Erişilebilirlik

Nikki Haley 2020 Seçimlerinde Aday Olur mu?


Amerika'nın Birleşmiş Milletler Temsilcisi Büyükelçi Nikki Haley, Trump Yönetimi'nin az sayıda kadın ve azınlıklara mensup yetkililerinden biri. Bir zamanlar Güney Carolina eyaletinin çok göz önünde bulunmayan Cumhuriyetçi Partili valisi olan Haley, artık partinin uluslararası alanda en çok tanınan siyasi simalarından biri haline geldi.

Sih göçmen bir ailenin kızı olan Haley, Güney Carolina eyaletinin ilk kadın ve ilk azınlık valisiydi. Trump Yönetimi'nin yüksek irade sahibi, bağımsız seslerinden biri haline gelen Haley, dış politikaya şekil veren ve Birleşmiş Milletler bütçesinde kesinti yapılmasına ön ayak olan bir siyasetçi. Kimi gözlemcilere göreyse Haley, 2020 başkanlık seçimlerinde de aday olabileceğinin sinyallerini veriyor.

Haley, kısa süre öncesine kadar kabine üyeleri arasında Trump'ın hedef tahtasına girmeyen isimlerden biriydi. Ancak katıldığı bir televizyon programında Trump Yönetimi'nin Rusya'ya ek yaptırımlar uygulamaya hazırlandığını açıklaması ve bu açıklamanın Beyaz Saray tarafından Trump'ın yeni yaptırımlar getirmeme kararı aldığı şeklinde yalanlanması, Haley'yi zor durumda bıraktı. Beyaz Saray ekonomi danışmanı Larry Kudlow, Haley'nin Rusya'ya yaptırımlar konusundaki açıklamasını kastederek ”bir anlık kafa karışıklığı yaşamış olabilir” dedi.

Ancak Haley, buna, sessiz kalmak yerine sert tepkiyle karşılık verdi ve ”kusura bakmayın ama benim kafam karışmaz” dedi.

Bu gelişme, ”Haley kovulacak mı?” şeklindeki tartışmaların başlangıç noktası olabilirdi. Ancak Haley'nin tüm bu tartışmalardan çok daha güçlü bir şekilde çıktığı gözleniyor.

Quinnipiac Üniversitesi'nin kısa süre önce yaptığı bir ankete göre Nikki Haley, Trump Yönetimi'nin en popüler kabine üyesi. Haley, ankete katılan kadınların yüzde 59, erkeklerinse yüzde 67'sinin desteğini aldı.

Haley kolay pes etmiyor

Nikki Haley'nin memleketi Güney Carolina eyaletinde bulunan College of Charleston'dan siyaset bilimi uzmanı Claire Wofford, Haley'nin son derece zeki bir siyasetçi olduğunu söylüyor.

Wofford'a göre eyalet yönetimi alanındaki deneyimleri, Washington'daki siyasi çevrelerde Haley’nin çok işine yarıyor.

Wofford, ”Güney Carolina siyaseti Haley'yi güçlendirdi. Güney Carolina, siyasetçiler için hiç de kolay bir yer değildir. Burası kirli işlerin, entrikaların döndüğü bir eyalet. Siyasete erkek egemenliği hakim. Birçokları Haley'nin Güney Carolina'da başarılı olamayacağını düşünüyordu ama o herkesi yanılttı,” diyor.

Eski bir muhasebeci olan ve sonradan Hıristiyanlığı kabul eden Haley, Güney Carolina eyalet meclisine 2006'da seçildi. Burada üç dönem hizmet veren Haley, 2010'da eyalet valiliği yarışına katıldı. O dönemde Cumhuriyetçi Parti'yi kasıp kavuran Çay Partisi Hareketi’nin bir parçasıydı. 2008 başkanlık seçimlerinde Cumhuriyetçi Parti'nin başkan adayı John McCain'in yardımcısı olarak yarışa katılan Alaska eyaleti eski valisi Sarah Palin'in verdiği destek, Haley'nin kampanyası üzerinde çok etkili oldu.

Claire Wofford, Haley'nin Güney Carolina'da hem cinsiyetçilik hem de ırkçılıkla karşı karşıya kaldığını söylüyor.

Wofford, ”Eğer kadın ya da azınlık olmasaydı bu kadar çok tepkiyle karşılaşmazdı” şeklinde konuşuyor.

Uzmana göre Haley, karşı karşıya kaldığı tepki ve eleştirileri stratejik bir biçimde kendi avantajına kullanmayı başardı. Cumhuriyetçi Parti'de eksik olan ırksal çeşitliliğe katkıda bulunan Haley, bir anlamda partisinin ırkçı olmadığını kanıtlamasına da yardımcı oldu.

