OHAL Döneminde çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerle ihraç edilenler, haklarında karar verilmemesinden dolayı tepkili. Diyarbakır’da bir araya gelen KHK mağdurları çözüm bekliyor.
Diyarbakır’da yaşayan KHKlılar, ‘Amed KHK Buluşması’ adıyla düzenlenen toplantıda HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu ile bir araya geldi. KHK’lılara ilişkin çalışmalarıyla tanınan Gergerlioğlu, toplantının açılış konuşmasında OHAL sürecini değerlendirdi. KHK’lıların yüzde 50’sinin yaşadığı yerleri terk ettiğini belirten Gergerlioğlu, “KHK bu toplumu şu anda en önemli sorunlarından birisi. Son 3 yılın, OHAL döneminin en kötü iktidar uygulamalarından biri. Yüz binlerce kişi mağdur edildi. KHK’lar üzerinden neredeyse 3 yıl geçti, halen bir çözüm yok. Şu ana kadar yüzde 60 civarında dosya incelendi, yüzde 40’ı kaldı. OHAL Komisyonu son derece kötü niyetli bir komisyon, aktif bir şekilde çalışmıyor, işi uzatmaya çalışıyor, zamana yayılan süreçler, hiç de iyi işaret vermiyor. Biz bunu yaptığımız rapor çalışmaları ile de ortaya koyduk. Son 3 yıl toplumda adeta bir kasırga esmiş. KHK’lıların yüzde 50’si yerini yurdunu terk etmiş. Tehcir edilmiş, hicret ettirilmiş, bir yerden zorla çıkarttırılmış. KHK’lıların yüzde 50 oranında yerini yurdunu terk etmiş, evini kapatmış, annesi ve babasının yanına taşınmış ya da başka bir ile gitmiş. Bu çok ağır bir durum, yani bir ülkede bir sosyal kesim yüzde 50 oranında evinden bir başka yere gitmek zorunda kalıyor ve bunun gibi birçok mağduriyet var” dedi.
KHK’ların 1.5 milyon insanı etkilediğini ifade eden Gergerlioğlu, uygulamayı 'soykırım projesi’ olarak nitelendirdi. Gergerlioğlu, “Bir devlet böyle bodoslama bir şekilde memurunu, vatandaşını işten atamaz. Hatta hayattan atamaz. Öyle bir hakkı yoktur. Tamamen bir sosyal kıyım projesi, tamamen bir tasfiye projesidir. Sonuçta bir hayattan ihraç mevzubahistir 140 bin kişi ihraç edildi. Bunun bir de kapatılan okullardaki 20 bin öğretmen boyutu var. Onların da şu anda çalışma izinleri yok. 180 bin kişiye kadar çıkıyor, bunların ailelerini de eklerseniz bir, bir buçuk milyonu buluyor. Bu kadar insanı doğrudan etkilediğini görüyoruz. Bu çok vahim bir durum. Uygulanan şey bir Nazi politikasıdır, tamamen sivil ölüm, dışlama, ötekileştirme, iş bir soykırım boyutuna varıyor” diye konuştu.
KHK’lılar arasında kanser vakalarının artışına dikkat çeken Gergerlioğlu, Türkiye’nin bilimsel üretimde yüzde 30 kayıp yaşadığını söyledi. Gergerlioğlu, ”Ben bu ülkeden çekip giderim, lanet olsun bu ülkeye diyen on binlerce kişi var. Son 3 yıl içinde, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde yurtdışına gidiş rakamları rekor kırdı ve bunların çoğu bilim insanı. Türkiye'nin son 3 yılında, Türkiye'nin bilimsel üretiminde son yüzde 30’luk sert bir düşüş var. İnsanları ölüme sürükleyen kanser oranlarında artışa neden olan bu. Çok belirgin bariz bir şekilde KHK’lılarda kanser artışı var, kronik hastalıklarda artış var, yakınlarındaki intiharlarda artış var” şeklinde konuştu.
Gergerlioğlu’nun ardından bu kez KHK’lılar söz aldı. İlk sözü Gaziantep Gümrük Tasfiye İşletme Müdürü iken ihraç edilen Erdal Adıgüzel aldı. Neden ihraç edildiğini hala bilmediğini söyleyen Adıgüzel, başından geçenleri şöyle anlattı; “İhraç edildiğim günden bugüne hiçbir şekilde ne savcılık ne idari ne emniyet tarafından ifademe başvurulmadı. Ben kendim açığa alındıktan sonra kendi kurumuma açığa alınma gerekçemi öğrenmek için başvurdum. Gelen cevap ‘bilgi veremiyoruz’ oldu. OHAL komisyonuna verdiğim dilekçe de farazidir. 1991 yılından beri Kamu Emekçileri Sendikası'nın kurucusuyum, yöneticilik yaptım, bu yaptıklarım suç ise bugüne kadar neden yargılanmadım, suç değilse neden ihraç edildim.”
Sürücü kursu sahibiyken tutuklanan ve bütün mallarına el konulan Süleyman Türk ise “Bana bundan sonra ne yapacaklar? Yapacakları hiçbir şey kalmadı, yapabilecekleri bütün zulümleri bana yaptılar. Eşim diyor ki ‘1 hafta, 1 litre ayçiçek yağı alamadım. Ben üç ay bir tüpümü değiştiremedim. Ben cezaevinde çok zulüm olduğunu söylüyordum ama çıkınca farklı olduğunu gördüm” dedi.
Bağlar Belediyesinde çalışırken ihraç edilen Ruşen adlı bir kadın ise HDP’ye tepkiliydi. HDP’nin KHK’lılara ilgisiz kaldığını söyleyen genç kadın şöyle konuştu; ”Ses çıkarın diyorsunuz. Biz çok ses çıkardık. Hakkınızı arayın diyorsunuz, biz hakkımızı çok aradık. Bizler İçişleri Bakanlığı'na yazdık, sendikalara yazdık, parti ile görüştük. Gerekli bütün komisyonlara başvurduk ama hiç kimse bizi ciddiye almadı. Herkes ‘gidin temiz belgesi’ alın diyordu. Temiz belgesini eline alan ‘ben temizim’ demeye başladı. Hiçbirimiz kirli değildik. Biz bu ülkenin çocuklarıyız. Bizler kamuda işçi olarak 12 yıl boyunca çalıştıysak, biz tertemiz insanlarız. Bizler hiçbir zaman muhatap bulamadık. Çıkarıldığım süre boyunca HDP’nin il ve ilçe ve Genel Merkez yöneticilerinden hiçbiri bize sahip çıkmadı.”
Eleştirileri dinleyen Gergerlioğlu, KHK’lara mücadeleye devam etmeleri önerisinde bulunarak, bu sürecin mutlaka sona ereceğini ifade etti.
