Erişilebilirlik

Kaşıkçı’nın Nişanlısından ABD’ye Eleştiri


Öldürülen Suudi Arabistanlı gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın nişanlısı Hatice Cengiz, Trump yönetiminin Kaşıkçı cinayetine tepkisinin ”ahlaki temelden yoksun” olduğunu iddia etti.

Cengiz, Washington Post gazetesi için kaleme aldığı yazıda, ”Tüm ülkeler içinde en çok Amerika'nın suçluları adalet önüne çıkarma konusunda önderlik yapması gerekir” ifadelerini kullandı.

Cengiz, yazısına, ”Washington'da bazıları basit oyalama taktikleriyle bu meselenin unutulacağını umuyor. Ancak Cemal adına adaleti araması için Trump yönetimine baskı yapmaya devam edeceğiz. Bu olay örtbas edilemeyecek,” şeklinde devam etti.

New York Times ise iki kaynağa dayandırdığı haberinde, Beyaz Saray'ın Muhammed bin Selman'la 9 Ekim'de yapılan bir telefon görüşmesinden, Veliaht Prens'in, Kaşıkçı'yı tehlikeli bir İslamcı olarak gördüğünü bildiğini yazıyor. Gazete, bu telefon görüşmesinden, Beyaz Saray'ın, Muhammed bin Selman'ın Kaşıkçı'yı öldürtmek için olası bir gerekçeye sahip olduğunu bildiği sonucu çıkarıyor. Ancak Ortadoğu politikasının odak noktası olarak gördüğü Muhammed bin Selman'a şimdiye kadar ciddi yatırım yapmış olması, habere göre Trump yönetiminin Selman'ın gücünü kısıtlayamayacağı sonucuna varmasına neden oldu.

New York Times, bunun yerine Beyaz Saray'ın Kaşıkçı cinayetinin Muhammed bin Selman'ın ülkeyi yönetme becerisi üzerinde nereye kadar etkisi olacağının ve Veliaht Prens'in potansiyel zaaflarından ne gibi çıkarlar elde edilebileceğinin hesabını yapan Ortadoğu ülkelerine katıldığını yazıyor.

Amerika'da ikamet eden Kaşıkçı, Türk nişanlısıyla evlenebilmesi için gereken bir belgeyi almak üzere 2 Ekim günü İstanbul'daki Suudi Arabistan Konsolosluğu'na girmiş, kendisinden bir daha haber alınamamıştı.

Washington Post gazetesinde köşe yazıları yayınlanan Kaşıkçı, Suudi Arabistan'daki iktidarı eleştiriyordu. Kaşıkçı'nın konsolosluk binasında boğularak öldürüldüğü, cesedininse parçalandığı bildiriliyor. Nişanlısı Hatice Cengiz, cinayetle ilgili olarak kaleme aldığı yazısında, ”Bu nefretin hiçbir açıklaması yok,” ifadesini kullandı.

Cengiz yazısına şöyle devam ediyor: ”Hükümetler, kendilerine şu temel soruyu yöneltmeli:‘Dünyadaki demokrasiler kendi vatandaşları arasında da infiale yol açan bu küstah eylemin faillerini adalet önüne çıkarmak için gereken samimi adımları atmazlarsa geriye ellerinde nasıl bir ahlaki otorite kalmış demektir? Bundan böyle kimin özgürlüğünü ve insan haklarını inandırıcı biçimde savunmaya devam edebilirler”

Cengiz, Washington Post'taki yazısında ayrıca nişanlısını en son gördüğü 2 Ekim'in üzerinden tam bir ay geçtiğine, bugünün tarihi olan 2 Kasım'ın ise Birleşmiş Milletler'in Gazetecilere Karşı İşlenen Suçların Cezasız Kalmasına Son Verme Günü olduğuna dikkat çekti. Cengiz, bu rastlantının ”trajik ve acı” olduğunu kaydetti.

STÜDYO VOA

Trump’a ‘sus payı davası’ öncesinde konuşma yasağı – 27 Mart
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG