Mısır Sağlık Bakanlığı, Kahire'de devrik Cumhurbaşkanı Muhammet Mursi ve güvenlik kuvvetleri arasında çıkan çatışmalarda en az 65 kişinin öldüğünü bildirdi.
Bakanlık, dünden bu yana İskenderiye’de dokuz kişinin öldüğünü bildirdi.
Cuma'yı Cumartesi'ye bağlayan gece, Mısır'da Cumhurbaşkanı Muhammet Mursi yönetimine son veren askeri darbenin yapıldığı 3 Temmuz'dan bu yana en kanlı olaylar yaşandı. Mursi yandaşlarıysa protesto eylemlerine devam edeceklerini söylüyor.
İçişleri Bakanı Muhammet İbrahim, bugün (Cumartesi) düzenlediği basın toplantısında, güvenlik kuvvetlerinin göstericilere ateş açtığı iddiasını yalanladı.
Taraflar karşılıklı olarak şiddet olaylarından birbirlerini suçluyor.
Kahire’deki sahra hastanesinde görevli doktorlarsa, bakabileceklerinden çok daha fazla yaralıyı tedavi etmek zorunda kaldıklarını söylüyor. Revir, üç haftadır gösterilerin merkezi haline gelen Nasır semtinde kurulmuştu.
Hastanenin kurulu olduğu Nasır caddesinde izlenimlerde bulunan Amerika’nın Sesi muhabiri Elizabeth Arrott, sağlık merkezinin güvenlik kuvvetlerinden alelacele kurulmuş barikatlarla ayrıldığını, ancak barikatları kimin kurduğunu bilmediğini bildirdi. Arrott, caddenin çatışmalardan kalan enkazla dolu olduğunu, göz yaşartıcı gaz dumanının ise hala yoğun bir şekilde hissedildiğini belirtti.
İskenderiye’de ise güvenlik kuvvetleri bir camiden yakındaki mahalleye ateş açıldığını bildirirken, el Cezire kanalı silahlı kişilerin camiye ateş açtığını duyurdu.
İçişleri Bakanı, Mursi yanlısı göstericilerin Nasır caddesinde kurduğu kampların “yasal yollar kullanılarak” yıkılacağını açıkladı. Muhammet İbrahim, halen ev hapsinde tutulan devrik Cumhurbaşkanı Mursi’nin ise, Kahire yakınındaki Tura Cezaevi’ne nakledilmesinin kuvvetle mümkün olduğunu söyledi. 2011 yılındaki devrimde görevden alınan eski diktatör Hüsnü Mübarek de Tura Cezaevi’nde yatıyor.
Gösteriler, Mısırlı bir yargıcın, Muhammet Mursi’nin gözaltının devamına karar vermesinin ardından şiddetlenmişti.
Resmi MENA haber ajansına göre Mursi’nin, Filistinli militan örgüt Hamas’la işbirliği yaptığı suçlamalarının incelenmesi amacıyla 15 gün daha gözaltında kalmasına karar verilmişti. İslamcı Cumhurbaşkanı Mursi, askeri darbenin düzenlendiği 3 Temmuz gününden bu yana hakkında resmi bir suçlama olmasa da gizli bir karargahta gözaltında tutuluyordu.
Mursi’nin bir yıl süren cumhurbaşkanlığı dönemi ve bu ay başında darbeyle görevden alınması, Mısır toplumu içinde büyük kutuplaşmalara yol açtı.
Kerry'den soruşturma çağrısı
Amerika Dışişleri Bakanı John Kerry Mısır'da önceki gece yaşanan ölüm olaylarıyla ilgili olarak bağımsız soruşturma çağrısında bulundu.
Mevcut zamanın çok önemli olduğunu vurgulayan Kerry, şiddetin uzlaşma ve demokrasi çabalarını geriye götüreceği uyarısı yaptı.
Amerika Dışişleri Bakanı, Mısırlı yetkililerin hem yasal hem de vicdani nedenlerle ifade ve toplanma özgürlüğüne saygı duyması gerektiğini belirtti.
BM Genel Sekreteri Ban'dan Kınama
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki Moon, Mısır'da şiddet olaylarının artmasını ve ölüm olaylarını kınadı, özellikle bir gece önce yaşanan olaylarda hayatlarını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı, yaralananlara da acil şifa diledi.
Ban, Mısır'daki geçici yönetimden gösterilerle barışçı ve sorumlu bir şekilde yaklaşmasını, Mısırlılar'ın hayatlarının korunmasına öncelik vermesini istedi. Açıklamada, "Mısır güvenlik kuvvetleri, insan haklarına, ifade ve toplanma özgürlüğüne tamamen saygı göstermeli, göstericiler de itidalli davranarak protesto eylemlerinin barışçıl doğasını korumalıdır" denildi.
BM Genel Sekreteri Ban, tüm Mısırlılar'a aralarındaki görüş ayrılıklarını diyalog yoluyla çözmesi, tüm taraflara da kapsamlı ve anlamlı uzlaşma sürecine dahil olmaları çağrısını yineledi. Ban Ki Moon, açıklamasında, "Şiddet siyasi çözümün yerine geçemez" ifadesine yer verdi.
Dünya liderleri, ülkede artan şiddet, toplumun kutuplaşması ve ordunun Müslüman Kardeşler hareketi üzerindeki baskısından kaygı duyduklarını bildiriyor.
Mısır’da ordu, uzun yıllardır siyaset üzerinde büyük nüfuza sahip. Ordu, bu nüfuzunu büyük oranda, yine eski Hava Kuvvetleri Komutanı olan Hüsnü Mübarek’in 2011 devriminde yıkılmasına kadar sürdürdü. Ordu ayrıca, ülkenin en organize siyasi hareketi olan Müslüman Kardeşler’e düşmanca bir tutum sergiliyor.
Bakanlık, dünden bu yana İskenderiye’de dokuz kişinin öldüğünü bildirdi.
Cuma'yı Cumartesi'ye bağlayan gece, Mısır'da Cumhurbaşkanı Muhammet Mursi yönetimine son veren askeri darbenin yapıldığı 3 Temmuz'dan bu yana en kanlı olaylar yaşandı. Mursi yandaşlarıysa protesto eylemlerine devam edeceklerini söylüyor.
İçişleri Bakanı Muhammet İbrahim, bugün (Cumartesi) düzenlediği basın toplantısında, güvenlik kuvvetlerinin göstericilere ateş açtığı iddiasını yalanladı.
Taraflar karşılıklı olarak şiddet olaylarından birbirlerini suçluyor.
Kahire’deki sahra hastanesinde görevli doktorlarsa, bakabileceklerinden çok daha fazla yaralıyı tedavi etmek zorunda kaldıklarını söylüyor. Revir, üç haftadır gösterilerin merkezi haline gelen Nasır semtinde kurulmuştu.
Hastanenin kurulu olduğu Nasır caddesinde izlenimlerde bulunan Amerika’nın Sesi muhabiri Elizabeth Arrott, sağlık merkezinin güvenlik kuvvetlerinden alelacele kurulmuş barikatlarla ayrıldığını, ancak barikatları kimin kurduğunu bilmediğini bildirdi. Arrott, caddenin çatışmalardan kalan enkazla dolu olduğunu, göz yaşartıcı gaz dumanının ise hala yoğun bir şekilde hissedildiğini belirtti.
İskenderiye’de ise güvenlik kuvvetleri bir camiden yakındaki mahalleye ateş açıldığını bildirirken, el Cezire kanalı silahlı kişilerin camiye ateş açtığını duyurdu.
İçişleri Bakanı, Mursi yanlısı göstericilerin Nasır caddesinde kurduğu kampların “yasal yollar kullanılarak” yıkılacağını açıkladı. Muhammet İbrahim, halen ev hapsinde tutulan devrik Cumhurbaşkanı Mursi’nin ise, Kahire yakınındaki Tura Cezaevi’ne nakledilmesinin kuvvetle mümkün olduğunu söyledi. 2011 yılındaki devrimde görevden alınan eski diktatör Hüsnü Mübarek de Tura Cezaevi’nde yatıyor.
Gösteriler, Mısırlı bir yargıcın, Muhammet Mursi’nin gözaltının devamına karar vermesinin ardından şiddetlenmişti.
Resmi MENA haber ajansına göre Mursi’nin, Filistinli militan örgüt Hamas’la işbirliği yaptığı suçlamalarının incelenmesi amacıyla 15 gün daha gözaltında kalmasına karar verilmişti. İslamcı Cumhurbaşkanı Mursi, askeri darbenin düzenlendiği 3 Temmuz gününden bu yana hakkında resmi bir suçlama olmasa da gizli bir karargahta gözaltında tutuluyordu.
Mursi’nin bir yıl süren cumhurbaşkanlığı dönemi ve bu ay başında darbeyle görevden alınması, Mısır toplumu içinde büyük kutuplaşmalara yol açtı.
Kerry'den soruşturma çağrısı
Amerika Dışişleri Bakanı John Kerry Mısır'da önceki gece yaşanan ölüm olaylarıyla ilgili olarak bağımsız soruşturma çağrısında bulundu.
Mevcut zamanın çok önemli olduğunu vurgulayan Kerry, şiddetin uzlaşma ve demokrasi çabalarını geriye götüreceği uyarısı yaptı.
Amerika Dışişleri Bakanı, Mısırlı yetkililerin hem yasal hem de vicdani nedenlerle ifade ve toplanma özgürlüğüne saygı duyması gerektiğini belirtti.
BM Genel Sekreteri Ban'dan Kınama
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki Moon, Mısır'da şiddet olaylarının artmasını ve ölüm olaylarını kınadı, özellikle bir gece önce yaşanan olaylarda hayatlarını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı, yaralananlara da acil şifa diledi.
Ban, Mısır'daki geçici yönetimden gösterilerle barışçı ve sorumlu bir şekilde yaklaşmasını, Mısırlılar'ın hayatlarının korunmasına öncelik vermesini istedi. Açıklamada, "Mısır güvenlik kuvvetleri, insan haklarına, ifade ve toplanma özgürlüğüne tamamen saygı göstermeli, göstericiler de itidalli davranarak protesto eylemlerinin barışçıl doğasını korumalıdır" denildi.
BM Genel Sekreteri Ban, tüm Mısırlılar'a aralarındaki görüş ayrılıklarını diyalog yoluyla çözmesi, tüm taraflara da kapsamlı ve anlamlı uzlaşma sürecine dahil olmaları çağrısını yineledi. Ban Ki Moon, açıklamasında, "Şiddet siyasi çözümün yerine geçemez" ifadesine yer verdi.
Dünya liderleri, ülkede artan şiddet, toplumun kutuplaşması ve ordunun Müslüman Kardeşler hareketi üzerindeki baskısından kaygı duyduklarını bildiriyor.
Mısır’da ordu, uzun yıllardır siyaset üzerinde büyük nüfuza sahip. Ordu, bu nüfuzunu büyük oranda, yine eski Hava Kuvvetleri Komutanı olan Hüsnü Mübarek’in 2011 devriminde yıkılmasına kadar sürdürdü. Ordu ayrıca, ülkenin en organize siyasi hareketi olan Müslüman Kardeşler’e düşmanca bir tutum sergiliyor.
