Washington Post, ana sayfasında, Amerika’daki uyuşturucu krizinin Meksika’da da çok ciddi sorunlar yarattığıyla ilgili bir habere yer veriyor. Gazete, Meksika’daki uyuşturucu çetelerinin doping olarak kullandığı eroinin, Amerika’ya uzanan uyuşturucu nakliyatı güzergahını kontrol etmek için rekabet eden çetelere nakit ve insan gücü pompaladığını yazıyor. Uyuşturucu ticareti, Amerika’da tüketilen eroininin yüzde 90‘ının kaynağı olan Meksika’nın kırsal kesimlerini kontrol altında tutmayı ve yönetmeyi zorlaştırıyor. Habere göre uyuşturucu kartelleri, bundan on yıl önce iş yapabilmek için yerel yönetimlere rüşvet veriyordu. Oysa şimdi her şey tersine işliyor ve yerel yönetimler, bulundukları yerleşim birimlerini yönetebilmek için kartellere ödeme yapıyor. Meksika, 2003’te Amerika’da tüketilen eroininin sadece yüzde 10‘unun tedarikçisiydi. Esas kaynak Kolombiya’ydı. Ancak son on yıl içinde Amerika’daki eroin talebi aşırı derecede artınca Meksika’daki afyon üretimi de tavan yaptı. Meksika’daki birçok köy ve kasabada kontrolu silahlı milisler sağlıyor.
Washington Post bugün ayrıca Başkan Trump’ın Twitter üzerinden Almanya Başbakanı Angela Merkel’e yönelik sözlü eleştirileri ve Amerika-Almanya ilişkilerinin durumuyla ilgili bir haber yayınlamış. Gazete, Trump’ın Amerika’yı Paris iklim anlaşmasından çekme tehdidinin ve Almanya’nın NATO üyesi olarak savunmaya yeterince katkıda bulunmadığını yazdığı Twitter mesajlarının karşılıklı inatlaşmaya dönüştüğünü yazıyor. Habere göre Amerika’yı en önemli müttefiki olarak kabul eden Almanya, Trump’ın, demokratik ülkeler yerine Suudi Arabistan gibi otoriter rejimlerin hakim olduğu ülkelerle ilişkilere öncelik vermesinden rahatsız. Trump’ın savunmaya daha fazla harcama yapmadıkları gerekçesiyle Avrupa ülkelerini adeta azarlaması ise Merkel’in Eylül’deki seçimlerden önce daha Avrupa odaklı bir kampanya yürütmesi gerektiği sonucuna varmasına neden oldu.
Washington Post’un bugün ana sayfada aktardığı bir başka haberse haftasonunda Oregon eyaletinin Portland kentinde Jeremy Joseph Christian adlı kişinin iki Müslüman kadını taciz etmesi ve kadınların yardımına gelen iki kişiyi bıçaklayarak öldürmesinin yarattığı şaşkınlık ve yankıyla ilgili. Gazete, Portland gibi liberal ve ilerici olarak bilinen bir kentte böylesi bir nefret suçu işlenmiş olmasının kent sakinleri arasında şok etkisi yarattığını yazıyor. Habere göre şimdi Portland, birçok kentin aylar, hatta yıllardır yanıt bulmaya çalıştığı şu soruyla karşı karşıya: bir yandan fikirlerin özgür paylaşımını sağlarken diğer yandan şiddeti nasıl önleyebiliriz? Bazı uzmanlar, Amerika’ya şu anda hakim olan siyasi ve kültürel iklimin, radikal ideolojileri savunanların yıllardır içlerinde biriktirdikleri öfkeyi dışarı yansıtmalarına neden olduğu görüşünde. Trump Yönetimi’nin bazı aşırı sağcı görüşleri kucaklaması, radikallere daha geniş bir platform sundu.
Wall Street Journal ise Amerika Savunma Bakanlığı’nın dün yaptığı başarılı füze denemesiyle ilgili haberi ana sayfasında, ”Amerika Kuzey Kore Gerginliği Arasında Füze Savunma Denemesi Yaptı” başlığıyla veriyor. Gazete, denemesi yapılan savunma sisteminin, kıtalararası balistik füzeleri vurma kapasitesine sahip olduğunu yazıyor. Habere göre pazartesi günü bir Amerikan bombardıman uçağının Kuzey ve Güney Kore sınırında uçması ve dünkü füze savunma sistemi denemesi daha önceden planlanmış, ancak Kuzey Kore’nin yaptığı denemelerle birlikte aciliyet kazanmıştı. Deneme sırasında Büyük Okyanus’taki Marshall Adaları’ndan fırlatılan sahte füze, California eyaletindeki Vanderbilt Hava Üssü’nden fırlatılan savunma füzesi tarafından başarıyla vuruldu. Füze Savunma Dairesi Direktörü Koramiral Jim Syring, ”Yaptığımız bu deneme, son derece gerçek bir tehdide karşı güvenilir ve güçlü bir savunmamız olduğunu kanıtlıyor” şeklinde konuştu.