Washington Post, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın İstanbul’daki Suudi Arabistan Konsolosluğu’nda öldürülmesiyle ilgili açıklamasının ayrıntılarına yer veriyor. Gazete, Kaşıkçı’nın nasıl bir cinayete kurban gittiğiyle ilgili ilk kez bu kadar ayrıntılı açıklama yapıldığını, ancak Kaşıkçı’nın cesedine ne olduğuna ilişkin soruların hala yanıtsız kaldığını yazıyor. Gazetenin adını açıklamadığı bir Türk kaynaktan edindiği bilgiye göre üç günlük bir ziyaretten sonra ülkesine geri dönen Suudi Arabistan Başsavcısı Suud El Muceb, Kaşıkçı’nın cesedinin nerede olduğuna ilişkin hiçbir ipucu vermedi. Türk yetkili ayrıca İstanbul’a gelen Suudi yetkililerin amacının soruşturmaya katkı sağlamaktan çok Türk yetkililerin cinayeti işleyenler hakkında şimdiye kadar ne gibi kanıtlar elde ettiklerini öğrenmek olduğunu söyledi. Gazete, savcı İrfan Fidan’ın Suudi Arabistan Başsavcısı Suud El Muceb’in İstanbul’dan ayrılışının hemen ardından yaptığı açıklamada, Kaşıkçı’nın 2 Ekim’de konsolosluk binasına giriş yapar yapmaz boğularak öldürüldüğünü, cesedininse daha önceden planlandığı üzere ortadan kaldırıldığını duyurduğunu yazıyor. Öte yandan Cumhuriyet Başsavcılığı’nın dünkü açıklaması Kaşıkçı cinayetine kısmen ışık tutsa da birtakım kilit sorulara hala yanıt bulunabilmiş değil. Bu sorular arasında en çok öne çıkanlar Kaşıkçı’nın öldürülmesi emrini kimin verdiği ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın düzenlenen operasyondan haberi olup olmadığı. Batılı yetkililer, böylesi bir operasyonun Muhammed bin Selman’ın bilgisi dışında yapılmasının söz konusu olamayacağını kaydediyor.
New York Times, Suudi Arabistan’ın en büyük iki silah tedarikçisi Amerika ve İngiltere’nin Yemen’deki savaşta ateşkes ilan edilmesinin yollarını aradığını yazıyor. Gazete, gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesi ve Suudi Arabistan’ın Yemen’de bombardımanları yoğunlaştırması üzerine Amerika Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, İngiliz mevkidaşı Jeremy Hunt ve Amerika Savunma Bakanı Jim Mattis’in ateşkes çağrılarının arttığını bildiriyor. Suudi Arabistan’ın Arap dünyasının en yoksul ülkesi Yemen’e yönelik üç buçuk yıldır süren hava saldırıları, çok ciddi sivil kayıplara ve tahribata yol açtı. Mike Pompeo, yayınladığı açıklamada, öncelikle Yemen’deki Husi isyancıların Suudi Arabistan ve önde gelen müttefiki Birleşik Arap Emirlikleri’ne yönelik füze saldırılarını durdurması gerektiğini belirtti. Pompeo, buna karşılık olarak Suudi Arabistan’ın da Yemen’de nüfusun yüksek olduğu bölgelere düzenlediği hava saldırılarına son vermesi gerektiğini vurguladı. Gazete, Amerika’nın daha önce de Suudi Arabistan ve Yemen arasında müzakerelerin başlaması çağrısında bulunduğunu hatırlatıyor. Ancak Pompeo’nun son açıklaması, Amerika’nın şimdiye kadar Yemen’deki savaşla ilgili olarak yaptığı en açık ve net çağrı olarak tanımlanıyor. Savunma Bakanı Jim Mattis ise kısa süre önce Barış Enstitüsü’nde yaptığı konuşmada Yemen’deki trajedinin gün geçtikçe ağırlaştığını söyledi. Mattis, Yemen’de bir an önce barış yönünde harekete geçilmesi gerektiğini, bunun için yakın gelecekte değil, önümüzdeki 30 gün içinde somut adımlar atılması gerektiğini kaydetti. Gazete, şimdilik ne Suudi Arabistan’dan ne de Yemen’deki Hutiler’den ateşkese olumlu bakacaklarına dair herhangi bir işaret geldiğini yazıyor.
Wall Street Journal ise Amerika’da uzun yıllardır düşük seyreden enflasyon oranının Merkez Bankası’nın yüzde 2’lik hedefine yakınlaşması üzerine uçak biletinden boyaya son haftalarda hemen hemen her ürünün fiyatının yükselmeye başladığını bildiriyor. Habere göre ekonominin güçlü, işsizlik oranının düşük olduğu şu dönemde işgücü açığı ve ek gümrük vergilerinin artması, fiyatların yükselmesine yol açıyor. İktisatçılar, yüksek fiyatların ekonomik büyümeyi olumsuz etkileyebileceğini, enflasyonun yükselme trendine girmesininse Merkez Bankası’nın faiz artışına beklenenden daha hızlı gitmesine neden olabileceğini söylüyor. Habere göre havayolları, jet yakıtına geçen yıla kıyasla şu anda yüzde 40 daha fazla ücret ödüyor. Amerikan imalatçıları alüminyuma geçen yıla oranla yüzde 8, çeliğe ise yüzde 38 daha fazla ödemek zorunda. Bu da örneğin dizüstü bilgisayar ve tabletlerin fiyatlarının artmasına neden oldu. Eylül’de 200 milyar dolar tutarında ithal Çin malına yüzde 10 ek gümrük vergisi uygulaması getirilmesi ise ayakkabı ve çanta gibi deri ürünlerinden inşaat malzemelerine birçok ürünün fiyatının yükselmesiyle sonuçlandı. Gazetenin görüş aldığı bağımsız denetim, vergi ve danışmanlık hizmetleri firması Grant Thornton’dan baş ekonomist Diane Swonk, 2019’un ilk çeyreğinde enflasyon oranında tırmanma görüşeceğinin işaretleri olduğuna dikkat çekiyor.