Washington Post, zırhlı araç ve savaş uçakları imalatı gibi savaş sanayiinde önemli bir yeri olan alüminyumun Amerika’daki geleceğiyle ilgili bir habere yer veriyor. Gazete, Çin’in son 20 yıldır ucuz metal ihracatında bir dünya lideri haline gelmesiyle Amerika’daki çok sayıda alüminyum döküm tesisinin kapandığını, 1993’te 23 olan tesis sayısının bugün 5’e indiğini, bunların da sadece ikisinin tam kapasite faaliyet gösterdiğini yazıyor. Ancak habere göre Başkan Trump’ın ulusal güvenlik gerekçesiyle alüminyum ithalatına kısıtlama getirme planı, dengeleri değiştirebilir. Birçok sanayi ve ticaret uzmanı, Başkan Trump’ın ulusal güvenliği bahane ederek ekonomik korumacılık yaptığı eleştirisinde bulunuyor. Uzmanlar, Kentucky gibi alüminyum sanayiinin önde gelen eyaletlerinin Trump’ın metal ithalatı kısıtlamasından karlı çıkabileceğini, ancak alüminyum kullanılan başka birçok sanayii dalında fiyatların yükseleceğini öngörüyor.
Washington Post bugün ayrıca Başkan Trump’ın kendisine yapılan gizli istihbarat sunumlarının görsellere dayalı, kısa veriler içermesini tercih ettiğiyle ilgili bir habere yer veriyor. Gazete, Trump’ın nüanslara önem vermeyen, istihbaratı adeta küçük lokmalar halinde küçük küçük almak isteyen, sabırsız bir başkan olduğunu yazıyor. Trump, sabah saat 10:30 civarında yapılan sunumların bol bol grafik, harita, şema, fotoğraf ve video içermesini istiyor. Washington Post Trump’ın kendisine sunulan verilerin, bu verilerin ağırlığının ve içerdiği nüansların farkına varamadığı, verilerin hassasiyetini ve nasıl toplandıklarının ne kadar önemli olduğunu kavrayamadığı görüşünde. Trump’ın Oval Ofis’te Rus yetkililerle gizli istihbarat paylaşması, bu konuyla ilgili olarak Benyamin Netanyahu’yla yaptığı basın toplantısı sırasında ısrarla ”İsrail’in adını vermedim” ifadesini kullanması, tüm kanıtlara rağmen 2016 seçimlerine Rusya’nın değil Çin’in müdahale etmiş olabileceği iddiasında bulunması, Rusya soruşturmasını yürüten FBI’a baskı yapması, gazeteye göre bu sinyallerden bazıları. Gazete ayrıca Trump’ın başkan seçildikten sonra günlük istihbarat brifingleri almayı ”ben çok akıllıyım, gerek yok” diyerek reddettiğini, ancak şimdi hemen hemen her gün bu brifinglere katıldığını yazıyor.
New York Times’ın ana sayfasında ise Amerika’nın merkezinde yer alan Iowa eyaletine yönelik son göçmen akınıyla ilgili habere yer veriyor. Gazete, Iowa eyaletindeki et entegre tesislerinde giderek düşen maaşlara ve zorlu şartlara rağmen çalışan Uzakdoğu, Afrika ve Latin Amerika kökenli göçmen sayısının arttığına dikkat çekiyor. Habere göre küresel rekabetin acımasızlığı, tarımda otomasyona geçilmesi ve birçok fabrikanın kapanması, Iowa gibi Amerika’nın ortasında yer alan eyaletlerdeki kırsal kesimleri adeta hayat mücadelesi içine soktu. Genç nüfus, aile çiftliklerini devralmak yerine büyük kentlere göç etti. Böylelikle kırsal kesimler yaşlanan nüfusa bırakıldı. Ancak son on yılda eyalete çok sayıda göçmenin yerleşmesi, lisan bariyeri, yoksulluk ve ırksal gerginliklere rağmen köhnemeye yüz tutmuş kasabaları canlandırdı.
New York Times bugün ayrıca FBI’ın Rusya soruşturmasının odağının, Başkan Trump’ın damadı Jared Kushner’ın Putin’e yakınlığıyla bilinen bir bankerle yaptığı görüşmedeki amacına yöneldiğini bildiriyor. Gazete, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e doğrudan erişme arayışına giren Kushner’ın Aralık ayı ortalarında Rus banker Sergey Gorkov’la görüştüğünü yazıyor. Habere göre gerek FBI gerekse Kongre istihbaratı, Kushner ve Gorkov’un birbirlerinden tam olarak ne istediklerini araştırıyor. Gazetenin yönelttiği sorulardan biri, Putin’e yakın olmasına rağmen diplomatik bir rol oynamayan Gorkov’un neden başkanlık devir teslim sürecinin kritik bir aşamasında Kushner’la görüşme yaptığı. Olasılıklardan biri, Kushner’ın yarım saat süren görüşmede diplomatik kanallar dışında Putin’le doğrudan erişim sağlamanın yollarını aramış olması. Kushner’ın Rus bankeri düzenli şekilde aracı olarak mı, yoksa Putin’le güvenli, doğrudan bir hat oluşturmak için mi kullanmak istediği ise belirsiz.