Erişilebilirlik

Mülteci Krizi Derinleşerek Devam Ediyor


Mülteci Krizi Derinleşerek Devam Ediyor
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:03:25 0:00

Dünya genelinde mülteci krizi derinleşerek devam ediyor. Birleşmiş Milletler’e göre dünya, kayıtlara geçmiş en yüksek göç oranına tanık oluyor. Çatışma ve zulüm yüzünden yerlerinden olanların sayısının gelecekte daha da artması bekleniyor. Öte yandan iklim değişikliği de insanları yerlerinden ediyor. Mülteci haklarını savunanlar, yer değiştirenlerin sayısı arttıkça gelişmiş ülkelerin mültecileri ve

sığınma talep edenleri geri çevirmek zorunda kalmasından endişe ediyor. Bunun da zaten zor durumdaki mültecilerin çilesini arttırmasından korkuluyor.

Çatışma ve zulüm 2019 boyunca insanları topluluklarından ve memleketlerinden uzaklaştırmaya devam etti. Bu durum küresel mülteci krizini benzeri görülmemiş bir boyuta taşıyor.

BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nden Joung-Ah Ghedini Williams, “Yerlerinden olanların toplam sayısı 70 milyon. Bunların yaklaşık 25 milyonu mülteci. Üstelik Suriye ve Venezuela’da yeni göç dalgalarıyla karşılaşıyoruz. Bu ülkelerde nüfusun azaldığına tanıklık ediyoruz,” diyor.

BM Mülteciler Yüksek Komiserliği sözcüsü Williams 2019’da ülkelerindeki koşulların uygun olmaması nedeniyle çok az sayıda mültecinin evlerine döndüğünü söylüyor. Mülteciler 2019’da da bir önceki yılda olduğu gibi Suriye, Afganistan, Güney Sudan, Arakan ve Somali’den geldi.

Uzmanlar iklim değişikliğinin de kitlesel yer değişikliklerinin önemli nedenlerinden biri haline geleceği konusunda uyarıyor. BM Mülteciler Yüksek Komiserliği Sözcüsü Williams, Güney Sudan ve Somali gibi ülkelerde doğal felaketlerin şimdiden çok sayıda kişiyi yerlerinden ettiğini belirtti. Williams, “İnsanlar sadece hayatlarını kazanamadıkları ya da topraklarını ekemedikleri için değil, kuraklığın yaşadıkları bölgedeki etkileri ve suyun çeşitli gruplar tarafından halkı kontrol etmek için bir silah olarak kullanılması nedeniyle de göç ediyor,” şeklinde konuşuyor.

Öte yandan insan hakları grupları mülteciler ve tarih boyunca onlara kapılarını açmış ülkeler arasındaki ‘dayanışma krizi’ni de gündeme getiriyor. Uzmanlar her geçen gün daha fazla mültecinin ülkelerine geri gönderildiğine dikkat çekiyor.

İnsan Hakları İzleme Örgütü Mülteci Hakları Programı’ndan Bill Frelick, “Mali yardım ve yerleştirme gibi doğrudan yardımda eksik kalıyorlar. Avrupa Birliği, Amerika ve Avustralya gibi mültecileri engelleyen zengin ülkeler buna örnek teşkil ediyor,” diyor.

Avrupa Birliği ve birçok gelişmiş ülke, sınırlarına dayanan mülteci ve sığınmacıların sayısını azaltmak için “caydırma politikaları” adı altında uygulamalara gidiyor.

Frelick’e göre bu tür uygulamalar Türkiye gibi kapılarına dayanan mültecileri geri göndermenin eşiğindeki ülkelere açık bir mesaj veriyor. Ghedini-Williams ise soruna şu şekilde işaret ediyor: “Bence şu an mülteciler için gerçekten çok zor bir atmosfer var. Şu ana kadar gördüğümüz en sert ve hasmane söyleme tanık oluyoruz.”

Devletlerin kendi vatandaşlarının ihtiyaçlarını öncelikli gördükleri bu dönemde Bill Frelick gibi aktivistlere göre empati eksikliğinin yanı sıra siyasetçiler ırkçılık, yabancı ve İslam düşmanlığıyla baş etmekte başarısız oluyor. Bunun sonucu olarak da zor koşullardaki kişilere yapılan yardımlar azalıyor. Frelick, “Kaçma, sığınma talep etme hakkı, özünde sahip olunan son insanlık hakları. Soykırımla karşılaştığınızda, yaşamla ölüm arasındaki ince çizgideyken geri kalan tüm haklarınız zaten elinizden alınmış oluyor,” diyor.

Birleşmiş Milletler Mülteci Dairesi’nin Aralık ortasında yaptığı Küresel Mülteci Forumu, bir dayanışma örneğiyle sona erdi. Ülkeler, iş sahipleri ve uluslararası kuruluşlar mültecilere destek için 770’ten fazla vaatte bulundu. Bu vaatler yazılı olmasa da BM Mülteciler Yüksek Komiserliği bunun uluslararası topluma, mültecilere yardım yükümlülüklerini hatırlatmasını umuyor.

STÜDYO VOA

Donald Trump’ın sus payı davasında yeni aşamaya geçildi – 22 Nisan
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG