WASHINGTON —
Ölümünden çok kısa bir süre sonra Nelson Mandela’yla ilgili bir film Amerika’da vizyona girdi. İngiliz yönetmen Justin Chadwick’in Mandela: Long Walk to Freedom, Özgürlüğe Giden Uzun Yol filmi, Nelson Mandela’nın avukat ve eylemci günlerinden hapishanede geçirdiği yıllara ve nihayet Güney Afrika Cumhurbaşkanlığı’na uzanan uzun yaşam öyküsünü beyazperdeye aktarıyor.
Mandela: Long Walk to Freedom, geleceğin liderini, Güney Afrika’nın ırk ayrımcılığı politikasıyla savaşan genç bir eylemci olarak tanıtıyor.
Nelson Mandela’yı İngiliz aktör İdris Elba canlandırıyor: ”Renk çizgisiyle bölünmüş Güney Afrika’da ırk ayrımcılığının çok uzun bir hikayesi var. Aynı hataları tekrarlamamamız için tüm dünya Güney Afrika’da yaşananları görmeli.”
Mandela’nın ölüm haberi, filmin 5 Aralık’ta Londra’da Cambridge Dükü ve Düşesi’nin de katılımıyla yapıldığı ilk gösterimi sırasında geldi. Film yapımcısı Harvey Weinstein, Mandela’nın ölmeden önce filmin bazı bölümlerini izlediğini söyledi: ”Nelson Mandela bazı görüntüleri izledikten sonra ‘evet bu benim’ demişti.”
Film, Mandela’nın hapiste geçirdiği 27 yıl boyunca eşi Winnie’yle bozulan ilişkisini ve hem kendisinin hem de ailesinin çektiği acıları yansıtıyor. Mandela, özgürlüğüne kavuştuktan sonra davaya devam etmek isteyen öfkeli bir Winnie’yle karşılaşır.
Winnie Mandela’yı Naomi Harris canlandırıyor: ”Winnie’nin hayatı hiç de rahat ve güzel bir serüven değil. Neşe, kahkaha, mutluluktan yoksun bir hayatı var.”
Winnie’nin karşısında ülkesi için düşmanlarını affeden ve halkını iç savaşın eşiğinden döndüren yaşlı bir Mandela var.
Film, Mandela’nın yıllar içinde uğradığı değişimi yansıtmasa da İdris Elba, kendisine Altın Küre adaylığı kazandıran bir performans sergiliyor. Elba, Mandela’nın ölümüyle adeta babasını yeniden kaydettiğini söylüyor: ”Mandela hep yaşayacak, hiçbir zaman ölmeyecek. Bu film Mandela’yı yaşatmaya katkıda bulunacak.”
Mandela’nın konuşmasından: ”İnsanlar nefreti sever. Ancak sevgi, insanoğluna öğretilebilir çünkü sevgi, insan yüreğinin doğasında vardır.”
Mandela: Long Walk to Freedom, geleceğin liderini, Güney Afrika’nın ırk ayrımcılığı politikasıyla savaşan genç bir eylemci olarak tanıtıyor.
Nelson Mandela’yı İngiliz aktör İdris Elba canlandırıyor: ”Renk çizgisiyle bölünmüş Güney Afrika’da ırk ayrımcılığının çok uzun bir hikayesi var. Aynı hataları tekrarlamamamız için tüm dünya Güney Afrika’da yaşananları görmeli.”
Mandela’nın ölüm haberi, filmin 5 Aralık’ta Londra’da Cambridge Dükü ve Düşesi’nin de katılımıyla yapıldığı ilk gösterimi sırasında geldi. Film yapımcısı Harvey Weinstein, Mandela’nın ölmeden önce filmin bazı bölümlerini izlediğini söyledi: ”Nelson Mandela bazı görüntüleri izledikten sonra ‘evet bu benim’ demişti.”
Film, Mandela’nın hapiste geçirdiği 27 yıl boyunca eşi Winnie’yle bozulan ilişkisini ve hem kendisinin hem de ailesinin çektiği acıları yansıtıyor. Mandela, özgürlüğüne kavuştuktan sonra davaya devam etmek isteyen öfkeli bir Winnie’yle karşılaşır.
Winnie Mandela’yı Naomi Harris canlandırıyor: ”Winnie’nin hayatı hiç de rahat ve güzel bir serüven değil. Neşe, kahkaha, mutluluktan yoksun bir hayatı var.”
Winnie’nin karşısında ülkesi için düşmanlarını affeden ve halkını iç savaşın eşiğinden döndüren yaşlı bir Mandela var.
Film, Mandela’nın yıllar içinde uğradığı değişimi yansıtmasa da İdris Elba, kendisine Altın Küre adaylığı kazandıran bir performans sergiliyor. Elba, Mandela’nın ölümüyle adeta babasını yeniden kaydettiğini söylüyor: ”Mandela hep yaşayacak, hiçbir zaman ölmeyecek. Bu film Mandela’yı yaşatmaya katkıda bulunacak.”
Mandela’nın konuşmasından: ”İnsanlar nefreti sever. Ancak sevgi, insanoğluna öğretilebilir çünkü sevgi, insan yüreğinin doğasında vardır.”
