Erişilebilirlik

12 Mart Amerikan Basınından Özetler


12 Mart Amerikan Basınından Özetler
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:04:22 0:00

Amerikan basını, Etiyopya Havayolları'na ait Boeing 737 MAX 8 model uçağın Addis Ababa'dan kalkıştan kısa süre düşmesi ve 157 kişinin ölümüne neden olmasından sonra Boeing'in karşı karşıya kaldığı zorluklarla ilgili değerlendirmelere geniş yer ayırıyor.

Washington Post, orta menzilli uçuşlarda havayolu firmalarının elde ettiği karı yükselten, yolcu kapasitesi yüksek, maliyeti düşük 737 MAX'in Boeing'in en çok sattığı ürünü olduğunu hatırlatıyor. Gazete, Boeing'in, pilotların 737 MAX'leri uçurmak için ek uçuş simülasyonu eğitimine bile gerek olmadığı şeklinde övündüğünü, aldığı çok sayıda siparişle Çin, Endonezya ve Etiyopya gibi hızla büyüyen pazarlarda ticari ilişkileri sıkılaştırdığını, böylece borsa değerinin adeta uçuşa geçtiğini yazıyor. Ancak beş aydan kısa süre içinde iki 737 MAX'in düşmesi, Boeing'in emniyetli ve güvenilir uçaklar imal ettiği şeklindeki itibarını zedeliyor. Boeing'in dış piyasadaki en önemli ortağı Çin'in tüm 737 MAX'lerin uçuşunu yasaklaması, bunun en ciddi göstergesi. Öte yandan Boeing'den yapılan açıklamada zaten emniyetli olan 737 MAX'lerin güvenliğini daha da arttırmak için önümüzdeki haftalarda ”uçuş kontrolü, pilot göstergeleri, işletim kılavuzları ve ekip eğitimi”nde değişiklikler yapacak bir yazılım güncellemesi yapılacağı bildirildi. Ancak Etiyopya'daki kazadan sonra firmanın hisseleri dün piyasaların açıldığı saatlerde yüzde 12 oranında değer kaybetti. Günün ilerleyen saatlerinde yatırımcı güveni nedeniyle hisse değerleri yükselen Boeing, günü yüzde 5,3'lük düşüşle kapadı. Boeing önümüzdeki 20 yıl içinde 43 bin adet 737 MAX satmayı planlıyor. Bunların yüzde 20'sinin alıcısı, Çin. Uzmanlar, en kötü senaryonun bir yazılım sorunu olacağı, bunu gidermenin Boeing'e maliyetinin 5 milyar doları aşacağı görüşünde.

Washington Post bugün ayrıca Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'nin Trump'ın görevden azledilmesi tartışmalarıyla ilgili görüşlerine yer veriyor. Gazetenin Pelosi'yle 6 Mart'ta yaptığı söyleşiye dayanan habere göre Temsilciler Meclisi Başkanı, başkanlık görevine uygun olmadığını düşünmesine rağmen Trump'ın görevden azledilmesine karşı olduğunu söyledi. Pelosi'ye göre bunun nedeni, herkesin kabul ettiği mecburi bir neden olmadıkça başkanların görevden azledilmesinin ülkeyi bölme riski taşıması ve Trump'ın bu riski almaya ”değmeyeceği.” Gazete, Pelosi'nin görüşlerinin, görevden azil sürecini başlatmak için adeta çırpınan Demokrat Partili bazı liberaller tarafından kınandığını yazıyor. Ilımlı, ortayolcu Demokratlarsa Pelosi'nin görüşlerini siyasi açıdan pragmatik buluyor ve destekliyor. Bu Demokratlar ayrıca 2020 seçimleri öncesinde azil sürecinin Cumhuriyetçi seçmen tabanına enerji katacağına inanıyor. Gazete, liberal solcu kanadın medyada çok fazla yankı bulmasına rağmen Demokrat Parti'nin Temsilciler Meclisi'nde çoğunluğu ele geçirmesinde asıl Cumhuriyetçi seçim bölgelerinde zafer elde eden Demokratlar'ın rol oynadığını, bu nedenle Pelosi'nin görüşlerinin önemli olduğu yorumunda bulunuyor. Pelosi'nin söyleşide, Trump'ın ne ahlaki, ne entellektüel ne de siyasi açıdan başkan olmaya uygun olduğunu dile getirmesi de dikkat çeken bir başka ayrıntı.

New York Times ise Başkan Trump'ın 4,75 trilyon dolarlık rekor büyüklükteki bütçesini dün Kongre'ye gönderdiğini bildiriyor. Gazete, 2020 mali yılı bütçesinde askeri harcamaların arttırılması, eğitim, sağlık ve çevre koruma gibi programlardaysa kesintiye gidilmesinin öngörüldüğünü yazıyor. Habere göre Trump'ın yüzde 5 oranında arttırdığı savunma bütçesi, Pentagon'ın talep ettiğinden daha fazla. Trump ayrıca Meksika sınırı duvarı için Kongre'den 8,6 milyar dolar daha istiyor. Temsilciler Meclisi ve Senato'daki Demokrat liderlerin ”daha doğmadan öldüğünü” ifade ettikleri bütçe, gazeteye göre Trump'ın 2020'de yeniden seçilmek için başlatacağı kampanyanın bir taslağı niteliğinde. Aşırı iyimser ekonomik öngörüler içeren, başta sağlık olmak üzere birçok alanda uygulanan sosyal programlarda derin kesintiler yapılmasını öneren bütçenin Trump'ın tabanına hitap ettiği gözleniyor. Bütçe ayrıca önümüzdeki 15 yılda bütçenin dengelenmesi için hiçbir öneri sunmuyor. Bu da Trump'ın 2016 seçim kampanyası vaatlerinden biri olan sekiz yıl içinde tüm ulusal borcu ödeme sözüyle ters düşüyor. Trump ayrıca yenilenebilir enerji araştırmalarının bütçesinde yüzde 70'lik kesinti talebinde bulunurken iklim bilimi programlarının tamamen kaldırılmasını istiyor. Demokrat Partili lider Chuck Schumer, Trump'ın bütçesini ”Amerikan orta sınıfına indirilen bir yumruk” olarak tanımladı. Temsilciler Meclisi Bütçe Komisyonu Başkanı John Yarmuth ise Trump'ın ”gülünç” olarak tanımladığı bütçesini kendi bütçe ve harcama değerlendirmeleri kapsamına almayacaklarını söyledi.

Wall Street Journal ise İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden çıkış tarihinin yaklaşması ve taraflar arasında henüz bir anlaşmaya varılamamış olması nedeniyle finans sektörünün Londra'daki varlıklarını Avrupa'daki rakip finans merkezlerine taşımaya başladığını yazıyor. Gazete, İngiltere'deki finansörlerin İngiliz Parlamentosu'nun bugünkü oylamasını beklemeden Londra'daki personel ve sermayelerini Avrupa'daki diğer kentlerde konumlandırmak için şimdiden harekete geçtiğini bildiriyor. Finans sektörü yöneticileri ve uzmanlara göre Brexit müzakerelerinin sonucu ne olursa olsun Avrupa'daki mali sistem, temelden değişime uğradı. Yüz milyarlarca dolar ve yüzlerce finansçı, şimdiden Frankurt, Paris ve Dublin'de konuşlandırıldı. Örneğin Bank of America Başkan Yardımcısı Anne Finucane, ”Dublin bundan böyle Avrupa bankacılığımızın karargahıdır, nokta,” şeklinde konuştu. Londra'nın dünyanın bir numaralı finans merkezi olma özelliği, geçen yıl New York'a geçmişti.

XS
SM
MD
LG