Erişilebilirlik

Meclis’te 'OHAL Hukuku' Konuşması Gerilim Yarattı


TBMM genel kurul
TBMM genel kurul

Türkiye’nin en az 3 yıl süreyle fiilen olağanüstü hal (OHAL) koşulları altında yaşamasını öngören yasa teklifi görüşmelerinde, HDP’li Ahmet Şık’ın “yasaları silah ve yargıyı tetikçi hale dönüştüren OHAL hukuku yaratılması” yönündeki AKP’yi hedef alan sert konuşması tansiyonu yükseltti.

TBMM Genel Kurulu’nda “Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” adı altında, fiilen OHAL uygulamasına devam edilmesi düzenlemesi görüşüldü. Görüşmelerde muhalefet cephesi, AKP’nin seçim sürecinde “OHAL’i kaldıracağız” vaadinin ardından özellikle valilere adeta sıkıyönetim yetkileri tanıyarak OHAL’i sürdürecek bu teklifi gündeme getirmesine tepki gösterdi. Böylece Türkiye’de 24 Haziran sonrasında göreve başlayan TBMM 27. Dönemi’nde henüz ilk yasal düzenleme görüşmesinde muhalefetle iktidar arasında kavga çıktı.

Görüşmelerde, gazeteci kökenli HDP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık’ın, iktidar partisi AKP’yi sert sözlerle eleştirdiği konuşmasıyla gerginlik tavan yaptı. Şık, milletvekilleri CHP’li Enis Berberoğlu ve HDP’li Leyla Güven’in hapiste olması, Uludere saldırısı, Soma’daki gibi iş cinayetleri ve son olarak seçim arifesinde Suruç’ta yaşanan çatışma gibi konulara değindi. Şık’ın, cemaat ve tarikat yurtlarında çocuklara yönelik tacizleri de gündeme taşıması AKP’li vekillerden tepki gördü.

Şık: "Türkiye kağıt üzerinde cumhuriyet"

Şık, AKP’nin geçmişte FETÖ ile yakın ilişkisi olduğunu belirterek, darbe girişimi gerekçesiyle muhalif kesimlere yönelik “yasaları silah ve yargıyı tetikçi olarak kullanarak OHAL hukuku” uygulandığını savundu. Şık, konuşmasında 12 Eylül yönetimiyle benzerlik kurarak, özetle AKP’ye yönelik şu sert ifadeleri kullandı:

“Kanun teklifinin hukuki dayanaklarına dair içerik tartışmasına girmeyeceğim. Çünkü tartışmamız gereken iktidarınızın meşru ve yapmak istediklerinizin hukuki olup olmadığıdır. Sahip oldukları güç ve iktidarı sonsuza kadar ellerinde tutabilecekleri yanılgısıyla; yasaları silah, yargıyı da tetikçi haline getirme çabasına girişmiş ne ilk iktidarsınız, ne de son olacaksınız. Ve önümüze koyduğunuz bu yeni yasa metniyle, darbecilerin basit bir karikatüründen ibaretsiniz. Bugüne dek hükmünü sürdüğünüz fiili yönetim biçiminizi daha da şeditleştirmek, kötülüğünüzün iktidarını arşa değdirmek ve zulmünüzü meşrulaştırmak için darbeye karşı tedbir görünümü altında OHAL ilan etmeniz hiç şaşırtıcı değildi. 251 insanın canına mal olan bir kanlı kalkışmayı, ‘Allah’ın lütfu’ diye görmenizin sırrı da burada saklıydı. Darbeye direndiğini iddia edenlerin darbe hukukuna dört elle sarılması bu yüzden trajikomikti. Ama hem yaşanacak trajediye, hem de düşeceğiniz komik durumlara aldırmadan bunu yaptınız. OHAL’i ilan etmekte zaten hiç vakit kaybetmediğiniz gibi, 2 yıl boyunca bütün lütuflarından yararlanmaya da doymadınız. Şimdi, yarattığınız toplumsal enkazın üzerine, bir de tüy dikmenin peşindesiniz. Yurttaşlara karşı, kelimenin gerçek anlamıyla bir canavara dönüştürdüğünüz hukuku, bu yasal düzenleme ile kalıcılaştırmak istiyorsunuz. Çünkü artık kirli suç ortaklıklarından menkul rejiminizin derinleşmesi, kökleşmesi ve kurumsallaşabilmesine ihtiyacınız var. Kanlı bir kalkışmaya ve hemen sonrasında yaratılan hukuksuzluklara karşı, ilelebet sizin aklınızla düşünelim, sizin dilinizle konuşalım istiyorsunuz. Çünkü darbeci güruhla suç ortaklığınızı ortaya koyacak hakikatin, sonsuza kadar sır olarak kalmasını istiyorsunuz. Yağma ve talan üzerine inşa ettiğiniz suç düzeninize yönelik en küçük bir itiraza dahi katlanmak istemiyorsunuz. Aksine davrananları önce medyanızla hedef gösterip, trollerinize linç ettiriyor, yargınızla da rehin alıyorsunuz. Karşınızda diz çökmeyenlere salmak istediğiniz bu ibret ve korku dalgası yetersiz kaldığındaysa, sokakları milislerinizle dolduruyorsunuz. Yargıyı elinizde bir sopaya dönüştürüp, iktidarınıza yönelik her tür eleştirinin derdest edilmesi ve siyasi rakiplerinizin tasfiyesi için kullanıyor ve hukuk cinayetlerinin altına pervasızca imzanızı atıyorsunuz. Kimi zaman da, siyasi iktidarınızı besleyen cinayetler, yolsuzluklar, hırsızlıklar ve her türlü çirkinliğiniz ortaya çıkmasın diye, yargının iplerini çekip, üç maymunu oynatıyorsunuz. Türkiye artık sadece kağıt üstünde bir Cumhuriyet.”