Birleşmiş Milletler görevi

Haley aynı zamanda Birleşmiş Milletler temsilcisi olarak da beklentilerin üzerinde performans göstermeyi başardı. 2017 yılı Ocak ayında bu göreve gelmesine kimileri şüpheyle, diğerleriyse büyük bir rahatlık içinde karşılık verdi. Şüphelerin nedeni, Haley'nin dış politika konusunda daha önce hiç deneyimi olmamasıydı. Trump'ın BM temsilciliğine kurumu eleştiren bir yetkili atamamasıysa bazı çevreleri rahatlattı.

Avrupa Dış İlişkiler Konseyi'nden BM uzmanı Richard Gowan, ”Haley, göreve başladığında Birleşmiş Milletler'le ilgili hiçbir deneyimi yoktu. Ancak Kuzey Kore yaptırımları meselesinde sergilediği yaklaşımla diğer diplomatların gözüne girmeyi başardı. Afrika'daki barış çabaları gibi daha önce fazla ilgi göstermediği konularda da artık bilgi sahibi olduğunu gösteriyor,” diyor.

Haley ayrıca Suriye Devlet Başkanı Beşar Esat'a destek verdiği, Ukrayna'ya müdahale ettiği ve İngiltere'de eski bir ajanını ve kızını zehirlediği için Rusya'yı sert bir dille eleştirmekten de çekinmedi. Hatta Haley'nin eleştirileri birçok kez Beyaz Saray'ınkilerden daha sert olmasıyla dikkat çekti.

Haley ayrıca İsrail'in en ateşli savunucularından biri.

Mart ayında Yahudi lobi kuruluşu AIPAC'in yıllık konferansına katılan Haley, ”İsrail, Birleşmiş Milletler'de ve kurumun birçok dairesinde zorbalıkla karşı karşıya kalıyor çünkü İsrail'i sevmeyen ülkelerin yaptıkları hep yanlarına kalıyor. Bu durum hiç hoşuma gitmiyor” şeklinde konuştu.

Haley bunun yanısıra Trump'ın Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıma ve Amerikan Büyükelçiliği'ni Tel Aviv'den Kudüs'e taşıma kararının da önde gelen savunucularından biri. Bu karar, Amerika'nın Birleşmiş Milletler'de dışlanmasına neden olmuş ve BM Genel Kurulu'nda yapılan oylamada sadece sekiz ülke, Amerika'nın kararı doğrultusunda oy kullanmıştı.

Ancak Kudüs kararı bir tarafa, diplomatların Haley hakkındaki görüşlerinin genellikle olumlu olduğu görülüyor. Diplomatlar, Haley'nin, Trump'ın dikkatini, daha önce eleştirdiği BM'ye çekmeye başardığı görüşünde.

Richard Gowan, yabancı diplomatların, bazı konularda anlaşmazlığa düşseler de Haley'i birlikte çalışabilecekleri bir siyasetçi olarak gördüklerini söylüyor.

Amerika, BM'nin kadın sağlığı ve Filistinli mültecilere yardım programlarına ve barışgücü bütçesine ayırdığı fonlarda ciddi kesintiler yapsa da birçoklarının korktuğu düzeyde bir kesinti yaşanmadı.

Haley'nin Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres'le ilişkisi de oldukça iyi.

Gowan, ”Guterres, Haley'nin en önemli müttefiklerinden biri haline geldi. BM reformlarını hazırlamada Haley'ye yardım etmek için elinden geleni yaptı,” diyor.

Daha büyük hayaller

Haley'nin gözünün yükseklerde olduğu, birçok çevrede dile getiriliyor. Kimilerine göre Haley'nin yükselmeye devam edeceğine şüphe yok. Ancak siyasette hiçbir garanti olmadığı da bir gerçek.

Güney Carolina Üniversitesi'nden siyaset bilimi profesörü Bob Oldendick, ”Şu anda Haley'dan daha çok şansı olan birini düşünemiyorum” diyor ancak Haley'nin başkan ya da başkan yardımcısı adayı olmasına ne hadar hevesle bakılacağını da sorguluyor.

Uzmana göre Trump'ın dört ya da sekiz yıl sürebilecek başkanlık döneminden sonra ibre, siyasi yelpazenin diğer tarafı olan Demokratlar’a doğru dönmeye başlayacak.

Wofford'a göre Trump iki dönem başkanlık yaparsa Haley, 2024 yılında başkanlık yarışında 52 yaşında olacak. Bu da Haley'nin kariyerinin doruk noktasına ulaştığı dönem olabilir.

Ancak Wofford yine de 2024'teki şartların ne olacağını şimdiden kestirmenin imkansız olduğunu altını çiziyor. Uzman, ”Eğer mevcut düzen tamamen alt üst olmazsa Haley'nin şu anda hanesine yazdığı birçok olumlu not geçerliliğini koruyacak. Haley, kendisini, bu kozları kullanmak üzere konumlandırıyor,” diyor.

Oldendick ise ”Haley'nin aklında bir plan var ve bu planı uygulamaya koymuş görünüyor,” şeklinde yorumda bulunuyor.

STÜDYO VOA

Mehmet Şimşek’ten “harcamaları azaltma” mesajı - 18 Nisan
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG