Konya’da aynı aileden yedi kişinin öldürülmesi Türkiye’nin gündemine oturdu. Cinayetlerin ardından ırkçılık tartışmaları başladı. Yetkililer olayın ırkçı bir saldırı olmadığının altını çiziyor. Saldırı bazı kentlerde protesto edildi.
Olay Konya’nın Meram ilçesinde yaşandı. 12 yıl önce Kars’tan gelerek ilçeye yerleşen Dedeoğlu ailesi, kimliği henüz belirlenemeyen saldırganın hedefi oldu. İddiaya göre eve misafir gibi gelen saldırgan, evde bulunan Dedeoğlu ailesinin bireylerine kurşun yağdırdı. Olayda Yaşar, Barış, Serpil, Serap, İpek, Metin ve Sibel Dedeoğlu hayatlarını kaybetti.
Savcının yaptığı otopside ölenlere toplam 19 kurşun isabet ettiği ve atışların yakın mesafeden boyun ve baş hedef alınarak yapıldığı belirlendi. Saldırının ardından kaçan saldırganın yakalanması için çalışmalara başlanırken, olayla ilgisi olduğu iddiasıyla 10 kişi gözaltına alındı.
Irkçı saldırı mı, husumet mi?
Saldırının ardından olayın ırkçı bir saldırı olup olmadığı tartışılmaya başlandı. Tartışmanın nedeni ise Dedeoğlu ailesinin Mayıs’ta uğradığı saldırı. 60 kişilik grubun saldırısına uğrayan aileden 7 kişi yaralanmıştı. Olayla ilgili gözaltına alınan 11 kişiden 6’sı tutuklanmıştı.Ailenin Avukatı Abdurrahman Karabulut VOA Türkçe’ye yaptığı açıklamada, tutuklu 6 kişiden 4’ünün serbest bırakılarak koruma verildiğini söyledi. Karabulut, son saldırıyı yapan kişinin de bunların akrabası olduğunu vurgulayarak, “Saldırganlardan dördü serbest bırakılıyor ikisi tutuklu kalıyor. Serbest kalanlar ve daha tutuklanmayanlar koruma talebinde bulunuyor ve koruma veriliyor. Daha önce saldıran kişilerle bu saldırıyı yapan kişi akraba, bunu başsavcı bize söyledi. Biz aynı saikle olduğunu düşünüyoruz. Dünkü saldırıyı yapan kişinin bu aileyle herhangi bir husumeti söz konusu bile değil. O açıklamayı kabul etmek mümkün değil. Mantığa, vicdana, hukuka aykırı bir şey. Çok yönlü araştırma devam ediyor. Pazartesi günü dosyanın bütününü alacağız. Saldırgan belli yakalanması an meselesi” dedi.
Siyasiler cenaze töreninde
Saldırıda yaşamını yitirenler ilçedeki Saraçoğlu Mezarlığı'nda toprağa verildi. Cenaze törenine Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ile konuyu araştırmak için kente giden AKP Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş ve bazı partililer, CHP’den Konya Milletvekili Abdüllatif Şener ile İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, HDP’den Eş Genel Başkanı Mithat Sancar başkanlığındaki heyet ile Konya kent protokolü ve ailenin yakınları katıldı.
Cenaze töreni öncesi bir açıklama yapan HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, saldırının Kürtlere yönelik ırkçı politikaların sonucu olduğunu savundu. Sancar, ortada Kürt-Türk çatışmasının olmadığına dikkat çekerek, “Sorun Kürtlere yönelik ırkçı politikalardır. Bu politikalar iktidardan medyaya her alanda işletilmektedir. Biz halkların eşitliğini savunuyoruz. Bunun gündeminde de mutlaka adalet olmalıdır. Adalet olmadan birlikte yaşamı zehirleyecek politikaları yürütme imkanları olacaktır. Biz bunu sonuna kadar savunuyoruz. Ortada halklar arası sorun var diyenler, bu sorunu yaratan ırkçı politikalar, uygulamalar, tahrik ve kışkırtma yönetimidir. Dünden beri acımız bu kadar derinken, yandaş medyanın her kanalında bu devam ediyor. Bu ülkede halkların eşit birlikteliğini, demokrasi ve barış içinde birlikte yaşamasını en güçlü savunan bizleriz. Bu ülkede halklar arasında birlikteliğini kurmakta kararlıyız. Eğer hakikati arıyorsanız, katledilen insanlarımızın akrabalarına, komşularına sorun, 12 Mayıs’ta gerçekleşen ilk saldırıdan sonra alınan ifadelere bakın” dedi.
Soylu “Olay bir husumetin devamıdır”
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise saldırının nedeninin husumet olduğunu savundu. Soylu, “Bunun Türk-Kürt meselesiyle ilgili herhangi bir tarafı söz konusu değildir. Bunu bu meseleye çekmek bu saldırı kadar tehlikelidir, bu saldırı kadar hem kınanacak hem de alçak bir değerlendirme olarak nitelendirilecek bir anlayıştır. Bu memleketin kardeşliğiyle kimse uğraşmasın" açıklaması yaptı.
Ancak Soylu’nun bu açıklamasına ailenin avukatı tepki gösterdi. Avukat Karabulut, olayın nedenini öğrenmek için önceki saldırıda verilen ifadelere bakılmasının yeterli olacağını belirterek, “Benim müvekkillerimin hepsinin daha önceki saldırılarda ifadesi var. Orada saldıranın ırkçı bir gerekçeyle yapıldığını söylüyorlar. Kalkıp benim müvekkillerimi yalanlayacağına, saldırganların avukatlığını yaparcasına, böyle bir saldırı için böyle bir gerekçenin olmadığını söylemek, kabul edilebilir bir açıklama değil. En azından benim müvekkillerimin ifadelerini, böyle bir saldırının bu gerekçeyle yapıldığına dair ifadelerini ciddiye alıp, bu anlamda bir araştırma yapılacağını söylemek daha şık bir açıklama olurdu. Bunu yalanlayacak bir açıklama söylemek taraf olduğunun en önemli göstergesidir” diye konuştu.
Saldırıya tepkiler
Bu arada saldırı Diyarbakır, Mardin, Batman ve Van’da protesto edildi. Diyarbakır’da 20 dernek, vakıf, meslek örgütü ve sendika tarafından yapılan ortak açıklamada saldırı kınandı. Açıklamada şu görüşlere yer verildi: “Kürtlere yönelik yaşam hakkı başta olmak üzere ağır insan hakları ihlallerine yol açan bu saldırıları kınıyoruz. Kürt kimliği ve Kürtçe dilini kullanmaktan kaynaklı her türlü ırkçı saldırılara zemin hazırlayan toplumsal barışı ve bir arada yaşama kültürünü zedeleyen politikalardan ve söylemlerden vazgeçilmesini, ırkçı saldırıların önüne geçmek için herkesi ortak tepki koymaya davet ediyor, etkin bir şekilde bütün yönleriyle soruşturmanın yürütülerek faillerin cezalandırılmasını, ihmali olan kamu görevlileri hakkında da idari ve adli soruşturmaların başlatılmasını talep ediyoruz.”
Batman’da 43 sivil toplum örgütü saldırıyı ortak açıklamayla kınarken, Mardin’de ise açıklama yapan grubun yürüyüş yapması üzerine polis müdahale etti. Müdahalede üç kişi gözaltına alındı.
Van’da STK ve siyasi partiler ortak açıklamaya saldırıya tepki göstermek istedi. Sanat Sokağı’nda ortak açıklamanın ardından slogan atarak dağılan gruba polis müdahale etti. Gruba gaz ve tazyikli suyla müdahale eden polis 5 kişiyi gözaltına aldı.
