Erişilebilirlik

Lösemi Tedavisinde Umut Veren Gelişme


Lösemi Tedavisinde Umut Veren Gelişme
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:03:33 0:00
Biyomedikal alanda çalışan uzmanlar otomatik harcama kesintilerinin olası olumsuz etkileri nedeniyle kaygılı. Sağlık araştırmaları için harcanan paranın büyük bir kısmı devlet fonlarıyla desteklenen Ulusal Sağlık Enstitüleri tarafından karşılanıyor. Ancak özel vakıflar da sağlık araştırmalarında büyük bir rol oynuyor. Tıpkı lösemi tedavisinde çığır açacak gelişmeler sağlanması gibi. Bu yeni gelişme tüm lösemi hastaları için bir umut kaynağı olabilir.

10 yıl önce lösemi teşhisi konulan Jim Davis, artık iyileşmiş. Lösemi tedavisindeki yeni gelişmeler sayesinde Davis’in hayatı normale dönmüş: ”Kullandığım yeni ve çok etkili olan ilaç %15 olarak verilen yaşama şansımı %100’e çıkardı. Aslında lösemiden tam olarak kurtulmuş olmuyor, ilacı her gün alıyorsunuz. Hayatınızın bir parçası haline geliyor.”

Davis, bağış toplamak için her yıl Mart ayında bir balo düzenleyen Lösemi ve Lenfoma Vakfı’nın başkan yardımcısı.

Davis, ”Washington’daki kar amacı gütmeyen en büyük bağış kampanyasını düzenliyor, 3 milyon dolar topluyoruz,” şeklinde konuşuyor.

Davis, Lösemi Vakfı’nın, kısaca ALL olarak bilinen akut lenfoblastik lösemi tedavisinde çığır açan bir gelişmeye mali destek sağladığını söylüyor. 6 yaşındaki lösemi hastası Emma, Oscar ödüllü yönetmen Ross Kauffman’ın ‘Fire with Fire’ adlı filmine de konu oldu. Emma, Pennsylvania Üniversitesi’nde geliştirilen deneysel tedavi yöntemini alan yaklaşık on iki hastadan biri. Tedavi, HIV virüsünün etkisiz halini ve hastanın kendi T hücrelerini kullanıyor.

Carl H. June, ”HIV’in genetiği, AIDS’e yol açmayacak şekilde değiştirildi. Ancak virüsün bağışıklık sistemini yeniden programlayarak kanser hücrelerine saldıracak hale getirmesi sağlanıyor,” şeklinde konuşuyor.

Bu bazı hastalar için iyi bir haber. Ancak başka lösemi türleri de var. Johns Hopkins Üniversitesi’nden Doktor Donald Small, “lösemi, kan hücrelerinin aşırı çoğalmasıdır ve farklı hücrelerdeki mutasyon, farklı lösemi türlerine yol açıyor,” diyor.

Small, ”Kronik myeloid lösemi ve akut myeloid lösemi arasındaki farklardan biri, kronik olanda sadece tek mutasyon görülmesidir. Akut myeloid lösemide ise 8 ila 10 mutasyona rastlamak mümkün,” diyor.

Doktor Small, 20 yıl önce, akut myeloid lösemide en çok mutasyona uğrayan FLT3 genindeki bu mutasyonu belirleyen ilk uzman.

Small, ”Elimde FLT3 mutasyonu geçiren lösemi hücreleri var. Bunlara giderek daha yüksek konsantrasyonda tirozin kinaz inhibitörü veriyoruz,” diyor.

Bu gibi araştırmaları tamamlamak yıllar sürüyor ve yüzbinlerce dolar gerektiriyor.

Doktor Small, ”Amerika’daki biyomedikal araştırmaların ana para kaynağı hala Ulusal Sağlık Enstitüleri. Bizim araştırmalarımızın fon kaynağı ise Ulusal Kanser Enstitüsü. Son yıllarda kaynak bulmak iyice zorlaştı. Kanser Enstitüsü şu anda başarılı bulunan başvuruların sadece ilk %9‘unu karşılıyor,” şeklinde konuşuyor.

Ancak Lösemi ve Lenfoma Vakfı gibi özel kuruluşlar mali kaynak açığını kapatabiliyor. Jim Davis, ilaç firmaları araştırmaların ilk sonuçlarını gördüğünde mali desteğin daha da arttığını söylüyor: ”Araştırmada ilerleme sağladığımız zaman ilaç firmaları risk olmadığını görüyor. Kaynak sağladığımız bazı araştırmaların sonuçlarının büyük ilaç firmaları tarafından satın alındığına tanık olduk.”

Bu durum, Emma’nın başarıyla tedavi edildiği Pennsylvania Üniversitesi’nde de yaşandı. Klinik denemelerde her hastada aynı başarı oranı yakalanamadı. Ancak bir ilaç firması piyasaya sürme olasılığını da göz önünde bulundurarak araştırmaya 20 milyon dolar ayırdı.

STÜDYO VOA

Trump’a ‘sus payı davası’ öncesinde konuşma yasağı – 27 Mart
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG