Erişilebilirlik

23 Nisan Amerikan Basınından Özetler


23 Nisan Amerikan Basınından Özetler
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:02:53 0:00

23 Nisan Amerikan Basınından Özetler

Washington Post, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Amerika’ya yapacağı resmi ziyaretin ayrıntılarına yer veriyor. Gazete, Macron’un Başkan Trump’la yapacağı görüşmelerin ana gündem maddelerinin İran nükleer anlaşması, iklim değişikliği, Rusya, Kuzey Kore ve terörle mücadele olacağını bildiriyor. Habere göre Macron, Amerika’nın Suriye’deki askerlerini planlanandan erken çekmemesi için Başkan Trump’tan garanti almak istiyor. Macron, Fox Televizyonu’na verdiği demeçte, “IŞİD’le savaşı sona erdirdiğimiz gün Suriye’den çekilirsek meydanı İran rejimine bırakmış oluruz. İran yeni bir savaş açar, yeni teröristleri körüklemeye başlar” şeklinde konuştu. Ancak gazete, Macron-Trump görüşmelerinde Suriye meselesinin ikinci plana atılacağını ve iki liderin öncelik listesinde ilk sırayı İran’ya yapılan nükleer anlaşmanın alacağını öngörüyor. Trump, “kötü bir anlaşma” olarak nitelediği İran nükleer anlaşmasının “düzeltilmesini,” bu talep yerine getirilmediği takdirde anlaşmadan çekileceğini söylüyor. Anlaşmada imzası bulunan Fransa, İngiltere ve Almanya ise buna karşı çıkıyor ve anlaşmanın değiştirilmeyeceği konusunda ısrar ediyor. Macron’un Washington ziyaretinin Trump’ın anlaşmaya ilişkin varacağı nihai kararı etkilemesi ise beklenmiyor. Gazete ayrıca Macron’un Trump’la kurduğu ilişkinin ayrıntılarını da aktarıyor. Siyasi uzmanlara göre örneğin Almanya Başbakanı Angela Merkel’in tersine dünya liderleriyle ilişkilerine pragmatik bir açıdan yaklaşan Macron, ülkesinin bir numaralı müttefiki olan Amerika’nın başkanıyla sıkı ilişkiler geliştirmeyi bir zorunluluk olarak görüyor. Trump’la yakınlaşmanın yolunun Amerikan başkanını pohpohlamaktan geçeceğine inanan Macron, geçen sene Fransa’yı ziyaret eden Trump’ı 14 Temmuz Bastille Günü kutlamaları sırasında adeta “krallar gibi” ağırlamıştı. Misafir ağırlama sırasının bu sefer Trump’ta olduğunu yazan gazete, iki liderin eşleriyle birlikte Amerika’nın ilk başkanı George Washington’un Washington yakınlarındaki evi Mount Vernon’da akşam yemeği yiyeceğini, yarın ise resmi temaslara başlayacaklarını bildiriyor.

Washington Post bugün ayrıca IŞİD kontrolünden altı ay önce geri alınan Rakka’daki son durumu aktaran bir özel habere yer veriyor. Gazete, savaşın yarattığı enkazın henüz temizlenmediği Rakka’da halkın yeniden yapılanma için hem azimli olduğunu, ancak umutsuzluğun da baş gösterdiğini yazıyor. Habere göre Rakka’ya henüz su ve elektrik hizmeti verilemiyor. IŞİD militanlarının kentin dört bir yanına gizledikleri patlayıcılar da henüz temizlenmedi. Gazete, Rakka’daki hasarı giderme ve kenti yeniden inşa etme sürecinin bir türlü başlayamamış olmasının ardında “kentimizi Amerika yıktı ama şimdi yeniden inşa etmeye yanaşmıyor” şeklinde bir algı oluştuğunu bildiriyor. Şubat ve Ekim 2017 arasında Amerika’nın hava saldırılarına maruz kalan kentte 11 bin binanın çok büyük hasar gördüğü sanılıyor. Amerikalı komutanlara göre geçen yıl Rakka’yı IŞİD’in elinden almak için verilen savaş, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana bir kent merkezinde meydana gelen en ağır ve yoğun savaş olma özelliği taşıyor. Kimi uzmanlarsa, Amerika’nın Rakka’nın yeniden inşası için gereken yapılanmayı oluşturmayı ağırdan almasının, kentin kapılarını Esat’a ya da IŞİD benzeri bir başka İslamcı örgüte açmak olacağı görüşünde.

New York Times ise Afganistan’ın başkenti Kabil’de seçmen kaydı yaptırılan bir merkeze düzenlenen ve 57 kişinin ölümü, 119 kişininse yaralanmasıyla sonuçlanan intihar saldırısının ayrıntılarına yer veriyor. Gazete, saldırının, Afganistan’da uzun süredir geciken meclis seçimlerini baltalama amacının bir parçası olduğunu yazıyor. Habere göre Afganistan’da ekim ayında yapılması planlanan genel seçimlere ilgi son derece düşük. Bunun bir nedeni, geçmişte yapılan seçimlere hile karıştırılmış olmasının seçmenleri bezdirmesi. Bir diğer nedense son intihar saldırısının ortaya koyduğu üzere seçmenlerin sandık başına gitmenin güvenli olmayacağını düşünmesi. Öte yandan seçmen kayıt işlemlerinin başlamasının üzerinden bir hafta geçmeden Afganistan’ın batısındaki Gor ilinde seçmen kayıt merkezlerinde görev yapan yetkililer kaçırıldı, kuzeybatıdaki bir merkeze roket saldırısı düzenlendi, Celalabad’da bir seçmen kayıt merkezinde koruma görevi yapan iki polis ise motosikletli saldıranların ateş açması sonucu öldü. Gazete, koalisyon hükümetinin, geçmişteki seçimlere gölge düşüren hile ve usulsüzlüklerin tekrarlanmamasının yollarını aradığını, bu nedenle Afganistan’daki genel seçimlerin üç yıldır ertelendiğini hatırlatıyor.

New York Times’ın bir başka ana sayfa haberiyse Sudan’daki gizli polis örgütünün Avrupa’ya yönelik göçmen akışını engellemede oynadığı rolle ilgili. Gazete, 2016’dan bu yana Avrupa’ya giriş yapan göçmen sayısının yarıya indiğini, ancak bunun ahlaki bedelinin ağır olduğunu yazıyor. Bunun nedeni, Avrupa’nın göçmen akınını engellemek için sınır korumacılığını Sudan gibi insan hakları sicili kötü ülkelerin taşeronluğuna bırakması. Habere göre Doğu Afrika’dan Avrupa’ya uzanan göç yollarını kesmekle görevli Sudan gizli polisi, kendini “Avrupa’nın güney sınırlarının koruyucuları” olarak kabul ediyor. Sudan’ın gizli polis teşkilatıysa göçmenlere işkence yapmak başta olmak üzere çeşitli insan hakları ihlalleriyle suçlanıyor. Ancak Avrupa ve Sudan arasında ilk bakışta hemen fark edilmeyen bir çıkar ilişkisi var. Avrupa, sınırlarını göçmen akışına kapatmak istiyor. Göçmenlerin Libya’ya, oradan da Batı’ya uzanan göç yolunun ortasında bulunan ve Avrupa’dan uzun yıllardır dışlanan Sudan’nın isteğiyse kendisine yönelik bu tecrit politikasının sona ermesi. Batılı ülkeler, Sudan’a silah ambargosu uygulamayı sürdürüyor. Gazete, Avrupa Birliği’nin Sudan’a doğrudan mali yardım yapmasa da bağımsız hayır kurumları ve yardım örgütleri üzerinden ülkeye 106 milyon Euro para aktardığını, bazı uzmanlara göre bunun Avrupa’nın insan haklarını hiçe sayan bir güce destek vermesi anlamına geldiğini bildiriyor.

XS
SM
MD
LG