Erişilebilirlik

MİT Mensubunu İfşa Davasında Gazetecilere Hükümlü Tahliye


Libya’da ölen MİT mensubunu ifşa ettikleri iddiasıyla açılan davada yargılanan tutuklu üç gazeteci tahliye edildi.

İstanbul 34. Ağır Ceza Mahkemesi, sanık gazetecilerden Barış Terkoğlu ve Eren Ekinci’nin tahliyesine karar verirken Barış Pehlivan, Hülya Kılınç’a 3 yıl 9 ay Murat Ağırel, Ferhat Çelik ve Aydın Çelik’e ise 4 yıl 8 ay 7 gün hapis cezası verdi.

Haklarında adli kontrol kararı verilen Barış Pehlivan ve Hülya Kılınç’ın ikamet ettikleri il dışına çıkması mümkün olmayacak.

Aynı davada yargılanan Erk Acarer’in dosyası ise sanığın yurtdışında bulunması gerekçesiyle ayrıldı.

MİT Mensubunu İfşa Davasında Gazetecilere Hükümlü Tahliye
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:02:10 0:00

Pehlivan: ‘‘Bu davada suç yoktu suçlu yoktu, bütün gazetecilik yaşamımızı cezalandırma amacı vardı’’

Mahkemenin tahliye kararı sonrası adliyeden Silivri Cezaevi'ne dönen üç gazeteci saat 10 sularında serbest bırakıldı. Cezaevi aracıyla Silivri yakınlarında bir dinlenme tesisinde kendilerini bekleyen yakınları ve gazetecilerin yanına getirilen Barış Pehlivan, adil bir gelecek için gazeteciliğe devam edeceğini söyledi.

Pehlivan, ‘‘Bu davada suç yoktu suçlu yoktu, bütün gazetecilik yaşamımızı cezalandırma amacı vardı. Evet belki tahliye olduk ama adalet arayışımız da gazetecilik sevdamız da bitmedi. Hiç kimsenin şüphesi olmasın gazeteciliğe ve adil bir gelecek için yazmaya devam edeceğiz ve bu ülkeyi hayal ettiğimiz ülke haline getireceğiz’’ dedi.

Kılınç: ‘‘Boyun eğmeden dışarı çıktık, gazeteciliğe devam ediyoruz’’

'‘Sadece gazetecilik yaptığımız için cezalandırıldığımızı düşünüyorum. Boyun eğmeden dışarı çıktık. Bundan sonra karalı bir şekilde gazeteciliğe devam ediyoruz’’ diyen Hülya Kılınç ise VOA Türkçe’nin ‘‘Adalete güveniyor muydunuz? Bugün tahliye olacağını düşünüyor muydunuz?’’ sorusuna da ‘‘Adalete güvenmek değil de tahliye bekliyordum. Çünkü bizim yaptığımız bir suç yoktu’’ yanıtını verdi.

İyi Partililer tarafından karşılanan Murat Ağırel de diğer meslektaşları gibi gazeteciliğe kaldığı yerden devam edeceği mesajını verdi.

Gazeteciler mahkemedeki son savunmalarında suçlamaları reddetti

Gece yarısına doğru serbest kalan gazeteciler, Çarşamba günü saat 10.00’da başlayan karar duruşmasında yaptıkları son savunmalarında haklarındaki MİT mensubunu ifşa ve casusluk suçlamalarını reddettiler.

Kılınç: ‘‘Kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla haberi hazırladım’’

Karar öncesi son savunmalarını yapan gazeteciler haklarındaki iddiaları reddetti.

İlk savunmayı Hülya Kılınç, “Haberde yayınlanan fotoğraflarda MİT mensuplarının olduğunu bilmiyordum. Bilmem de mümkün değildir. MİT mensubu olduğunu bilmeyenler hakkında suç isnadı yapılmıyorsa, benim için de yapılmamalıdır diye düşünüyorum. Şehidin cenazesinde çekilen fotoğraflar gizli çekilmemiştir. Akhisar Belediyesi’nden temin edilmiştir. Fotoğrafta sadece cenazeyi taşıyan köylüler görünmektedir. Eğer cenazeyi köylülerin taşıdığını gösteren bu fotoğraflarda MİT mensubunu deşifre etmek isteseydim, haberde ‘şehidin mesai arkadaşları da cenazeye katıldı’ ibaresi yer alırdı. Ben yalnızca gazetecilik yapmak, kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla haberi hazırladım’’ dedi

Pehlivan: ‘‘Bu davada bir haber değil, tüm haberciliğim cezalandırılmak istendi’’

Haksız yere yargılandıklarını söyleyen Barış Pehlivan ise doğru bildiği şekilde gazetecilik yapmaya devam edeceğini söyledi.

Pehlivan, ‘‘Ben alışmayacağım bu çürümüşlüğe. Biliyorum ki; asıl alışırsam ölürüm. Adaletsizlik hüküm sürse de her bir karış toprakta, adaleti aramaktan vazgeçmeyeceğim. İnadına soracağım, inadına itiraz edeceğim. Bilmez miyim; koltuk sahipleri gerçek gazetecileri sevmez. Hep alkış, hep övgü, hep dalkavukluk isterler. Buna karşı durup kalemin namusuna sahip çıkanlara ise bedel ödetirler. Hiç önemi yok! Önemli olan toplumun ve tarihin gözünde yazdıklarımızın değeri ile etkisidir. Gerçek gazeteciler her ne kadar uzak durulması gereken ‘hain’ gibi gösterilmek istense de aslında çok yakındaki dosttur. Burada, bu davada bir haber değil, tüm haberciliğim cezalandırılmak istendi. İnsan bilmediğinden korkar. Ben bunu, yani niye sanık sandalyesinde olduğumu bildiğimden dolayı korkmuyorum. Sizden de talebim; vereceğiniz kararda korkunun değil, gerçek neyse onun sesi olmanızdır’’ diye konuştu.

Ağırel: ‘‘Biz aynı Kumpas davaları sürecini yaşıyoruz’’

Pehlivan ve Kılınç gibi tutuklu olarak yargılanan Murat Ağırel de kumpas davaları döneminde ne yaşanıyorsa şu anda da benzer bir yargılama ile karşı karşıya kaldıklarını dile getirdi.

Ağırel, ‘‘Bugün adaletten, yargının bağımsızlığından, hukukun üstünlüğünden bahsetmemiz gerekirken, oturmuş FETÖ’nün boşalttığı yere METÖ mü geldi, PETÖ mü geldi diye tahminler yürütüyoruz. Yarın daha başka bir yapıdan bahsedeceğiz. Yargı bağımsız, adil ve cesur olmadıkça yargıyı ele geçirmek isteyen siyasi güçlerin desteklediği yapılar ve bu yapıların emir eri olmuş savcı ve hakimlerden bahsetmeye devam edeceğiz. Amacım mahkemenizi töhmet altında bırakmak değildir. Aksine uyarmaktır. Çünkü FETÖ kumpas davaları döneminde ne yaşadıysak bu dava sürecinde de noktası ve virgülü ile aynısını yaşadık ve yaşıyoruz. Biz aynı Kumpas davaları sürecini yaşıyoruz’’ dedi.

Pehlivan, Kılınç ve Ağırel altı aydır Silivri Cezaevi’nde tutukluydu

Kamuoyunda ‘‘Libya’da ölen MİT mensubunu ifşa davası’’ olarak bilinen dava 4 Mart’ta Odatv Haber Müdürü Barış Terkoğlu’nun gözaltına alınmasıyla başladı. Terkoğlu ve muhabir Hülya Kılınç 5 Mart’ta, Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan 6 Mart’ta; Yeniçağ yazarı Murat Ağırel, Yeni Yaşam gazetesi yöneticileri Ferhat Çelik ve Aydın Keser 8 Mart’ta tutuklandılar. Tüm gazeteciler Silivri Cezaevi’ne gönderildi.

Barış Terkoğlu, Ferhat Çelik ve Aydın Keser davanın 24 Haziran’da görülen ilk duruşmasında tahliye edildi.

STÜDYO VOA

Uluslararası yatırımcılar Türk ekonomisinden güvence bekliyor – 17 Nisan
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:50 0:00
XS
SM
MD
LG