Erişilebilirlik

Libya'da Yeni Hükümeti Kimler Destekliyor?


Libya'nın yeni başbakanı Abdülhamid Dibeybe
Libya'nın yeni başbakanı Abdülhamid Dibeybe

Eski lideri Muammer Kaddafi'nin 2011 yılında iktidardan düşmesinden bu yana iç savaş sarmalına sürüklenen Libya'da, Doğu ile Batı arasında süren iç savaştan çıkış yolunda önemli bir adım daha atıldı. Ülkeyi yıl sonunda seçime götürmek amacıyla oluşturulacak geçici hükümeti kurmakla görevli Başbakan Abdülhamid Dibeybe, yeni hükümetin "yapısı ve vizyonunu" parlamento yönetimlerine sundu. Dibeybe, yeni hükümetin, Libya'daki tüm kesimleri içine alan, kadınların da yer aldığı kapsayıcı bir hükümet olduğunu açıkladı.

Cenevre'de, Birleşmiş Milletler'in onayıyla başlatılan Libya Siyasi Diyalog Forumu, 5 Şubat'ta, ülkeyi seçime götürecek geçici hükümeti oluşturmak üzere 61 yaşındaki milyarder işadamı Abdülhamid Dibeybe'yi seçti. Aslında seçimlerin favorisi, uluslarararası güçlerin de desteklediği İçişleri Bakanı Fethi Başağa ve Tobruk Parlamento Başkanı Akile Salih İsa'nın oluşturduğu listeydi. Ancak favori adaylar üzerinde uzlaşma çıkmayınca, seçimi geçerli 74 oydan 39'unun desteğini alan işadamı Abdülhamid Dibeybe ile Muhammed Yunus Menfi'nin listesi kazandı.

Libya'daki taraflardan ve Batı'dan ilk etapta Dibeybe'ye "temkinli" destek açıklamaları geldi. Ancak şimdi bölgede tüm gözlerin çevrildiği Dibeybe, "teknokratlar" dediği Libya'daki her kesimi temsil eden isimlerden oluşturduğu hükümeti kurmak için yurt içi ve dışında tüm yetkililerle görüştü. Misyonu, 10 yıldır iç savaşla kanayan, nakit, benzin, elektrik sıkıntısı çeken Libya halkının beklentilerini karşılayabilecek mi? Kurduğu hükümet güvenoyu alabilecek mi? Dibeybe'yi kim destekliyor, kim mesafeli? Halife Hafter ve Fayiz el Saraç arasında yıllardır süren iç savaş sonrası Libya halkını yeniden birleştirebilecek mi? Ülkesini dış müdahalelerden koruyabilecek mi?

Pragmatik bir işadamı olan ve Kaddafi yönetiminden bu yana ülke ekonomisinde önemli yer edinen Abdülhamid Dibeybe, bütün bu soru işaretlerinin varlığından haberdar ve bu nedenle hükümet kurma çalışmalarını çok dikkatli götürmeye çalıştı. Yeni Başbakan, 20 gün gibi kısa bir sürede temaslarda bulunarak hazırladığı yeni hükümet planını, hükümet üyelerinin ismini ve sayısını vermeden, Başkanlık Konseyi, ardından Tobruk Meclis Başkanlığı'na sundu. Meclis, en geç 19 Mart'ta yeni hükümete güvenoyu verecek. Hükümete Meclis’ten onay çıkmaması durumunda, onay yetkisi, Başkanlık Konseyi’ni belirleyen 74 kişilik Forum'a geçecek.

Geçtiğimiz Perşembe günü, hükümet planını verdikten sonra bir basın toplantısı düzenleyen Dibeybe, Libya'da görülmeyen bir biçimde, gazetecilerin meraklı tüm sorularını yanıtladı. Başbakan, "Libya hükümeti, teknokrat isimlerden oluşuyor ve kadınların da içinde olduğu Libya'nın tüm renklerini, aşiretlerini ve bölgelerini temsil ediyor" diyerek, hükümetin Libya içindeki hassas dengeleri kapsamasına özen gösterdiği mesajını verdi.