Başkanvekili Şentop “ahlaksızlık” ifadesi üzerine mikrofonu kapattı

Şık, konuşmasında Cumhuriyet’in "hukuku rafa kaldırılmış sözde cumhuriyet" haline geldiğini belirterek, “İktidarınızın Türkiye’sinin yeni hukuku, hak kavramının yerini tamamen alaşağı ederek, devlete sahip olduğu orantısız yetkilerinin yanında bir de aşkın haklar manzumesi veriyor. Ve bunu, bir kurumsallığa değil tekil bir şahsiyete sunuyor. Bu şahsiyet, cumhurunun yarısının inanmadığı bir başkan. Kendisi de aynı şekilde cumhurunun yarısına inanmıyor. Bu yüzden iktidar olarak, kendinize tetikçi kıldığınız yargınızla birlikte, artık evrensel hukuk normlarına denk düşen yasal sınırlarınıza çekilmelisiniz. Fakat biliyorum ki bu çağrıya riayet etmeyeceksiniz. O halde en azından ne olduğunuz, bir kez daha yüzünüze karşı söylenmeli: İktidar olmanın yarattığı kibrinizi yalan ve cehaletle yoğuruyorsunuz, hakikati söyleyenlere yönelik saldırganlığınızı ise acizliğinizle besliyorsunuz. Ahlaksızlığınızı, yeterli gelmediğini biliyor olsanız da, yüzsüzlükle sıvıyorsunuz” diye sürdürdü.

Bu noktada Şık’ın “ahlaksızlık” ifadesiyle AKP’li vekiller ayaklandı. AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan’ın ayağa kalkarak kürsüye yürüdüğü görüldü. Bazı AKP’liler de ayağa kalkınca oturumu yöneten AKP’li TBMM Başkanvekili Mustafa Şentop, Ahmet Şık’ın kürsü mikrofonu sesini kapattı.

TBMM Genel Kurulu tutanağına göre; AKP’nin kürsüye yürümesiyle birlikte HDP’liler de kürsüye geldi. Bu sırada AKP’lilerden Şahin Tin’in “Adam gibi konuş, böyle konuşamazsın” ve Tamer Dağlı’nın da “Ahlaksız sensin, haysiyetsiz, şerefsiz” sözleri de kayıtlara geçti.

Başkanvekili Şentop, “Bu kürsü kimseye hakaret etme imkanı vermiyor. Böyle bir şey olamaz” diyerek kürsü mikrofonunu kapattığını söyledi. Şentop, saat 22.12 itibariyle oturuma 5 dakika ara verdiğini belirterek, vekillere sakinleşme çağrısı yaptı. Ancak salon içerisinde tartışmalar sürürken, Şık’ın üzerine yürüyenler olduğu gözlendi.

