Erişilebilirlik

18 Mart Amerikan Basınından Özetler


18 Mart Amerikan Basınından Özetler
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:03:42 0:00

Washington Post, Yeni Zelanda’nın Christchurch kentinde iki camiye düzenlenen ve 50 kişinin ölümüne yol açan silahlı saldırıdan sonra Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern’ın ülkedeki silah yasalarının değişeceğini söylediğini bildiriyor. Habere göre Başbakan Ardern, düzenlediği basın toplantısında, silah yasalarında yapılacak değişikliklerin ayrıntılarının kabine toplantısında ele alınacağını kaydetti. Yeni Zelandalı liderler, cami saldırısını düzenleyen 28 yaşındaki Avustralyalı saldırganın kullandığı yarı otomatik silah ve benzerlerinin tamamen yasaklanmasına ilişkin öneriler getiriyor. Yeni Zelanda’da tartışılan bir başka konuysa ülkenin kapılarını daha fazla mülteciye açmak ve rugby liginin en başarılı takımlarından biri olan Crusaders’in adının Haçlı Seferleri ve dini hoşgörüsüzlüğü çağrıştırdığı için değiştirmekle ilgili. Öte yandan gazete, Yeni Zelanda’da beyaz ırkın üstünlüğünün savunan bir saldırganın Müslümanlar’a yönelik nefret suçu işlemesinin Amerika’da Başkan Trump’ın göçmenlerle ilgili söylemlerinin kutuplaşma ve şiddete yol açtığı tartışmalarını da körüklediğinin altını çiziyor. Habere göre dün Fox News Sunday programına çıkan Beyaz Saray Genel Sekreter Vekili Mick Mulvaney, Trump’ın göçmenlikle ilgili açıklamalarıyla Yeni Zelanda’daki cami baskınlarını düzenleyen saldırganın Trump’ın “beyaz kimliğinin ve ortak emelin yeni simgesi” olduğuna ilişkin sözleri arasında bağ kurmanın “saçma” olduğunu söyledi. Cuma günü taziye mesajı yayınlayan Trump, beyaz ırkçılığının yükselmekte olan küresel bir tehdit olduğuna inanmadığını kaydetmiş, saldırganın “çok çok ciddi sorunları olan küçük bir gruba” mensup olduğunu belirtmişti.

New York Times ise Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesinden bir yıl önce muhaliflerini susturmak için gizli bir kampanya başlattığını yazıyor. Gazete, Bin Selman’ın gizli planına ilişkin istihbarat raporlarını okuyan Amerikalı yetkililere dayandırdığı haberinde, muhaliflere yönelik gizli operasyonların bazılarının Kaşıkçı’yı Ekim ayında İstanbul’daki Suudi Arabistan Başkonsolosluğu’nda öldüren ekip tarafından düzenlendiğini bildiriyor. Amerikalı yetkililer, Suudi Hızlı Müdahale Grubu adını verdikleri ekibin 2017’den bu yana en az on iki operasyon düzenlediğini kaydediyor. Habere göre operasyonlar kapsamında yabancı ülkelerde yaşayan muhalif Suudi Arabistan vatandaşları, ülkeye zorla geri getirilerek Veliaht Prens ve Kral Selman’a ait saraylarda gözaltına alınıp işkenceye tabi tutuldu. Örneğin Amerikan istihbarat raporlarına göre Suudi Arabistanlı dil uzmanı bir kadın, psikolojik işkence gördükten sonra intihar teşebbüsüne bulundu. Washington’daki Suudi Arabistan Büyükelçiliği’nden bir sözcü, Suudi Krallığı’nın “hakim karşısında çıkarılmayı bekleyen sanıklara ya da hapis cezası çeken hükümlülere yönelik işkence suçlamalarını son derece ciddiye aldığını” kaydetti. Suudi yasaları uyarınca işkencenin yasak olduğunu söyleyen sözcü, bu tür uygulamalarda parmağı olanların sorumlu tutulduğunu, Suudi yargıçlarınsa baskı altında dile getirilen itirafları kabul etmediğini söyledi.

Wall Street Journal ise federal savcıların ve Ulaştırma Bakanlığı müfettişlerinin Ekim ayında Endonezya’da, geçtiğimiz haftaysa Etiyopya’da düşen Boeing 737 MAX 8 uçaklarının yapımını mercek altına aldıklarını yazıyor. Gazete, Washington DC’de bir büyük jürinin 11 Mart’ta 737 MAX’lerin tasarım ve yapımıyla ilgili en az bir kişiye mahkeme celbi gönderdiğini bildiriyor. Etiyopya’daki kazadan bir gün sonra gönderilen mahkeme celbinde Adalet Bakanlığı’nın kriminal suç bölümünden bir savcının adı, ilgili kişi olarak yazılı. Habere göre uçakların yapımıyla ilgisi olabilecek elektronik posta yazışmalarının ve başka mesajlaşmaların bu ayın sonuna kadar mahkemeye teslim edilmesi talep ediliyor. Adalet Bakanlığı’nın soruşturmasının, Ulaştırma Bakanlığı müfettişlerinin Amerikan Federal Sivil Havacılık Dairesi FAA’e ilişkin incelemeleriyle bağlantılı olup olmadığını ise net değil. Gazete, Amerika’da federal savcıların yolcu uçaklarının tasarımının onaylanmasına ilişkin soruşturma yürütmesinin ya da Amerikan Federal Sivil Havacılık Dairesi FAA ve Boeing arasındaki ilişkiyi incelemek üzere kriminal soruşturmaya başvurmasının son derece olağandışı olduğunu kaydediyor.

Wall Street Journal bugün ayrıca Amerika’nın Suriye’de yaklaşık bin asker tutma planıyla ilgili habere yer veriyor. Gazete, Başkan Trump’ın Suriye’deki askerlerin tamamının geri çekileceği şeklindeki açıklamasından üç ay sonra Amerikan Ordusu’nun Suriye’de bin kadar asker bırakma planı üzerinde çalıştığını bildiriyor. Türkiye, Avrupalı müttefikler ve Amerika destekli Kürt güçler arasındaki görüşmelerin Suriye’nin kuzeydoğusunda bir güvenli bölge oluşturma yönünde başarı sağlanamadığını hatırlatan gazete, Türkiye’nin tehditlerine rağmen Amerika’nın şimdi Suriye’deki Kürtlerle işbirliğine devam etme planları yaptığını bildiriyor. Amerikalı yetkililer, bin civarındaki Amerikan askerinin Suriye’nin kuzeyinden güneyine dağıtılacağını kaydediyor. Yeni plan, Başkan Trump’ın Aralık ayında Suriye’deki tüm Amerikan güçlerinin geri çekileceği şeklindeki kararından sapma şeklinde algılanıyor. Trump’ın Suriye’deki tüm askerleri çekme kararı, zamanın Savunma Bakanı Jim Mattis’in istifa etmesini tetikleyen ana etken olmuş, başta ulusal güvenlik ve istihbarat olmak üzere birçok çevreden de tepki toplamıştı.

XS
SM
MD
LG