Amerikan basını, Trump Yönetimi'nin Çin teknoloji firmalarına uyguladığı yaptırımlarla ilgili ayrıntıları aktarmayı sürdürüyor.
New York Times, dünyanın en büyük güvenlik kamerası sistemleri firmalarından biri olan Çin menşeli Hikvision'un Amerikan teknolojisi satın almasını engellemeyi planladığını yazıyor. Gazete, bu hamlenin, Pekin'in küresel ekonomik emellerinin önünü kesmeye çalışan Trump Yönetimi'nin Huawei'den sonra Hikvision'u da kara listeye alması anlamına geleceğini kaydediyor. Habere göre Hikvision'a yönelik yaptırımlar, Trump Yönetimi'nin ilk kez bir Çin firmasını etnik Müslüman Uygur azınlığa yönelik gözetim ve toplu gözaltı uygulamasında oynadığı rol nedeniyle cezalandırması anlamına da geliyor. Hikvision, Çin'in güvenlik kamerası ihracatında dünyanın en büyüğü olma emelleri açısından hayati öneme sahip bir firma. Trump Yönetimi'nin planı uygulaması durumunda Hikvision'a parça tedarik eden Amerikan teknoloji firmalarının Ticaret Bakanlığı'ndan onay alması gerekecek. Bu da Hikvision'un ekipmanlarına işlev sağlayan teknolojiye erişimini önemli ölçüde kısıtlayacak. Çin, video kamera sistemlerini, en çok, vatandaşlarını yakından takip etmek isteyen Ekvador, Zimbabwe, Özbekistan, Pakistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelere ihraç ediyor. Geleneksel video gözlem ekipmanları, yapay us, konuşma ve ses tarama ve genetik testlerle beraber kullanıldığında kitlelerin daha etkili ve daha derinlemesine izlenmesine olanak tanıyor. Hikvision firması, ürünlerini kullanan müşterilerinin insanları yüz şekli ve özellikleri, bedensel özellikleri ve yürüyüş biçimine göre ülke içinde yakından izlemesini sağladığını kaydediyor.
New York Times bugün ayrıca Venezuela'da muhalif lider Juan Guaido'nun Devlet Başkanı Nicolas Maduro'ya karşı yaptığı askeri ayaklanma çağrısının başarısızlıkla sonuçlanmasından üç hafta sonraki durumu aktarıyor. Gazete, Guaido'nun yakalanmamak için sürekli yer değiştirdiğini, üç hafta önce ayaklanma çağrısı yaptığı askeri üste yanında olanların çoğununsa ya hapsedildiğini ya da yabancı büyükelçiliklere sığındığını yazıyor. Habere göre gıda, yakıt ve ilaç sıkıntısı çeken halk yaşam mücadelesine devam ederken Guaido'ya sokak protestolarında destek verenlerin sayısı azalıyor. Öte yandan güç kaybeden ve siyasi krizi çözüme kavuşturmayı başaramayan Guaido, Maduro'yla müzakere masasına oturmak durumunda kaldı. Her iki taraf da müzakerelerin yapılacağı Norveç'e temsilci gönderdi. Oysa Guaido buna daha önce karşı çıkmıştı. Gazete, bu değişimin muhalefet açısından bir dönüm noktası olduğu, Ocak ayından bu yana uluslararası destek toplayan Guaido'nun ivme kaybettiği, ülkesi çöküşe sürüklense de Madoru'nun iktidarını pekiştirdiği yorumunda bulunuyor. Halkın içinde sağlam tavrını ve enerjisini korumaya çalışan Guaido ise saklandığı evlerden birinde verdiği bir söyleşide muhalefetin ayakta kalmakta zorlandığını itiraf etti. Trump Yönetimi ise son üç haftadır uluslararası arenadaki odağını İran'a çevirmiş durumda. Bu da Venezuela muhalefeti içinde Amerika'dan askeri destek alma beklentisi içinde olanların umudunu kırıyor.
Washington Post ise dün Senato ve Temsilciler Meclisi üyelerinin İran tehdidiyle ilgili olarak bilgilendirilmeleri için yapılan kapalı oturumlardan çıkan sonucu aktarıyor. Gazete, Kongre üyelerinin, İran'ın gerçekten yaklaşan bir tehdit olup olmadığı konusunda bölünme yaşadığını yazıyor. Habere göre kimi Kongre üyeleri İran'ın Amerika'nın çıkarlarını tehdit ettiğini düşünürken diğerleri, tehdit söyleminin, Trump Yönetimi'nin savaşın temelini atmak için ortaya koyduğu bir abartı olduğunu savundu. Savunma Bakan Vekili Patrick Shanahan, Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ve Genelkurmay Başkanı Joseph Dunford, oturumda, İran'ın Amerika'nın Ortadoğu'daki askeri ve diplomatik personeline saldırı planı yaptığına ilişkin kanıtlar sundu. Ancak bazı Demokrat Partili üyeler, sunulan verilerin hiçbirinin, İran'ın geçmişe kıyasla şu anda daha yakın bir tehdit unsuru olduğuna ilişkin kanıt oluşturmadığını söyledi. Bu üyeler, Trump Yönetimi'ni, en küçük kışkırtıcı hareket karşısında İran'a saldırmaya hazır olmakla suçladı. İstihbarat uzmanları, İran'ın küçük teknelere füze yüklediğinin görüldüğü fotoğrafların saldırı hazırlığı olarak yorumlanıp yorumlanamayacağı konusunda farklı görüşlere sahip. Gazete, Kansas eyaletinden Temsilciler Meclisi üyesi olduğu dönemden bu yana İran'a karşı şahin tavrıyla bilinen Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun Amerika'nın Avrupalı müttefiklerini de İran'ın açık bir tehdit olduğu konusunda ikna etmeye çalıştığını hatırlatıyor.