Erişilebilirlik

31 Mart’ın Kazanan ve Kaybedenleri


31 Mart Seçimleri sonrası, başta İstanbul ve Ankara olmak üzere 12 ilde sonuçlara itirazlar edildi. Ancak ilk sonuçlar, özellikle sahil kesimlerinde Cumhur İttifakı’nın güç kaybettiğini ortaya koyuyor.

Hatay’dan başlayarak tüm Akdeniz, Ege sahillerinde Millet İttifakı seçimi kazanırken son 25 senede Adalet ve Kalkınma Partisi ve öncülü siyasi partiler tarafından yönetilen Ankara ve İstanbul da muhalefet adaylarınca kazanıldı.

Kemal Can: “İktidar açısından net bir yenilgi”

Türkiye’deki milliyetçi siyaseti yakından takip eden ve “Devlet Ocak Dergah” adlı kitabın yazarlarından gazeteci Kemal Can, 2014 seçimlerinde ayrı ayrı girdikleri halde 21 büyükşehri kazanan Cumhur İttifakı ortaklarının bu kez 16’sından birinci çıktıklarını, üstelik İstanbul ve Ankara’yı da kaybettiklerinin altını çiziyor.

Kemal Can: 'İktidar Açısından Net Bir Yenilgi'
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:05:37 0:00

VOA Türkçe’ye konuşan Can, “İktidar açısından hem sayısal hem de performans olarak çok net bir yenilgi. Yenilginin ardından yapılan açıklamalarla bozgun havası belirleyici bir şekilde ortaya çıktı. MHP lideri Bahçeli hedeflerimizi tutturduk diyor ama o kendi partisinin hedeflerini kast ediyor olabilir. Ama ittifak hedefleri açısından böyle söylenemez. AKP oldukça uzun bir süre önce 2010’ların başından itibaren Türkiye’nin önüne bir gelecek koyan bir siyasi program koyan, geleceğe doğru konuşan bir hikaye koymaktan vazgeçti ya da hikayesini kaybetti. Bunun yerine bir Erdoğan hikayesi konmak istendi. Bu da 2015’ten itibaren bir koalisyonla mümkün oldu. Bugün gelinen noktada bu hikayenin de artık kabul görmediğini ve gidilecek bir yol olmadığını görüyoruz ana resim budur. Koalisyonları kaldırıp AKP merkezli en azından görünümü böyle olan iktidar tahayyülü 31 mart 2019 seçimleriyle büyük bir hasar almıştır.

Burada iktidar karşısında büyüyen muhalefet dinamiklerinden çok iktidarın kendisi yenilgiyi hazırladı, yenilginin skandallarını da kendisi hazırladı. Onu katmerli hale getirmeye de devam ediyor” dedi.

Ertan Aksoy: “Kaybeden ayrıştırıcı siyaset, kazanan birleştirici siyaset oldu”

Aksoy Araştırma’nın genel müdürü ve SODEV Başkanı Ertan Aksoy ise ekonomik krizle boğuşan seçmenin özellikle büyük şehirlerde kutuplaştırıcı değil birleştirici siyasete yöneldiği görüşünde.

Ertan Aksoy: 'Kaybeden Ayrıştırıcı Siyaset Kazanan Birleştirici Siyaset Oldu'
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:02:13 0:00

VOA Türkçe’ye değerlendirmelerde bulunan Aksoy, “Cumhur İttifakı, hamaset, korku siyaseti, kimlik siyaseti kutuplaştırıcı bir siyaset üzerinden bir strateji kurdu. Diğer taraftan Millet İttifakı’nın stratejisine baktığımızda ağırlıklı olarak ekonomik kriz bölünmüş ülkeyi birleştirme çağrısı üzerine kurulu olduğunu gördük. Adayların söylemleri de bu yöndeydi. Nitekim temsil eden adayların konuşmasına baktığımızda sonuç onlar açısından olumlu olmasına karşı rövanşist bir tavır sergilemediklerini gördük. Şöyle söylemek mümkün; kaybeden korku hamaset ve ayrıştırıcı siyaset, kazanan ise daha çok vatandaşın gelirine refahına eğilen birleştirici siyasettir. Cumhur İttifakı’nın kutuplaştırıcı siyaseti, bugüne kadar bir araya gelmesi mümkün olmayan kutupları da seçmen bazında bir araya getirmiş oldu. Kamuoyu araştırmalarında HDP seçmeni ile İYİ Parti seçmenin ekonomi ile ilgili sorularda aynı cevapları verdiğini görüyorduk. SODEV’in yaptığı bir araştırmada AKP dışındaki bütün seçmende ekonomik krizin yaşanma, refahın düşüşüne verdiği yanıtlar tamamen aynıydı” dedi.

Ayşegül Doğan: “HDP’li seçmen büyükşehirlerde Erdoğan’a büyük kaybettirdi”

Kürt siyasetini yakından takip eden gazeteci Ayşegül Doğan ise HDP’nin geleneksel olarak çok güçlü olduğu Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki illerde yaşadığı kaybın demografik yapının değişiminden, tutuklamalara ve medya ambargosuna kadar birçok nedenden kaynaklandığını söylüyor.

Ayşegül Doğan: 'HDP’li Seçmen Büyükşehirlerde Erdoğan’a Büyük Kaybettirdi'
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:01:45 0:00

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Doğan, HDP’nin ağırlıklı tabanı olan Kürt seçmenin batıdaki illerde verdiği mesajın tüm siyasi partiler tarafından dikkatle okunması gerektiğinin altınız çiziyor.

“HDP’nin kazan kaybettir stratejisinin Kürt seçmen nezdinde büyük ölçüde teveccüh gördüğünü düşünüyorum. Tamamen tek sesli bir medya düzeni dolayısıyla yaptığı hiçbir çalışmayı seçmeni ile buluşturamayan, eş başkanları belediye yöneticileri, binlerce üyesi tutuklu bir siyasi parti. Bence Kürt seçmenin CHP, HDP ve iktidar partisi ya da doğrudan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a verdiği çoklu mesaj iyi analiz edilmeli. Milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılmasından bugüne kadar Kürt meselesindeki netlik göstermediği için eleştirileri olsa da CHP’ye başta İstanbul, Ankara ve Antalya’da seçimi kazandıracak kritik bir rol oynadı. Kürt seçmen CHP, AKP ve HDP’ye oy vererek Kürt soruna çözümün ya da çözümsüzlüğüne dair denklemin içine davet ettiğini düşünüyorum. Zira Çözüm Süreci’nde de CHP’siz bir çözümün zor olduğunu söylemiştik ” dedi.

Ayşegül Doğan, büyükşehirlerdeki Kürt oylarının ne kadar kritik olduğunun bu seçimde iyiden iyiye belirginleştiği görüşünü savunuyor.

“Kürt seçmen, ‘bu ülkede ben varım ve bensiz siyaset yapılamaz. Tek başıma İstanbul’u, Ankara’yı, Adana’ya Antalya’yı kazanamayabilirim ama benimle beraber kazanabilirsin ya da benim yüzümden kaybedebilirsiniz. Beni hesaba katmak durumundasınız’ mesajını verdi. Açıkçası HDP’li seçmen Erdoğan’a büyük kaybettirdi. Üzerine düşüneceklerdir. Bunun yanı sıra yanında durulması sakıncalı görülüyor hissi hiç ortadan kaldırılmamış olsa dahi yanında durmakta beis görmediği bir siyasi partiye (CHP) de tüm eleştirilerine rağmen çok uzun zaman sonra büyük kazandırdı.”

Kemal Can: “MHP hem kazanan hem kaybeden”

Cumhur İttifakı’nın iki ortağından AKP’nin büyükşehir ve il belediye sayısı 48’den 39’a düşerken MHP her ne kadar iki büyükşehir kaybetse de biri büyükşehir 10 ilde seçimi kazanarak toplam il belediye sayısını 8’den 11’e çıkarttı. Kemal Can, MHP’nin seçimden hem kazanç ve hem de kayıpla çıktığını dile getiriyor.

“Erdoğan yerel seçimde ittifak olmayacak demesine rağmen ittifaka döndüğü gün Devlet Bahçeli, kendi hanesine kazanç yazmıştı. Ondan sonra daha fazlasını yaptı ve iktidarın bütün söylemini beka davası çerçevesinde ele geçirdi. Beka stratejisinin kurucusu olarak kaybeden, sayısal açıdan ise kazanan. Bütün bunları hiçbir şey istemeden almak gibi politik beceri ile kazandığını kabul etmek lazım. Koalisyon ortaklığında hiçbir şey talep etmeyen ve birçok başka muhalefet aktörü tarafından koltuk değneği olarak nitelenen MHP, hem oy olarak hem belediyeler açısından epeyce AKP’nin altını oymuş ve buradan güçlü çıkmış görünüyor. Seçimde uygulana strateji, düşmanlaştırıcı dilin dozundaki ayarsızlık nedeniyle bu ittifaktaki iki parti birbirini daha aşağıya çekiyor.

Ancak koalisyonla çoğunluğu devam ettirebilen AKP’nin artık koalisyonla da çoğunluğu kaybetmiş olabilir. MHP’ye mecburiyet ve sert söylemle bütün alternatifleri imha ederek tabiri yerindeyse bütün yumurtaları tek sepete ve bütün geleceğini MHP ile ortaklığa bağlayan AKP’den bahsediyoruz. Buradaki politik ağırlığın sayısal ağırlığın MHP’ye geçtiğini söyleyebiliriz” dedi.

Aksoy: “İYİ Parti melez bir siyaset tarzı izlediğinden MHP kadar başarılı değil”

Milliyetçi siyasetin Türkiye’de her zaman karşılık ürettiğinin altını çizen Ertan Aksoy ise aynı damardan beslenen İYİ Parti’nin MHP’nin aksine belediye kazanamamasını melez bir strateji izlemesine bağlıyor.

“Türkiye’de Türk milliyetçiliğini temsil ediyorsanız bu kimlik sayesinde siz doğru düzgün siyaset üretmeseniz de seçmen tarafında karşılık bulabiliyorsunuz. MHP ekonomik olarak ne vaat ediyor, sağlığa dair vaadi nedir, eğitim ya da teknolji konusundaki vaadi nedir? MHP tarzı yönetim nedir? Kimsenin bir fikri yok. Peki benzer tabandan gelen İYİ Parti neden benzer bir başarı gösteremiyor? İYİ Parti siyaset tarzı, melez bir siyaset tarzıdır. Bir alanda politik netliği yok, zaman zaman seküler kodlarının zaman zaman da milliyetçi kodlarının baskın olduğu durum söz konuşu. İki mahalleden biri sizinse hiçbir şey yapmadan oy alabiliyorsunuz ama çok şeye oynadığınızda elinize hiçbir şey geçmeyebiliyor gibi. Mersin’de yaşadığı sorun, politik suikast düzenlemek gibi bir şey. Bunlar daha kat etmesi gereken bir mesafe olduğunu gösteriyor.”

Kemal Can da İYİ Parti’nin 24 Haziran’da olduğu gibi 31 Mart’ta da muhalefet bloğunda çok önemli bir siyasal fonksiyon yüklenmekle birlikte bunu kendisi için sayısal bir başarıya çeviremediğini, MHP’nin 24 Haziran’dan sonra hızla kendisini toparlamaya çalışabileceği bir alanı tutmayı becerdiğini dile getirdi.

STÜDYO VOA

ABD üniversitelerinde Gazze protestoları yayılıyor - 24 Nisan
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:22 0:00
XS
SM
MD
LG