Dibeybe kime yakın?

Ancak Cenevre'deki oylamada sürpriz bir şekilde seçilen Dibeybe'nin, politik kimliği işadamı kimliği kadar bilinmiyor. Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü (IRIS), Ortadoğu ve Arap Yarımadası uzmanı, "Orients Strategiques" dergisi baş editörü, siyaset bilimci Dr.David Rigoulet-Roze, VOA Türkçe'ye, "Dibeybe'nin "herhangi bir kesimin adamı olmaktan çok, çıkarlarına göre davranmayı bilen bir kişilik" olduğunu dile getiriyor.

David Rigoulet Roze
David Rigoulet Roze

"Şu bir gerçek ki, Dibeybe'nin seçilmesi sürpriz oldu. Pek çok soru işareti ortaya çıktı. Öncelikle politik kişiliği önde olan birisi değildi, işadamıydı. Cenevre'ye giden Forum üyelerinden, Libya'nın en zengin adamlarından biri olan Dibeybe'nin kuzeni ve kayınbiraderi Ali Dibeybe'nin de oyların belirlenmesinde etkili olduğu söyleniyor. Bunlar yazıldı. Konsey Başkanı Muhammed Yusuf Menfi, diplomat ve milletvekili, siyasi bölünmelerden uzak. Dibeybe ticaret şehri Misrata kökenli bir iş adamı. Her şeyden önce işadamı kimliği önde ve çok parası var. Çok parası olması demek, aynı anda hem seveni, hem çok düşmanı, hem de şaibeli iddialar yöneltilen birisi anlamına geliyor. Özetle Dibeybe için 'anti-hiçbir şey' diyebiliriz. Herkesle konuşabilir, hiç kimseye karşı değil."

"Ankara'nın adamı" mı?

Dibeybe'nin inşaat işleri nedeniyle Türkiye ile çalıştığı, Misrata limanında Libya ile iş yapan Türk işadamlarıyla yollarının kesiştiğinden söz eden Rigoulet-Roze, "Evet gölgede olan sorular var. Ankara'nın adamı, Rusya'ya yakın gibi sözler var. Bana kalırsa, birinin adamı olmaktan çok, çıkarlarına göre davranmayı çok iyi bilen birisi. Pek çok kişiyle aynı anda anlaşma kapasitesi var. İş için Rusya'ya yakın, Müslüman Kardeşler ve iş için Türkiye'ye yakın. BAE ile bile anlaşabilir. Ve dikkat edin ilk ziyaretini Mısır'a gerçekleştirdi. Yani ideolojiden çok, denge ve iş ön planda" analizini yaptı.

İçişleri Bakanı Başağa'ya suikast girişimi

Ancak Abdülhamid Dibeybe'nin, Libya'da her an kayabilecek zeminde, geçici hükümeti kurup, ülkeyi 24 Aralık seçimlerine kadar götürüp götürmeyeceği konusunda endişeler sürüyor. Geçtiğimiz Pazar günü ülkede yolsuzluklarla mücadele konusunda aldığı pozisyon ile tanınan ve sandıktan Başbakan olarak çıkması beklenen İçişleri Bakanı Fethi Başağa'ya yönelik suikast girişimi, bu endişeleri arttırdı.

Türkiye'ye yakın bir isim olarak bilinen Başağa'ya suikast haberi, Libya'da gelişmelerin pamuk ipliğine bağlı olduğunu ve Konsey hükümeti üzerindeki baskıyı bir kez daha gözler önüne serdi. Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu saldırıdan sonra Başağa'yı arayarak geçmiş olsun dileklerini iletti.

Dr. Rigoulet-Roze, "21 Şubat'ta, Başağa'ya yönelik suikast girişimi oldukça düşündürücü. Başağa yolsuzlukla mücadelenin sembol isimlerinden birisiyidi. Başbakan olması beklenen kişiydi. Böyle bir kişiye hükümet açıklanmadan hemen önce yapılan suikast girişimi soru işaretlerini arttırdı" dedi.

Rigoulet-Roze, Başağa'nın geçici hükümette yar almamasının politik kariyerinin bittiği anlamına gelmediğine, 24 Aralık seçimlerinde yeniden sahneye çıkmasının da yüksek bir olasılık olduğuna dikkat çekiyor.

İlk ziyaret Türkiye'ye değil Kahire'ye

Hükümet ne kadar teknokrat olsa da, ülkede iç savaşı keskinleştirdiği bölünmeler nedeniyle, pek çok politik adım da atması gerekecek. Dibeybe'nin önce, Doğu, Batı ve Güney'e bölünen Libya halkının güvenini kazanması gerekiyor. Ardından, ülkede var olan Mısır, Arap Emirlikleri, Rusya, Türkiye ve diğer tüm dış aktörlerin de güvenini kazanan bir yol izlemek zorunda.

Dibeybe ve Mısır Cumhurbaşkanı el Sisi
Dibeybe ve Mısır Cumhurbaşkanı el Sisi

Liberal bir iş adamı olan Dibeybe, bunu sağlamak için, Libya'daki tüm aktörlerle görüşerek "denge mesajı veriyor. Uzmanlar, başından beri Türkiye'ye sıcak mesajlar gönderen Dibeybe'nin ilk resmi ziyaretini Kahire’ye yaparak Cumhurbaşkanı Abdül Fettah El Sisi ile görüşmesinin önemine dikkat çekiyor. Dibeybe, bu adımıyla, "El Sisi ile görüşerek Libya'nın içindeki ve dışındaki tüm aktörlerle konuşmaya hazırım" mesajını verdi. Birlikte hükümeti kurmakla görevli olan Konsey Başkanı diplomat kökenli Muhammed Yunus Menfi de Arap Emirlikleri ile temasa geçti.

ABD, Rusya ve Türkiye nasıl konum alıyor?

Rusya, Türkiye, İtalya ve Fransa başta olmak üzere Libya'da olanları pek çok uluslararası aktör yakından izliyor.

Bingazi'de 11 Eylül 2012'de, Libya büyükelçisi Chris Stevens ve 3 elçilik çalışanının öldürülmesi olayı ile Libya'da büyük şok yaşayan ABD, en azından şimdilik Libya konusunda doğrudan aktif bir politika izlemek istemiyor. Stevens'ın öldürüldüğü dönem Başkan yardımcısı olan Joe Biden, ilk aşamada, ABD için daha büyük sorunlar içeren Afganistan, Irak ve İran'a yoğunlaşmayı seçiyor. Libya'da özellikle Rusya'nın duruşunu dikkatle izleyen ABD, Türkiye ile beraber Wagner paralı askerlerinin de bölgeden çekilmesini istiyor.

Rusya'nın amacı Türkiye'yi kontrol etmek

Rusya'ya gelince, Moskova'dan yeni hükümete ilişkin olumsuz bir açıklama gelmedi. Moskova da "bekle ve gör" politikasını uyguluyor. Dr. Rigoulet-Roze, "Bana kalırsa Türkiye ile Rusya arasında bir anlaşma var. Beraberce Libya'dan çekilmiyorlar. Rusya Türkiye'nin tüm Libya'da hakim olmasını istemiyor. Türkler de Libya'daki iyi ilişkilerine ve işlerine devam edebilmek istiyor" analizini yapıyor.

France 24 televizyonuna konuk olan Fransa'nın eski ordularararası operasyon şefi General Dominique Delort, "Kaddafi'nin gidişinden bu yana, yani son 10 yılda Libya'daki bileşenler değişti. Rusya, Türkiye ve Çin bölgede güç kazandı. Rusya, Suriye'de önemli hedeflerle var. Ama Libya'da yavaş ilerliyor. Bir büyük güç değil, ancak General Hafter'in de çok zorlanmadan ayakta kalmasını sağlayabilecek kadar Libya'da var" diye konuştu. General Delort'a göre Rusya'nın Libya'daki amacı Türkiye'yi kontrol etmek.

BM ve ABD, ülkeyi terk etmesi gereken yabancı güçler arasında Rusya ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin yanında Türkiye’yi de sayıyor. Ancak Ocak ayı sonunda BM tarafından verilen süre dolsa da her iki ülke de Libya'daki varlığını sürdürüyor.

Fransa ve İtalya rekabeti

Öte yandan, El Saraç'a destek veren İtalya ile petrol yataklarının işletmesini elinde tutan General Hafter'e örtülü destek veren Fransa, Libya'da ters düşen iki AB üyesi ülke. İtalya ile Fransa arasında petrol devleri Total ve Eni kapışması da yaşanıyor. İtalya, "Libya'daki gücünü kaybettiren 2011'deki savaştan ve çok sayıda göçmenin İtalya'ya akın etmesinden" Fransa'nın sorunmlu olduğuna inanıyor.

Fransız Express Dergisi'nin 25 Şubat tarihinde yayınlanan son sayısında, "Libya'da 10 yıllık savaş ve Fransa-İtalya enkazı" başlığıyla yer alan haberde, "2011'den bu yana Paris ve Roma arasındaki rekabetin, AB'nin Libya'da saf dışı edilmesine ve Türkiye ve Rusya'nın bu boşluğu doldurmasına neden olduğu" analizini yaptı. Express, Abdülhamid Dibeybe ile İtalya Büyükelçisi Guiseppe Buccino Grimaldi arasında 9 Şubat'ta yapılan görüşmeye atıfta bulunarak, "Roma'nın Libya'da kendini evinde hissettiğini ve ilişkilerde diğer AB ülkelerinden bir adım önde olduğuna inandığını" yazdı.

Abdülhamid Dibeybe
Abdülhamid Dibeybe

Fransa, Cenevre'deki seçim sonuçlarına şaşırsa da, şimdilik Dibeybe'nin kuracağı geçiş hükümeti çözümüne destek veriyor. Fransa Dışişleri Bakanı Jean Yves le Drian, Dibeybe'nin yeni hükümete ilişkin projesini parlamentoya devretmesinin hemen ardından Dibeybe ve Muhammed Yunus Menfi'yi arayarak, "Fransa'nın, Libya'nın huzur, istikrar ve bağımsızlığını yeniden kurmak amacıyla yürütülen geçici hükümet çalışmalarına tam destek verdiğini" iletti. Le Drian, 24 Aralık seçimlerine giden yol haritasının izlenmesini, 23 Ekim'de imzalanan ateşkes kurallarının uygulanmasını, yabancı ve paralı askerlerin ülkeden gitmesinin hızla sağlanmasını beklediklerini" söyledi. Fransız Bakan, görüşme sonrası yaptığı açıklamada, "Fransa'nın devam eden süreci desteklemeye hazır olduğuna dair güvence verdiğini" vurguladı.

Herkesle konuşan tek taraf Dibeybe değil. Mısır da, Hafter'in yönetimindeki doğu cephesini desteklemesine rağmen , Trablus’ta elçilik açacağını açıkladı, yani Libya’daki tüm taraflarla ilişki kurma politikasını izliyor.

El Saraç hükümetine yakın olan Türkiye ise, önümüzdeki dönemde, diğer aktörler gibi, Libya'daki tüm taraflarla görüşebilme kapasitesini sergileyecek mi? Bu Türkiye'nin bölgedeki varlığını belirleyecek önemli bir soru işareti olacak.

STÜDYO VOA

Trump’a ‘sus payı davası’ öncesinde konuşma yasağı – 27 Mart
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG