Erişilebilirlik

Navalny’ye Hapis Cezası Kuzey Akım-2 Projesini Etkileyecek mi?


Rus muhalif siyasetçi Aleksey Navalny'nin zehirlenmesi, gözaltına alınması ve son olarak 3,5 yıl hapis cezasına çarptırılmasından sonra, Alman-Rus ortaklığı ile yürütülen Kuzey Akım 2 doğalgaz boru hattı projesinin durdurulması yönünde uluslararası baskı giderek artıyor.

Rus gazını Baltık Denizi'nin altından Almanya'ya taşıyacak olan projenin durdurulması çağrısı yapan Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, bu konuda Berlin ve Paris arasındaki görüş ayrılığının "cesurca konuşulması" gerektiğini söyledi. Fransız hükümetinin Avrupa ve Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Clement Beaune’nin de, Fransa’nın baştan beri bu projeye şüpheyle yaklaştığını ve son gelişme üzerine projenin durdurulmasını Almanya’dan istediklerini söylemesi, Berlin’de böyle bir açıklamanın Cumhurbaşkanı Macron’un bilgisi olmadan yapılamayacağı şeklinde yorumlandı.

ABD’den mesaj

Avrupa Parlamentosu da 21 Ocak'taki oturumunda Navalny ve muhalif göstericilere yönelik tutum nedeniyle Rusya'ya yaptırımların genişletilmesi ve Kuzey Akım 2 projesinin durdurulmasını talep eden bir karar almıştı. Polonya hükümeti de projenin derhal durdurulmasını talep ederken, ABD’nin Berlin Büyükelçiliği’den bugün yapılan açıklamada, "Avrupa ülkelerinde Kuzey Akım 2 projesinin durdurulması sesleri yükselmeye başladı. Bizim bu konudaki tavrımız zaten belli. Rusya’nın kötü niyetli politikaları ve enerji politikaları konusunda kaygılarımızı, Almanya ile paylaşmaya hazırız" denildi.

Almanya: “Değişiklik ihtimal dışı”

Gelen tepkilerle ilgili bir açıklama yapan Federal Hükümet Sözcüsü Steffen Seibert, "Almanya’nın tavrında bir değişiklik söz konusu değil. Hükümet olarak, inşaatı neredeyse sonuna gelen hattı önemli bir ekonomik bir bir proje olarak görüyoruz ve bu açıdan herhangi girişimde bulunmayı planlamıyoruz" dedi.

ABD yaptırım uyguluyor

Almanya’nın, Rusya gibi siyasi anlamda rakip sayılabilecek bir ülkeye enerji alanında fazlasıyla bağımlı olacağını öne süren ABD projeye başından bu yana karşı çıkarak, inşaatta yer alan firmalara yaptırım uyguluyor. Eski Başkan Donald Trump 2018’deki NATO Zirvesi’nde, "Almanya tümüyle Rusya tarafından kontrol ediliyor" diyerek, projede çalışan Alman firmalarına yaptırım uygulama kararı almıştı.

Yaptırım tehditleri nedeniyle çok sayıda şirket inşaattan çekilirken, Joe Biden'ın başkanlık görevini devralmasının ardından Beyaz Saray'dan yapılan açıklamada, "Biden boru hattı projesini yanlış bir fikir olarak görüyor" denilerek, yaptırımların süreceği ifade edildi.

Almanya siyasetinde de görüş ayrılıkları hakim

Navalny ile ilgili son gelişmeler projenin geleceği konusunda Almanya’da da fikir ayrılığını derinleştirdi. Hıristiyan Demokrat CDU’dan Federal Meclis Dışişleri Komisyonu Başkanı Norbert Röttgen, projeden çekilme çağrısı yaparak, "Projenin tamamlanması, Rusya’nın insanlık dışı siyasetini onaylamaktır" açıklamasında bulundu. Liberal FDP’nin dış politika sözcüsü Gyde Jensen, "İnsan haklarının açık bir şekilde ayaklar altına alındığı bir ülke ile bu tarz bir projeyi sürdürmemiz, Almanya olarak tüm inandırıcılığımızı yitirmemize neden olur" derken, Hıristiyan Sosyal Birlik (CSU) partisinin Genel Başkan Yardımcıı Manfred Weber, "Burada, Navalny örneğinde olduğu gibi, insanları susturmak için onları yok etmeye hazır bir sistem söz konusu. Bu durumda Almanya sessiz bir şekilde kenarda duramaz" dedi. Weber, Putin'e açık bir mesaj verilmesi gerektiğini belirterek, Putin'in anladığı tek dilin "iktidar ve para" olduğunu öne sürdü. Yeşiller Eş Başkanı Annalena Baerbock, "Kremlin’in amacı, Polonya ve Ukrayna’yı enerji dönüşümünden dışlamak. Almanya’nın bu oyuna dahil olması çok kötü ve kabul edilemez" dedi.

Doğalgaz boru hattı projesine baştan itibaren destek veren Başbakan Angela Merkel’in son gelişmeler sonrasında tavrını değiştirip-değiştirmeyeceği cevabı merakla beklenen bir soru. Merkel, geçen ay ortasında yeni Başkan Biden ile telefon görüşmesinden sonra, Almanya ve ABD arasında bu konuda fikir ayrılığı olduğunu söylemiş ve ABD’nin yaptırımlarına tepki göstermişti. Merkel, daha önce Trump döneminde de, ABD’yi Almanya’nın iç işlerine karışmakla suçladı ve projenin tamamlanmasında kararlı olduklarını açıkladı.

Berlin’deki yorumlarda Merkel'in politikasının temel direklerinden birinin, Rusya ile yoğun ekonomik işbirliği olduğuna işaret edilerek, ayrıca Almanya'nın 2023 yılına kadar aşamalı olarak nükleer enerji santrallerini kapatması nedeniyle hattan vazgeçmesinin zor olacağı savunuluyor. Almanya’da ana muhalefet sağ popülist Almanya için Alternatif (AfD) ve Rusya ile sıkı ilişkileri olan Sol Parti projenin tamamlanıp hayata geçirilmesine tam destek veriyor. Projenin en tanınan destekçisi ise eski Almanya Başbakanı Gerhard Schröder. 2005 yılında başbakanlıktan ayrıldıktan sonra Rusya Devlet Başkanı Putin ile olan yakınlığı sebebiyle Rus devlet şirketi Gazprom’da yönetim kurulu üyeliğine gelen Schröder, "Hattın tamamlanmasını durdurursak, o zaman enerji politikası açısından, bindiğimiz dalı kesmiş olacağız" şeklinde bir açıklama yaptı ve ABD’nin Almanya'ya sıvılaştırılmış gaz satmak istediğini, bu yüzden hatta itiraz ettiğini, söz konusu gazın çevreye zararlı olmasının yanı sıra, Rus gazından daha pahalı ve daha az kullanışlı olduğunu kaydetti.

Yaklaşık 10 milyar Euro’ya mal olması beklenen projenin ana mali yükünü, bu tutarın yarısını karşılamayı taahhüt eden Gazprom üstleniyor. Diğer yarısı ise enerji sektöründe faal uluslararası şirketler tarafından karşılanıyor. İnşaatına, Mayıs 2018’de başlanan ve Rusya’nın Narwa ve Almanya’nın Greifswakd şehirleri arasında işlemesi planlanan hattın şu ana kadar yüzde 94'ü tamamlandı. Proje bittiğinde, 1.200 kilometre uzunluğundaki hattan yılda 55 milyar metreküp doğal gaz taşınması hedefleniyor.

STÜDYO VOA

Uluslararası yatırımcılar Türk ekonomisinden güvence bekliyor – 17 Nisan
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:50 0:00
XS
SM
MD
LG