Erişilebilirlik

‘MTV Zammının Nedeni Yeni Silah Sistemleri Alımı’


Türkiye, bir haftadır Motorlu Taşıtlar Vergisi’ndeki (MTV) artışı tartışıyor. 28 Eylül’de yaptığı açıklamada, Orta Vadeli Program’da gelir arttırıcı tedbirler alınacağını söyleyen Maliye Bakanı Naci Ağbal, MTV’de %40 artış yapılacağını açıkladı. Ancak daha sonra %40 dediği artışın toplam araç satışının %14’üne denk gelen 40 bin lira altındaki araçlar için geçerli olduğu ve ortalama artışın %60’a tekabül ettiği ortaya çıktı.

Kamuoyunda tepkilerin yükselmesi üzerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın salı günkü AKP Grup Toplantısı’nda hükümete dolaylı olarak ‘bu artışı yeniden değerlendirin’ mesajı verdi.

Erdoğan’ın “İcap ettiğinde vergi artışı yapılmaz mı yapılır, ama bir şartla; ortaya çıkan yükü doğru hesaplayarak, elde edilen kaynağı nereye kullanacağımıza ikna etmek şartıyla bunu yapabiliriz. Aksi halde ‘ben yaptım, oldu’ anlayışına ekonomi politikalarında da yer yoktur” şeklindeki sözleri üzerine Maliye Bakanlığı, MTV zammı üzerinde çalışmaya başladı.

Şimşek: ‘MTV’deki artıştan elde edilecek kaynak yeni silah sistemleri alımında kullanılacak’

Bugün NTV yayınına katılan Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, düzenlemenin kısa süre de açıklanacağını söyledi. Şimşek, MTV artışı Türkiye savunma sanayindeki ihtiyaçlarından kaynaklandığını da açıkladı.

Başbakan Yardımcısı, “Hiçbir hükümet durup dururken bu vergileri artırmaz. Yeni silah sistemlerini almak için Savunma Sanayii Destekleme Fonu'na aktaracağımız, terörle mücadele, ülkemizin karşı karşıya kaldığı tehditleri bertaraf etmek ve caydırıcılık gücünü artırmak amacıyla Milli Savunma Bakanlığı’na aktaracağımız kaynak var. Türkiye önümüzdeki yıl savunma sanayisi ve Milli Savunma Bakanlığı için muhtemelen 17-18 milyar liralık ilave harcama yapacak. Net olarak MTV'den gelecek gelir, 2018 sonrası alınacak araçlar da dikkate alındığında 2,8 milyar lira. İlave vergi artışının etkisi ise 2 milyar lira. Sadece savunma sanayisi harcamaları alacağımız tedbirlerin üçte ikisine tekabül ediyor" diye konuştu.

Orta Vadeli Program’ın altını doldurarak 4. Sanayi Devrimi’ne odaklandığını da aktaran Başbakan Yardımcısı, programın hedeflerine ulaşması halinde 2020 yılında Türkiye'de kişi başına milli gelirin 13 bin doları aşacağını bu sayede Dünya Bankası'nın kriterlerine göre Türkiye'yi üst gelir grubuna taşınacağını ifade etti.

CHP’li Böke: ‘Saray rejimi hukuku ve demokrasiyi yok ettikçe ekonomi çöküyor’

Şimşek’in bu sözleri CHP’yi tatmin etmemiş görünüyor.

Hükümetin TBMM’ye gönderdiği torba yasa görüşmelerinde söz alan CHP İzmir milletvekili Selin Sayek Böke, hükümeti cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın güdümünde olmakla itham etti.

Böke, “Zaten perişan olan vatandaşın cebine yeni vergilerle bir kez daha el atıyorsunuz. Motorlu Taşıt Vergisi'nden, bakanınızın bile bilmediği oranda bir artış söylüyorsunuz. Dar ve orta gelirli memurun, işçinin vergisini artırıyorsunuz ve bunlarda yetmiyormuş gibi dar ve orta gelirli sınıfın, özgürlük peşinde olan gençlerin kullandığı internete yeni vergiler getiriyorsunuz. Saray, kendi yarattığı bu ekonomik maliyetleri, kendi üzerine almak yerine yine 80 milyonun sırtına yüklüyor. İki önemli mesele var. Bir tanesi Saray Rejimi, demokrasiyi ve hukuku yok ettikçe ekonomi çöküyor. İkincisi, ekonomi çökerken açıkça sınıfsal bir siyasi tercih yapılıyor ve kısıtlı kaynaklar emekçinin cebinden alınarak yandaş sermayenin cebine konuluyor” dedi.

Cumhurbaşkanlığı’nın harcaması üç kat arttı haberlerine “algı operasyonu” eleştirisi

Sayıştay Başkanlığı’nın Cumhurbaşkanlığı’nın 2016 yılı harcamalarına ilişkin denetim raporunda 2015’te 471 milyon 929 bin lira olan yıllık harcamaların 2016’da yaklaşık 3 katına çıkarak 1 milyar 292 milyon lira olduğunun önceki gün bazı gazetelerde yer alması Cumhurbaşkanlığı’nın tepkisini çekti.

Bugün yayınlanan yazılı açıklamada 2016 yılında Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde 265 program yapıldığı, Cumhurbaşkanı’nın 20 ülkeye 22 dış program gerçekleştirdiği ifade edildi.

Cumhurbaşkanlığı’na karşı “algı operasyonu” yapıldığını belirten açıklamada, “Türkiye Cumhuriyeti devletinin en yüksek temsil makamı, dolayısıyla ülkemizin vitrini olan Cumhurbaşkanlığı nezdindeki faaliyetlerin 'itibarda tasarruf olmaz' anlayışıyla, ülkemizin vakarına yaraşır şekilde yürütülme mecburiyeti vardır. Bununla birlikte tüm bu hizmetler, hem Türkiye'nin büyüklüğüne ve itibarına yakışır kalitede, hem de en uygun maliyetlerle gerçekleştirilmiştir” dendi.

STÜDYO VOA

EKOTÜRK Stüdyo VOA
lütfen bekleyin
Embed

No media source currently available

0:00 0:29:58 0:00
XS
SM
MD
LG