Brexit’te çözüm için G7 zirvesi öncesi Avrupa turuna çıkan İngiltere Başbakanı Boris Johnson, Almanya Başbakanı Angela Merkel ile yaptığı görüşmenin ardından, Paris’te Elysee Sarayı’nda, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile bir araya geldi.
Merkel’den anlaşmalı ayrılık olasılığını tıkayan ‘backstop’ sorununun çözümü için bir ay süre alan Johnson, müzakere edilen anlaşmanın yeniden ele alınamayacağı konusunda ısrar eden Macron’un karşısına ‘daha cesaretli’ çıktı. Johnson, anlaşmalı ayrılık için bir çözüm bulunabileceğine inandığını söyledi.
Cumhurbaşkanlığı Sarayı Elysee’de çalışma yemeğinde bir araya gelen Macron ve Johnson, görüşme öncesi ortak basın açıklaması yaptı. İki lider bugüne kadar verdikleri karşılıklı sert mesajlardan daha olumlu bir yaklaşım sergiledi ancak, Brexit konusundaki duruşlarının da değişmediğini açıklıkla dile getirdi.
Johnson, Merkel ile yaptığı görüşme sonrası umudunun ve cesaretinin arttığını, anlaşmalı bir Brexit için çözüm bulunabileceğine inandığını dile getirdi. İngiltere Başbakanı, 31 Ekim’de AB’den ayrılmaya kararlı olduklarını yineledi ve "Anlaşmalı ya da anlaşmasız, sonuç ne olursa olsun, 31 Ekim’de Avrupa Birliği’nden ayrılmalıyız. Ben halen anlaşma olabileceğine inanıyorum, hem de iyi bir anlaşma. Merkel ile görüşmemde buna inancım ve cesaretim arttı. Sınırlar konusunda bir çözüm bulmak için yeterince zamanımız var. Teknik çözümler var. Hiçbir koşulda, sınır kontrollerine geri dönmek istemiyorum" dedi.
Macron : "Merkel ile görüşmelerimizin ruhuna uygun"
Johnson’dan daha temkinli bir dil kullanan Fransa Cumhurbaşkanı Macron da, Başbakan Merkel ile varılan uzlaşmanın, aralarındaki konuya ilişkin fikir alışverişinin ruhuna uyun olduğunu söyledi. Macron, Merkel ile varılan “30 gün içinde bir çözüm bulma ihtimaline güvendiğini” söyledi.
Macron, Merkel ile aynı çizgide açıklama yaparak, “Başbakan Merkel gibi, eğer taraflar iyiniyetli olursa, ortak zekayla ve yapıcı olma arzusuyla, 30 gün içinde bir çözüm bulabileceğimize inanıyorum. Benim de istediğim budur. İngiltere’nin AB’den ayrılmasını AB istemedi. Ama İngiliz halkının egemenliğine saygı duyuyoruz, İngiltere’nin kaderine İngiliz halkı karar verir. Fakat, AB’den ayrılsın ya da ayrılmasın, İngiltere’nin geleceği sadece Avrupa’dadır" diye konuştu.
Macron, görüşmeden bir gün önce İngiltere’nin eski başbakanı Theresa May ile varılan anlaşmanın bir kez daha müzakere edilmesinin mümkün olmadığını ve Londra’nın Brexit nedeniyle yükümlü olduğu 43 milyar Euro’luk faturayı da AB’ye ödemesi gerektiğini dile getirdi.
Johnson AB’den çıkmakta kararlı
Brexit için verilen sürenin dolmasına 70 gün kala Johnson, Avrupa turuna çıkarak, anlaşmalı ayrılık için çaba gösterdiği mesajını vermek istiyor. G7 zirvesi öncesi AB’nin iki önemli lideri ile görüşen Boris Johnson, bu temaslarına başlamadan önce, AB Komisyonu Başkanı Donald Tusk’a bir mektup gönderdi.
Johnson mektubunda, İrlanda sınırına getirilen güvenlik ağı ‘backstop’ konusuna bir alternatif getirilmesini istedi. Backstop uygulamasının anti demokratik olduğunu savunan Johnson, "Çünkü bu kabul edilirse İngiltere asla Gümrük Birliği’nden çıkamaz. Ve Kuzey İrlanda da, kendisine fikri dahi sorulmadan AB’nin kurallarına uymak zorunda kalır" dedi.
Backstop, Brexit'in iki İrlanda arasında sert bir şekilde sınırlara geri dönüşüyle sonuçlanmasını önlemeyi amaçlayan bir güvenlik ağı ve bu ağ ‘Hayırlı Cuma’ gününde imzalanan barış anlaşmalarını baltalayabilir. AB, gelecekteki ticari ilişkilerinin çerçevesi müzakere edilene kadar, malların serbest dolaşımını sağlamak için, İngiltere ile bir Gümrük Birliği’ni sürdürmeyi planlıyor.
Ancak Boris Johnson bunu duymak dahi istemiyor, çünkü böyle bir bağlantının, ABD gibi ülkelerle ticari anlaşmaları müzakere etme yeteneğini sınırlayacağını düşünüyor. ABD ise İngiltere’nin AB’den anlaşmasız ayrılmasına destek veriyor.
Donald Tusk bu durumu Twitter hesabından paylaştığı bir mesajda, "Güvenlik ağına karşı çıkan ve gerçekçi bir alternatif sunmayanlar aslında bu sınırın yeniden kurulmasını destekliyorlar" sözleriyle eleştirdi.
