Kendilerine "Metal Kolektif" adını veren Diyarbakırlı bir grup kadın, mülteci kadınların dramını heykellerle anlatmaya çalışıyor. Kadınların yaptığı 400 heykelin satışından elde edilecek gelir mülteciler için çalışan kurumlara bağışlanacak.
Asıl mesleği hemşirelik olan Hediye Yaşar, yıllardır resim ve heykelle uğraşıyor. Kayapınar ilçesindeki evini atölyeye çeviren Yaşar, mesaiden arta kalan zamanlarını heykel yapmaya ayırıyor. Demir, kumaş, kil ve boya Yaşar’ın hayatının bir parçası olmuş. Sadece Yaşar değil, onun gibi 20’ye yakın kadın heykel yapmaya çalışıyor. Kendilerine "Metal Kolektif" adını veren bu kadınlar, heykellerinde de hemcinslerinin dramına yer veriyor. Kolektif üyesi kadınlar, çeşitli nedenlerle yaşadıkları yerlerden göç etmek zorunda kalan kadınların dramını heykellerle anlatmaya çalışıyor
.
Kolektifin üyelerinden Yaşar, atölyesinin kapılarını VOA Türkçe’ye açtı. Yaşar amaçlarının, göç etmek zorunda kalan kadınların yaşadıklarına dikkat çekmek olduğunu belirterek, “Göçte kadınların biraz daha görünür olmasını istiyoruz. Erkek olduğu zaman savaşçı gibi duruyor, çocuk biraz daha olayı dramatize ediyor. Göçün gerçekliğini biraz ortaya koymak istedik. Aslında artık göç sadece savaşlardan kaynaklı değil. İleride iklim göçleri gerçekleşecek, kendini güvende hisseden ülkelerde bir gün göç etmek zorunda kalabilecekler. Göç günümüzün en büyük sorunlarından biri. Objektifleri biraz buna çevirmek istedik. Bunları bir arazide sergiledik. Sergilediğimiz arazide hiçbir yapı yok, elektrik direkleri yok. Çünkü göç böyle bir şey. Geldiğiniz yerin bir hikayesi var ama gideceğiniz yerin bir hikayesi yok. Bir bilinmezliğe doğru ilerliyorsunuz. Bu gerçekten de ürkütücü bir şey. O duyguyu vermek istedik. Umarım o duyguyu görebileceğiz” dedi.
Kadınlar bir yıl içinde 400 heykel yaptı. Heykellerde sürekli yürüyen kadınlar teması işlendi. Şimdilik sanal ortamda sergilenecek heykellerin satışından elde edilecek gelir, göç ile ilgili çalışma yapan kurumlara bağışlanacak.
Çalışmanın pandemi nedeniyle aksadığına dikkat çeken Yaşar, “İlk çıkışımız pandemiden önceydi. Diyarbakır'da bir caddeyi kapatıp sergilemek istedik. 400 tane yürüyen kadın, kafamızda böyle bir şey vardı. Pandemi sürecine denk geldi. Şimdi online olacak. Kasım ayında online sergilenecek. Pandemi süreci bittikten sonra başka yerlere taşıyıp satışını gerçekleştirmek istiyoruz. Elde edeceğimiz geliri de tamamen göç bürolarına, göçte çalışan kurumlara aktarmak istiyoruz. Bu durumda mağduriyet yaşayan aileleri destekte bulunmak istiyoruz” diye konuştu.
Yaşar, üyelerinin çoğunun memur olduğu gruba neden "Metal Kolektif" adını verdiklerini de şöyle açıklıyor; ”Sayımız sürekli değişiyor. Grubumuzun adı Metal Kolektif. Bunun sebebi kadınlar her alana giriyor. Metal sanayinde de çalıştık. Metal, çok kadınla bağdaştırılmayan bir şey. Nesnelere verilen isimleri biraz da kırmak istiyoruz. Metal neden erkeği çağrıştırsın ki? O yüzden bir kadın grubu Metal Kolektif adını verdik.”
Suriye iç savaşının başladığı yıllarda heykelle uğraşmaya başlayan Yaşar, bir gün savaşın mağduru kadınların heykelini yapacağını belki hayal bile etmemişti. 9 yılı geride bırakan savaşın kadınlar üzerinde yarattığı dram, Yaşar ve arkadaşlarının heykellerine de esin kaynağı oldu.
