Erişilebilirlik

Lübnan’daki Filistinli Mülteciler Değişim Ümit Ediyor


İman Muhammed Sheikha, elektrik akımına kapılarak hayatını kaybeden oğlunun anılarına sarılıyor ama o an gözlerinin önünden gitmiyor.

Elektrik kabloları ve su taşıyan plastik borular yan yana, Lübnan’nın başkenti Beyrut’taki Burj el Barajne mülteci kampını dev bir örümcek ağı gibi kaplıyor. Üst üste yığılmış evlerde hayat mücadelesini sürdüren ailenin oğlu Ahmed’i, bu kablolardan biri elektrik çarpıyor.

Ahmed’i hemen yerel hastaneye götürüyorlar. 20 yaşındaki Ahmed, hastane asansöründe tedaviye ulaşmaya çalışırken elektrikler kesiliyor. 15 dakika asansörde mahsur kalan Ahmed, dört gün sonra yaşamını yitiriyor.

İman Muhammed Sheikha, “Bize böyle davranılmasının geçerli bir sebebi yok. Filistinliler burayı işgal etmiş falan değil. Bu, hapiste yaşamak gibi” diyor.

Lübnan’da yaşayan Filistinlilerin ilk nüfus sayımı kapıda. Ülkedeki haklarını güçlendirmek için de çalışmalar yapılıyor. İman gibi Filistinliler, bu adımlarla durumlarında düzelme olmasını umuyor.

Kamplarda yoksulluk hüküm sürüyor

Lübnan’da 400 bin civarında Filistinli ve Filistin kökenli Suriyeli’nin yaşadığı mülteci kamplarında, her yıl onlarca kişi kötü hayat şartları nedeniyle hayatını kaybediyor.

Kamplarda yoksulluk oranı yüzde 65’i bulmuş durumda. Filistinli mültecilerin yüzde 90’ı da Suriye’den. Yıllardır Lübnan’da yaşayan Filistinliler ise Suriye’den gelenlerle kolay dayanışma göstermiyor.

1948 Arap-İsrail savaşı sonrası Lübnan’a sürülen Filistinlilere, memleketlerine dönme niyetinden vazgeçmemeleri için, Lübnan vatandaşlık hakları verilmemişti. Lübnan iç savaşında yer alan bazı Filistinli gruplar da bu kararı desteklemişti.

Bu kararın sonucu bu kamplar oldu. Filistinlilere Lübnan’da mülk sahibi olma hakkı verilmedi. Kampların da genişlemesine izin verilmediği için kamplar yığma evlerle yükseldi. Çoğu iş alanlarından yasaklandıkları için de para kazanmanın başka yollarını aradılar.

Yapılacak nüfus sayımı ışığında Filistinlilere yeni haklar tanınmasını, Lübnan’da neredeyse tüm siyasi partiler destekliyor.

Planın mimarlarından Abdel Nasser al-Ayi, hükümet destekli Lübnan Filistin Diyalog Komisyonu’nun proje müdürü. Al-Ayi, “Filistinlilerin durumu Lübnan’da yıllardır tartışma konusu. Ama siyasetçiler, bu defa bu planın etrafında birleşti” diyor.

Geçen Şubat ayında Lübnan Meclis Başkanı Nabih Berri, İran ziyaretinde Filistin’e desteğini dile getirmiş, Filistinlilerin topraklarına dönme hakkını savunmuş ve İsrail işgaline karşı çıkmıştı.

Aynı ay içinde Filistin yönetimi lideri Mahmud Abbas’ın Lübnan ziyaretinde de yetkililer dayanışma mesajı verdi. Lübnanlı yetkililer işgali ve inşası devam eden yeni yerleşim birimlerini kınadı.

Bu açık destek mesajlarına karşın Lübnanlı liderleri, Filistinlilerin meşru şikayetlerini görmezden gelmekle eleştirenler de var. Bazıları, Lübnan hükümetinin önceliğinin Filistin kamplarının güvenliği olduğunu, mülteciler için gerçekten bir şeylerin değişmeyeceğini söylüyor.

Bazıları şüpheyle bakıyor

Filistin İnsan Hakları Derneği’nden Mahmud Hanefi de gelişmelere şüpheyle yaklaşanlardan.

Hanefi, planı hazırlayanların Filistinli gruplarla yakın çalışacaklarını söylese de, sadece Lübnanlı siyasetçilerle işbirliği yaptığını söylüyor.

Amerika’nın Sesi’ne konuşan Mahmud Hanefi’ye göre komisyonun temel amacı Filistinlileri desteklemek değil, hükümete yardım etmek.

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği, planı memnuniyetle karşıladı. BM Çocuk Fonu UNICEF’ten Filistinli Nezih Yakub da plandan umutlu.

Yakub, planın mükemmel olmasa da önemli bir ilerlemenin işareti olduğunu, Lübnan Filistin Diyalog Komisyonu’nun önemli bir fırsat sunduğunu belirtiyor.

Nüfus sayımı konusunda Birleşmiş Milletler, Komisyon’la ortak çalışıyor. Gelecek iki-üç ay içerisinde sonuçların açıklanması bekleniyor. Yakub, Filistinlilerin nüfus sayımının, ekonomik ve toplumsal şartlarla ilgili politikalar belirlenmesinde yardımcı olmasını bekliyor.

Ancak Yakub da, bazı Filistinlilerin nüfus sayımının arkasında gizli bir amaç olduğu şüphesini taşıdığını belirtiyor.

Iman Sheikha şüpheci yaklaşanlardan değil. Nüfus sayımı yapanlar, Burj el Barajne’deki kapısını çaldığında, Iman tüm soruları yanıtlıyor.

Ancak çocuğunu kamp şartlarına kurban vermiş bir anne olarak, planın işe yarayacağından ümitli değil. “Buradaki siyasi sisteme inancım hiç yok” diyen İman, Filistinlilerin şartlara dayanamadığı için kamplardan kaçtığını söylüyor.

STÜDYO VOA

IMF Avrupa Dairesi Direktörü Kammer: “Türkiye’deki ekonomik programı destekliyoruz” – 19 Nisan
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:51 0:00
XS
SM
MD
LG