Washington Post, geçtiğimiz Ekim ayında İstanbul'daki Suudi Arabistan Başkonsolosluğu'nda öldürülen gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın çocuklarının babalarının öldürülmesi karşılığında milyon dolarlık evler ve yüklü miktarda aylık ödemeler aldığını bildiriyor. Gazete, adının açıklanmasını istemeyen bazı yetkililere göre Kaşıkçı'yı öldürmekle suçlananların önümüzdeki aylarda yargılanmalarının tamamlanmasından sonra, Suudi gazetecinin iki kızı ve iki oğlunun on milyonlarca dolar daha alabileceklerini söylediğini yazıyor. Habere göre ”kan parası” pazarlığının davaların bitmesinden sonra başlaması bekleniyor. Daha önceki ödemelerinse Kaşıkçı ailesinin babalarının öldürülmesiyle ilgili olarak kamuoyuna yaptıkları açıklamalarda itidalli davranmalarını sağlamak için varılan anlaşma uyarınca yapıldığı sanılıyor. Babalarının öldürülmesi küresel çapta tepki çekmesine ve Suudi krallığının lanetlenmesine yol açmasına rağmen Kaçıkçı'nın çocuklarının Suudi hanedanlığına yönelik sert eleştirilerden kaçındıkları gözleniyordu. Suudi kraliyet ailesi, Kaşıkçı'nın öldürülmesinden sonra zedelenen itibarını onarmak için de servetine başvuruyor. Suudi Arabistanlı bir yetkiliyse şiddet içerikli suç mağdurlarına ya da doğal afetzedelere mali yardım yapılmasının Suudi geleneği olduğunu ve bunun karşılığında Kaşıkçı ailesinin sessiz kalma zorunluluğu olmadığını söyledi.
Washington Post bugün ayrıca Beyaz Saray güvenlik danışmanı Tricia Newbold'un, Temsilciler Meclisi Denetim ve Reform Komisyonu'na, bazı sakıncalara rağmen 25 kişiye gizli belgelere erişim izni verilmesi talimatı aldıklarını bildirdiğini yazıyor. Gazete, yabancı etkilere maruz kalma, şantaj riski altında olma, suç teşkil eden davranışlarda bulunma, uyuşturucu kullanma ve çıkar çatışması gibi sakıncalara rağmen aralarında halen Beyaz Saray'da üst düzey görevde bulunan kişilere güvenlik geçişi sağlandığını bildiriyor. Habere göre Temsilciler Meclisi Denetim ve Reform Komisyonu, bu kişilerin kim olduğunu açıklamadı. Ancak Komisyon, Beyaz Saray'dan, aralarında Trump'ın kızı ve damadı ve Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton'un da olduğu dokuz kişinin güvenlik taramasıyla ilgili belgeleri derhal teslim etmelerini talep etti. Tricia Newbold, gerek Cumhuriyetçi gerekse Demokrat başkanlar döneminde 18 yıl boyunca Beyaz Saray güvenlik taraması süreçlerinde görev alan deneyimli bir yetkili. Newbold, 25 kişiyle ilgili verdiği güvenlik taraması kararlarının ve yaptığı itirazların, Trump Yönetimi'nin ilk iki yılında Beyaz Saray personel güvenlik direktörlüğü görevini yürüten Carl Klein tarafından reddedildiğini ve geri çevrildiğini iddia ediyor.
Wall Street Journal ise Boeing'in orta menzilli yolcu uçağı 737 MAX 8'in önce Endonezya, beş ay sonraysa Etiyopya'da düşmesinden sonra çıkan güvenlik tartışmalarını ele almayı sürdürüyor. Gazete, iki kaza arasında geçen beş aylık süre içince Kongre'de verilen ifadelerin, gerek Boeing gerekse havayolu şirketleri yöneticileri ve denetçilerle yapılan görüşmelerin, Amerikan sivil havacılık sektörünün uçuş emniyetiyle ilgili meseleleri Amerika merkezli bir bakış açısıyla ele aldığını ortaya koyduğunu kaydediyor. Bu süreç içinde yabancı pilotların görüşlerinin dikkate alınmadığı anlaşılıyor. Habere göre Endonezya'daki ilk kazadan sonra Amerikalı pilotlarla toplantı yapan üst düzey bir Boeing yetkilisi, Amerikalı pilotların benzer sorunlarla karşılaşmayacağını, yabancı pilotlara kıyasla daha eğitimli ve donanımlı olduklarını söyledi. Yaşanan kazalardan sonra Boeing ve Amerikan Federal Sivil Havacılık Dairesi FAA'in 737 MAX model uçakların tasarımıyla ilgili aksaklıkların giderilmesi için yeterince hızlı önlem alıp almadıkları, halen soruşturuluyor. Yetkililerin bu hafta içinde Etiyopya'daki kazaya ilişkin ön bulguları açıklaması bekleniyor. Gazeteye göre Boeing'in hava taşımacılığına ağırlık vermeye başlayan gelişmekte olan ülkelerdeki piyasalara giderek daha çok bağımlı hale gelmesi, sadece Amerikalı pilotlar için değil, daha deneyimsiz yabancı pilotlar için de güvenliği ön plana çıkarması gerekliliğini gündeme getiriyor.