için soruşturma açılmasını istemiş ancak hükümetler bunu terörist propaganda olarak niteleyerek reddetmişti.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve öndegelen bir insan hakları savunucusu olan Sezgin Tanrıkulu, Türkiye’nin geçmişteki olaylarla hesaplaşması gerektiği görüşünde.

Tanrıkulu, parlamento tarafından partilerüstü bir “gerçekleri bulma” komisyonu kurulmasını istiyor. Tanrıkulu bu komisyonun 1980’deki askeri darbeden buyana meydana gelen siyasi cinayet ve kaybolma olaylarını soruşturmasını istiyor. İktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi bugüne kadar bu tür çağrıları reddetti. Ama Türkiye’nin katılmak istediği Avrupa Birliği’nden bu konuda baskılar artıyor.

Avrupa Parlamentosu’ndaki Türkiye komisyonunun sözcüsü Richard Howitt, Türk hükümetinin tutumunu değiştirmesi gerektiğini söylüyor.

Ankara’daki yönetici sınıf arasında hala Kürt haklarına karşı güçlü bir muhalefet olduğunu savunan Howitt, hükümet ve çevresindekilerin tek yaptıkları işin PKK terörüne saldırmak olduğunu söylüyor.

Türk hükümeti üzerinde artan baskılar bir ölçüde etkisini göstermeye başladı. Geçen hafta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kayıp kişilerin anneleriyle biraraya geldi. Görüşme, medyaya geniş biçimde yansıtıldı. Erdoğan, kayıp kişilerle ilgili şikayetleri inceleme sözü verdi ancak parlamento soruşturmasını reddetti. Görüşmeye katılan anneler de kendilerine söylenenlerden tatmin olmadıklarını belirtti.

XS
SM
MD
LG