Şık’a “Meclis’ten geçici çıkarma” cezası verildi

Şık’ın salondan ayrılmasına karşın salon ortamı sakinleşmediğinden toplantı 5 dakika sonra açılamadı. Başkanvekili Şentop, saat 22.54 itibariyle 42 dakika sonra toplantıyı yeniden açabildi ve ilk iş olarak Şık’ın cezalandırılmasını gündeme getirdi.

Meclis İç Tüzüğü’nün 161. maddesi uyarınca Şık’a “Meclis’ten geçici çıkarma” cezası verilmesi öneren Şentop, savunma hakkını Şık veya adına HDP’den kimin kullanacağını sordu. Bunun üzerine HDP’li Fatma Kurtulan söz alarak, kürsüden bugüne kadar her zaman ağır eleştiriler yapıldığını ancak konuşması öncesinde hiç uyarılmamışken tartışma çıktığı için cezalandırılması talebine tepki gösterdi. Şentop’a. “Başkan olarak konuşma sırasında hiç uyarmadınız” diyen Kurtalan, Şık’ın toplantıda kalmasını istedi.

Ancak Şentop’ın ceza önerisi TBMM Genel Kurulu’nda oylanarak AKP’nin oy çokluğuyla kabul edildi.

Sonrasında Şentop, fiilen OHAL uygulanmasını içeren yasa teklifi görüşmelerine geri dönülmesini sağlayarak, maddeleri oylatmaya başlattı. Teklifteki 4. madde kabul edildikten sonra saat 00.04 itibariyle TBMM Genel Kurulu kapandı. Teklif, yarın görüşülmeye devam edecek.

İyi Parti’nin “FETÖ’nün siyasi ayağı araştırılsın” önergesi de reddedildi

Bu arada TBMM Genel Kurulu’nda bu yasa teklifi görüşmesi öncesinde siyasi parti önergeleri ele alınmıştı.

İyi Parti’nin “FETÖ'nün siyasi ayağının ortaya çıkarılması için Meclis Araştırma Komisyonu kurulması” talebiyle verdiği Meclis Araştırma Önergesi de görüşüldü. İyi Partili Aytun Çıray, geçen dönem Darbe Girişimi Araştırma Komisyonu’nun görevini yerine getiremediğini belirterek, “Şimdi iddianameler açıklandı, yargılamalar belli bir noktaya kadar ulaştı ve hatta bazılarından da mahkumiyet kararları çıkmaya başladı. İşte tam bu aşamada yeni bir komisyon kurulması ihtiyacı ortaya çıktı. Bu yeni araştırma komisyonunun kurulması ve bu FETÖ meselesinin asli, siyasi ayağının aydınlatılması gerekir. Bu meclis bunu millete bir borç olarak karşılamalıdır, yapmalıdır. Bu komisyonu kurmalıyız ve bu işi bir daha tekrarlanmayacak şekilde, ne FETÖ terör örgütü ne de benzerleri tarafından tekrarlanmayacak şekilde bir sonuca ulaştırmalıyız” dedi. Bu çerçevede yeni bir araştırma komisyonu kurulması gerektiğini kaydeden Çıray, vekiller olarak AKP’nin bunu millete borçlu olduğunu diye getirdi.

Ancak önerge, CHP ve HDP’nin desteğine rağmen, AKP ve MHP’li milletvekilllerinin oylarıyla reddedildi.

  • 16x9 Image

    Yıldız Yazıcıoğlu

    Yıldız Yazıcıoğlu, 1994-1998 döneminde Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nde lisans eğitimini tamamladı. Mesleğe 1997 yılında Cumhuriyet’te stajyer olarak başladı. 1998-2000 döneminde yüksek lisans eğitimine devam etti. 2000 – Mayıs 2009 döneminde Milliyet’te mesleki kariyerini cumhurbaşkanlığı ve parlamento muhabirliği noktasına taşıdı. 2009 - 2011 yıllarında ABD’nin başkenti Washington DC’de kariyerini sürdürdü ve farklı medya kuruluşları için temsilcilik – yorumculuk görevlerini yürüttü. Bu dönemde VOA Türkçe’de eğitim aldı ve görev yaptı. Ardından Ankara’ya dönüşünde Habertürk TV’de, ArtıBir TV’de görevler üstlendi. Şu anda VOA Türkçe ekibinde görev almayı sürdürüyor.

STÜDYO VOA

Trump’a ‘sus payı davası’ öncesinde konuşma yasağı – 27 Mart
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG