Erişilebilirlik

5 Kasım Amerikan Basınından Özetler


5 Kasım Amerikan Basınından Özetler
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:04:56 0:00

New York Times, birçok anketin Demokrat Parti’nin Temsilciler Meclisi’nde 35 sandalye elde edeceğini öngördüğünü, ancak anketlerin yanıltıcı olabileceğini yazıyor. Habere göre Demokrat Parti’nin Temsilciler Meclisi’nde çoğunluğu ele geçirmesi için 23 sandalye gerekiyor. Ancak birçok Kongre seçim bölgesinde yarış, başa baş gidiyor. Bu nedenle kararsız seçmenlerin son dakika sürprizleri ya da sandık başına gidecek seçmen sayısındaki ufak bir sapma, bazı kritik seçim bölgelerinde ibrenin farklı yöne kaymasına neden olabilir. Cumhuriyetçi Parti ise Temsilciler Meclisi’nde bazı yapısal avantajlara sahip. Örneğin Cumhuriyetçi Partili adaylar, Kongre seçim bölgelerinin sınırlarının partizan hatlar doğrultusunda çizilmesi nedeniyle daha çok Başkan Trump’a destek veren seçim bölgelerindeki sandalyeleri korumaya çalışıyor. Cumhuriyetçi Parti’nin elindeki coğrafi avantajın Senato’daysa daha net olduğu gözleniyor. Cumhuriyetçi adayların Trump’ın 2016 başkanlık yarışında en az dokuz puanla kazandığı eyaletlerde yedi Senato sandalyesinin üçünü alması, Cumhuriyetçi Parti’nin Senato’da çoğunluğu korumasına yetiyor.

Los Angeles Times ise 35 milyon seçmenin erken oy kullandığı Kongre ara seçimlerinde Demokrat Parti’nin Temsilciler Meclisi’nde çoğunluğu sağlayacağını, bazı kilit eyaletlerde valilik yarışını Demokrat adayların önde göğüsleyeceğini, Senato’daysa Cumhuriyetçi çoğunluğun korunacağını öngörüyor. Ancak gazete, tıpkı 2016 başkanlık seçimlerinde Donald Trump’ın sürpriz yapması gibi yarınki seçimlerde de beklenen sonuçların her iki yöne doğru değişme gösterebileceğini kaydediyor. Demokratlar’ın Trump’ın tabanını oluşturan mavi yakalı seçmenler tarafından ağır yenilgiye uğratılıp uğratılmayacağı, Demokratlar’ın Arizona ve Nevada gibi kritik eyaletlerdeki Senato seçimlerinde Latin kökenli seçmenleri sandık başına çekip çekemeyeceği, gazeteye göre seçimin sonucunu belirleyecek etkenlerden bazıları. Cumhuriyetçi seçmenlerin büyük çoğunluğu, Kongre ya da valilik seçimlerinde adayları birey olarak değerlendirmekten çok Trump’ın görüşleri doğrultusunda oy kullanıyor.

Washington Post ise Suudi Arabistan’ın yurt dışındaki muhaliflerin sesini kesmek için kullandığı adam kaçırma taktiğiyle ilgili bir değerlendirmeye yer veriyor. Gazete, sıradan muhaliflerden kraliyet ailesi üyelerine, Suudi Arabistan’ın yurt dışında bulunan muhalifleri saf dışı bırakmak için kullandığı bu taktiğin on yıllar öncesine dayandığını yazıyor. Ancak habere göre Veliaht Prens Muhammed Bin Selman, geçen yıldan beri muhaliflerini türlü yöntemlerle Suudi Arabistan içine çekmeyi resmi devlet politikası haline getirdi. Suudi hükümeti, bunun için muhalifleri kandırarak ülkeye geri dönmeye ikna etmeden dost bölge hükümetlerinden muhalifleri tutuklamasını talep etmeye ve hatta Avrupa’daki Suudi Arabistan vatandaşlarını kaçırmaya kadar birçok farklı taktiğe başvuruyor. Suudi hükümeti şimdiye kadar bazı muhalifleri otel odalarından kaçırdı, kimileriniyse içinde bulundukları uçakların rotalarını zorla değiştirterek Suudi Arabistan’a götürdü. Ülkeye geri götürülen birçok Suudi Arabistan vatandaşından bir daha haber alınamadı. Gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın İstanbul’daki Suudi Arabistan Konsolosluğu’nda geçen ay öldürülmesi ise tüm dikkatleri yeniden Suudi Arabistan’ın bu taktikleri üzerinde topladı. Gazete, Cemal Kaşıkçı’nın da meseleye dikkat çektiğini, hatta öldürülmeden birkaç ay önce Abu Dabi’de yaşayan Suudi Arabistanlı bir kadın hakları savunucusunun Suudi Arabistan’a zorla geri götürüldüğünü, burada tutuklandığını ve devlet medyasında vatan haini olarak ilan edildiğini anlattığını hatırlatıyor.

XS
SM
MD
LG