Erişilebilirlik

Kayyum Kararına Hukukçular Ne Diyor?


Kayyum atama kararının siyasi boyutları kadar hukuki yönleri da tartışmaya açıldı. Olayı ilk olarak gündeme getiren Batman Barosu avukatlarından Erkan Şenses oldu. Sosyal medya hesabından açıklama yapan Şenses, karara karşı yargı yolunun açık olduğunu söyledi.

Kararın iki ayda bir gözden geçirildiğini ifade eden Şenses, “Diyarbakır, Van ve Mardin Belediye başkanları görevden alınmadı, Belediye Kanunu’nun 47. maddesi uyarınca görevden uzaklaştırıldı. Görevden uzaklaştırma kararına karşı ise yargı yolu açıktır. Aynı maddeye göre görevden uzaklaştırma kararı iki ayda bir gözden geçirilir. Devamında kamu yararı bulunmayan görevden uzaklaştırma kararı kaldırılır. Ayrıca görevden uzaklaştırılan belediye başkanının belediye başkanı sıfatı devam eder. Buna göre ‘Görevden uzaklaştırılan belediye başkanına, görevden uzak kaldığı sürece aylık ödeneğinin 2/3’ü ödenir ve bu süre içinde diğer sosyal hak ve yardımlardan yararlanmaya devam eder” dedi.

Diyarbakır Barosu Avukatlarından Cihan İpek ise kararın tartışmalı olduğunu söyledi. VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan İpek, “Görevden uzaklaştırılıp yerlerine vekil atanan kişiler belediye başkanları değil, büyükşehir belediye başkanlarıdır. Büyükşehir belediye başkanları 5393 sayılı Belediye Kanunu’na değil, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’na tabidirler. 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nda 47. Madde diye bir madde yoktur. Olaya 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 47. maddesinin uygulanması ise başlı başına bir kanunsuzluk nedeni olup işlemi hukuken geçersiz kılmaktadır. Yine Anayasa’nın 127. maddesine göre mahalli idarelerin seçilmiş organlarının organlık sıfatını kaybetmeleri, ancak ve ancak yargı kararıyla olabilir. Aynı maddenin 3. fıkrasına göre ise, hakkında bir kovuşturma veya soruşturma olan mahalli idare yetkilileri haklarındaki kesin karara kadar İçişleri Bakanı’nın kararıyla geçici olarak ve iki ayla sınırlı olmak koşuluyla görevden uzaklaştırılabilir. Dolayısıyla Anayasa, İçişleri Bakanı’na böyle bir yetkiyi veriyor gibi görünse de bu yetki istisnai ve geçici bir yetkidir. Bu yetki çok nadir durumlarda, suçüstü hallerinde, ilgili kişi veya organların görevleriyle ilgili bir suça dair kullanılabilir. Bu durumda da geçici uzaklaştırma işlemi kesinlikle siyasi saiklerden uzak olmalı, işlemde sadece ve sadece kamu yararı gözetilmiş olmalıdır. Aksi durumda işlem amaç öğesi yönünden hukuka aykırı olur” dedi.

İpek, kararın hem ulusal hem uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunu savunarak, “İçişleri Bakanlığı’nın bu işlemi, ulusal mevzuat dışında ayrıca, Türkiye'nin de taraf olduğu ve 23 Aralık 2003 tarihinden itibaren yürürlükte olan, kamuoyunda ikiz sözleşmeler olarak bilinen Birleşmiş Milletler şartına bağlı, Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşmesi ile Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşmesi’ne de açıkça aykırıdır. Bu da yerelde insanların kendi kendilerini yönetmesi anlamına gelir. Bu sözleşmelerin denetim organı Birleşmiş Miletler İnsan Hakları Komitesi’dir. Kayyum atanan illerdeki seçmenler bu olayı rahatlıkla Birleşmiş Miletler İnsan Hakları Komitesi’ne götürebilirler. Yine konu Türkiye tarafından 21 Kasım 1988'de imzalayarak yürürlüğe koyduğu Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı bağlamında da ele alınmalıdır. Bu şarta göre yerel demokrasi ve özerklik meselesi ana meseledir” diye konuştu

STÜDYO VOA

Köprü kazasının ardından milyarlarca dolarlık tazminat bekleniyor – 28 Mart
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG