Erişilebilirlik

Mültecilerin Sınırdışı Edilmesine Tepki Sürüyor


Hafta başında Yunanistan, aralarında çoğu Afgan ve Pakistanlı olan 202 mülteciyi sınır dışı ederek Türkiye’ye gönderdi. Böylece, Avrupa Birliği (AB) ve Türkiye arasında Mart ayında imzalanan mülteci anlaşması da resmen uygulamaya girmiş oldu.

AB ve Türkiye arasındaki anlaşma, Avrupa’daki mülteci krizini hafifletmeyi hedefliyor. Ancak insan hakları savunucuları ve Avrupa’daki sol görüşlü örgütler anlaşmanın yabancı düşmanlığından kaynaklandığını söylüyor.

Öte yandan Avrupa’daki milliyetçiler de anlaşmadan memnun değil. Anlaşmanın mülteci akınını durduramayacağını söyleyen milliyetçiler, mültecilerin Avrupa’ya girmek için yeni yollar aramaya başlayacağını öne sürüyor.

Anlaşma, Yunanistan’a giriş yapan yeni mültecilerin Türkiye’ye geri gönderilmesini öngörüyor. Buna karşılık AB, Türkiye’ye 3 milyar dolarlık yardımın yanında, Türk vatandaşlarına vize serbestisi ve Türkiye’nin AB üyeliğiyle ilgili yeni imkanlar sunuyor.

Anlaşmaya göre, Türkiye’ye geri gönderilen her Suriyeli mülteciye karşılık, Türkiye’den AB’ye bir Suriyeli mülteci gönderilecek.

Anlaşma, şu anda Midilli ve Sakız Adaları’ndaki kamplarda yaşayan binlerce mülteci için, Batı Avrupa’ya ulaşarak, savaş ve yoksulluktan uzak yeni bir hayat kurma hayallerinin yıkılması anlamına geliyor.

'İnsan takası yapılıyor'

Mülteci anlaşması, insan hakları örgütlerinin sert tepkisiyle karşılaştı. Oxfam’dan Sara Tesorieri, uluslararası hukuku ve AB hukukunun ruhuna aykırı olan anlaşmanın, siyasi çıkarlar uğruna insanların takas edilmesine yol açtığını söylüyor.

Uluslararası Af Örgütü ve diğer sivil toplum örgütleri de, Türkiye gibi insan hakları karnesi kötü bir ülkeye gönderilen mültecilerin tehlikeye atıldığını savunuyor.

Uluslararası Af Avrupa ve Orta Asya Direktörü John Dalhuisen, sınırlarını kapatmak için çaresizce çırpınan Avrupalı liderlerin, Türkiye’nin Suriyeli mülteciler için güvenli bir ülke olmadığı ve her geçen gün de daha tehlikeli bir hale geldiği gerçeğini görmezden geldiklerini söylüyor.

Geçtiğimiz Eylül ayında, cesedi Türkiye sahiline vuran üç yaşındaki Suriyeli mülteci Aylan Kurdi, Avrupa ülkelerini mültecilere yardım konusunda harekete geçirdi. Macaristan, Avusturya ve Almanya’da, hükümetlerinin mülteci krizi konusunda yavaş hareket ettiğini gören vatandaşlar kamplardaki ve tren istasyonlarındaki mültecilere gıda ve giysi ulaştırdılar.

Almanya Başbakanı Angela Merkel, diğer Avrupa ülkelerine krizle mücadele kapsamında göçmen kotalarını yükseltme ve 160 bin mülteciyi kabul etme çağrısı yaptı.

Ancak geçtiğimiz yıl Avrupa’ya giden mülteci sayısının bir milyona ulaşması, AB ülkelerinde kaygı ve paniğe yol açtı. Özgürlükçü göçmen politikasıyla tanınan İsveç, mültecilere kapısını kapatarak, göçmen alımında AB’nin belirlediği asgari rakamı geçmeyeceğini açıkladı.

Öte yandan geçtiğimiz Kasım ayında Paris’te yaşanan terör saldırıları ve yılbaşı gecesi Köln’de Alman kadınların taciz edilmesi gibi olumsuz gelişmeler, Avrupa’daki mülteci karşıtlığını körükledi. AB-Türkiye arasındaki mülteci anlaşmasına varılmasından sadece dört gün sonra düzenlenen Brüksel saldırılarıysa, mülteciler konusundaki kaygıları daha da tırmandırdı.

Merkezi Londra’da bulunan Henry Jackson Society araştırma örgütünden Ortadoğu uzmanı Tom Wilson, Paris ve Brüksel’de arttırılan güvenlik önlemlerinin, Avrupalılar’ın göçmen sorunu karşısında daha sert bir tavır almalarına yol açtığını söylüyor.

Terör saldırılarını düzenleyenlerden bazılarının Avrupa’ya göçmen olarak giriş yaptığı bilgisi, Avrupa’nın mülteci girişleriyle ilgili kontrolü kaybettiği izlenimini yarattı.

Sınırdışı işlemleri yavaş başladı

Yunanistan, hafta başında toplam 202 mülteciyi sınır dışı etti. 2,300 AB güvenlik ve göç yetkilisi, geri gönderme işlemlerinin sorunsuz yürümesi için Yunanistan’a gitti. Çoğunluğu ekonomik göçmen olan ve sığınma hakkı alamayan Pakistanlı erkeklerden oluşan mülteciler feribotlarla Türkiye’ye geri gönderildi.

Birçok Avrupa ülkesinin Merkel’in mülteci teklifini geri çevirmesi ve sınırlarını kapatması, mültecilere Avrupa’nın artık bir seçenek olmadığı mesajını verdi. Yetkililer, Yunanistan’a gelen mülteci sayısında kayda değer bir azalma olduğunu ve kamplarda sadece beş bin mülteci kaldığını söylüyor.

Mülteci anlaşması, 20 Mart’tan sonra Avrupa’ya giriş yapanların sığınma başvurusu yapmasını engelliyor. Ancak buna rağmen, bazı mülteciler bütün tehlikeleri göze alarak Yunanistan’a gitmeye devam ediyor. Uluslararası Göç Örgütü, bu yıl içinde Yunanistan’a 143 bin mülteci gittiğini ve 460 mültecinin de yolculuk sırasında öldüğünü kaydetti.

Mart başında, en az 25 mülteci Türkiye’den Yunanistan’a giderken boğularak öldü. Ancak bu ölümlere, Avrupa medyasında çok az yer verildi.

STÜDYO VOA

Trump’a ‘sus payı davası’ öncesinde konuşma yasağı – 27 Mart
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG