Erişilebilirlik

Kız ve Erkek Üniversite Öğrencileri Arasında Siyasi Görüş Ayrılığı Artıyor


Yeni bir araştırmaya göre Amerika’daki üniversitelerde öğrenim gören ve kendilerini liberal olarak tanımlayan birinci sınıftaki kız öğrencilerin sayısı, geçmişte hiç olmadığı kadar yüksek.

Araştırma, birinci sınıf üniversite öğrencisi kadın ve erkek öğrenciler arasındaki siyasi ayrımın çok geniş olduğunu gösteriyor.

Araştırma, Los Angeles’taki California Üniversitesi bünyesindeki Yüksek Eğitim Araştırma Enstitüsü tarafından yürütüldü. 1966‘dan beri her yıl yapılan çalışma, dört yıllık lisans eğitimi veren üniversitelerin birinci sınıf öğrencilerini kapsıyor. Çalışma, geçen yıl 184 üniversitede eğitim gören yaklaşık 138 bin öğrenciden veri topladı.

Enstitü, öğrencilere, siyasi yelpazenin neresinde durduklarını soruyor. Yanıtlardaki üç şık liberal, muhafazakar ve orta yolcu yani ılımlı.

Çoğu öğrenci geleneksel olarak bu soruya “orta yolcu” yanıtını veriyor.

Ancak Donald Trump ve Hillary Clinton arasında başkanlık seçiminin yapıldığı geçen yıl üniversitelerdeki birinci sınıf kız öğrencilerin yüzde 41‘i kendilerini liberal olarak tanımladı.

Bu oran, araştırmanın 50 yıllık geçmişinde ilk kez kendilerini liberal olarak tanımlayan genç kadınların sayısının bu kadar yükseldiğini gösteriyor.

Araştırmaya göre erkek öğrencilerinse sadece yüzde 29’u kendilerini liberal olarak tanımlıyor. Enstitü, kız ve erkek öğrenciler arasındaki siyasi görüş farkının geçmişte hiç bu kadar çok olmadığını kaydediyor.

Erkek öğrencilerin yüzde 27’si, kız öğrencilerinse yüzde 18’i sağ görüşe yakın olduklarını belirtti.

Fark nereden kaynaklanıyor?

Los Angeles’taki California Üniversitesi’nden eğitim profesörü ve enstitü başkanı Kevin Eagan, 1960 ve 70’li yıllarda liberal erkek öğrenci sayısının kızlardan daha çok olduğunu hatırlatıyor. Ancak 1990’lı yıllardan bu yana liberal olduklarını söyleyen kız üniversite öğrenci sayısı tırmanışa geçti.

Profesör Eagan, siyasi parti aidiyeti olan genç sayısının, partilerin siyasi liderlerine bağlı olduğunu söylüyor. Örneğin Cumhuriyetçi Partili muhafazakar Ronald Reagan’ın başkan olduğu 1980’li yıllarda birinci sınıf üniversite öğrencileri arasındaki liberal sayısı azalmaya başlamıştı.

Eagan, çok sayıda kız öğrencinin kendilerini Hillary Clinton’la özdeşleştirdiğini söylüyor.

Uzmana göre Trump, kadınlarla ilgili olumsuz davranış ve söylemleri yüzünden kadınları siyasi yelpazenin soluna itti: ”Cumhuriyetçi Parti’den medyanın haklı olarak kadın düşmanı olarak tanımladığı bir başkan adayı çıkması, kadınların siyasi bakış açılarını değiştirmelerine yol açtı.”

Geçen yıl Wisconsin Üniversitesi’nde birinci yılını tamamlayan Nesha Ruther, sırf Demokrat Parti adayı kadın olduğu için kendisini liberal olarak tanımlamadığını söylüyor.

Ruther, ön seçimlerde bağımsız liberal Vermont Senatörü Bernie Sanders’a oy vermiş. Genç öğrenci, Sanders’ın siyahlara yönelik polis şiddetini sona erdirme ve zenginlerin ödediği vergileri arttırma hakkındaki görüşlerini beğendiği kaydediyor.

Ancak Sanders ön seçimi kaybettikten sonra Trump’ın kürtaja erişimi ve kadınlara yönelik sağlık hizmetlerini kısıtlama çağrısı yapması yüzünden kaygı duymaya başlayan Ruther, Clinton’ı desteklemeye karar vermiş.

Edebiyat, cinsiyet ve Musevi araştırmaları dallarında eğitim alan Ruther, Demokrat Parti üyesi. Ruther, kadınların kendilerini en çok ilgilendiren üreme sağlığı hakları ve gelir eşitliği yasaları nedeniyle liberal eğilimli olduklarını söylüyor: ”Liberal görüş, kadınlara daha çok hitap ediyor çünkü liberalizm, ilerici bir hareket. Liberal görüş kadınların güçlenmesini ve sosyal hareketliliğin arttırılmasını savunuyor.”

Zaman içindeki değişimler

Washington’daki Georgetown Üniversitesi Kamu Yönetimi Profesörü Hans Noel ise çoğu kadının liberal olmadığını, üniversite derecesi olmayan beyaz kadınların yüzde 61‘inin Trump’a oy verdiğini hatırlatıyor. Ancak uzman, kendilerini feminist olarak tanımlayan genç kadınların kadın haklarını savunan siyasetçileri desteklediğini belirtiyor.

Profesör Noel’e göre Amerika’da sağ görüş, özellikle doğum kontrolu gibi konularda giderek daha da muhafazakarlaştı. Sol ise feministleşti: ”Liberalliğin, muhafazakarlığın, Demokrat ya da Cumhuriyetçi Partili olmanın tanımı, evrim geçirip değişime uğruyor. Liberal olmak birdenbire feminist olmakla aynı anlama gelmiş değil. Bu çizgi bir süredir devam ediyor. Ancak özellikle son birkaç yılda ve son başkanlık seçimlerinde feminizmin öne çıkan bir konu olduğunu görüyoruz.”

Profesör Noel ayrıca üniversitelerin genellikle liberal düşünceyi desteklediğinin ve genç kadınların kendilerini destekleyen siyasi hareketlerin yanında yer aldığının da altını çiziyor.

Ancak uzman, gençlerin sandık başına gidip siyasi görüşlerini oya dönüştürüp dönüştürmediklerinin önemli olduğunu vurguluyor. 18-35 yaş arası gençler Amerikan seçmenlerinin yüzde 31‘ini oluşturuyor. Ancak 2016 başkanlık seçimlerinde bu gençlerin sadece yarısı sandık başına gidip oy kullandı.

STÜDYO VOA

Köprü kazasının ardından milyarlarca dolarlık tazminat bekleniyor – 28 Mart
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG