Erişilebilirlik

Kapanmalar Hava Kirliliğini Beklenen Seviyede Gidermedi 


Hindistan'ın başkenti Yeni Delhi
Hindistan'ın başkenti Yeni Delhi

Corona salgınıyla mücadele kapsamında alınan kapanma önlemleri sayesinde dünyanın hava kirliliği en yoğun bazı kentlerinin havası temizlendi.

Ancak bu olumlu değişim, her kentte yaşanmadı. Hava kalitesinde iyileşmeler olsa da bazı kentlerin havası insan sağlığını olumsuz etkileyecek ölçüde kirli kalmaya devam etti.

Hava kirliliği oranlarında ciddi düşüşler olduğuna ilişkin ilk raporlardan sonra uzmanlar, verileri daha derinlemesine inceliyor. Elde edilen bulgular, hava kalitesindeki iyileşmenin beklenenden az olduğu yönünde. İyileşme oranlarıysa kentten kente büyük farklılıklar gösteriyor.

Corona virüsü, ilk kez ortaya çıktığı Wuhan'da ve Çin'in başka kentlerinde 2020 yılının başında hızla yayılırken Çin hükümeti, ilk geniş kapsamlı kapanma önlemlerini uygulamaya koymuştu. Kentlerdeki trafik tıkanıklıkları ortadan kalkmış, uydular fosil yakıtların yol açtığı azot dioksit kirliliğinde ciddi düşüşler olduğunu kaydetmişti.

Dünyadaki başka kentler de pandemi yayıldıkça alınan sıkı önlemler nedeniyle hava kirliliği oranlarında benzer düşüşler yaşamaya başlamıştı.

Hava olayları hava kirliliğini nasıl etkiliyor?

Ancak kapanma önlemlerinin hava kirliliğinin azalmasından ne kadar sorumlu olduğunu belirlemek zor. Bunun nedeni, atmosfer olaylarının hava kirliliği üzerinde belirleyici etkisinin olması. Rüzgarlı bir gün, bir kentin havasını temizlemeye yeterken durgun ve nemli bir gün, kirliliği arttırabilir.

Birmingham Üniversitesi'nden atmosfer kimyası profesörü Zongbo Shi ve meslektaşları, makina öğrenimi teknolojisini kullanarak hava kalitesiyle ilgili verilerde atmosfer olaylarının etkisini saf dışı bırakan bir denklem geliştirdi. Çalışmanın sonuçları Science Advances dergisinde yayınlandı.

Zongbo Shi ve ekibi, hava kirliliğinin azaldığının doğru olduğunu, ancak bu gelişmenin beklenenden düşük seviyede gerçekleştiğini ortaya koydu. Örneğin Wuhan'daki kapanmadan sonra azot dioksit oranı yüzde 90'dan fazla azaldı. Ancak uzmanlar, hava olaylarının etkisini denklemden çıkarınca kapanmanın bu azalmadaki etkisinin bu oranın sadece üçte biri kadar olduğunu ortaya çıkardı.

Bunun nedeni, kapanmadan sonra yaşamla ilgili faaliyetlerin tamamen durmamış olması. Örneğin Londra'da binek otomobili trafiği yüzde 80 oranında azalsa da nakliye kamyonlar ve diğer ağır motorlu araçların trafiğinde sadece yüzde 30 ila 40 oranında azalma oldu.

İş gücünün büyük kısmının evden çalışmaya yönelmesiyle elektrik enerjisi tüketiminde sadece az oranda azalma kaydedildi. Bu nedenle enerji santralları kaynaklı karbon salınımı da azalmadı.

Öte yandan azot dioksit oranı azalırken diğer tehlikeli kimyasal seviyelerinda artış oldu.

Ozon seviyesinde görülen artış

Hava kirliliğine yol açan kimyasallardan ozon, azot dioksit oranı azaldığında artıyor. Ancak birçok uzman, pandemi sürecindeki kapanmalar sırasında bunun etkisinin ne kadar büyük olduğunun ortaya çıkması karşısında şaşkınlık yaşadı.

Science dergisinde yayınlanan bir araştırma, 2020 yılı Ocak ayı sonu ve Şubat ayı başında Çin'in kuzeyinde aşırı yüksek seviyede ozon ve küçük parçacık kirliliği tespit etti.

Durgun hava ve yüksek nem oranı gibi kötü hava şartlarının düşük azot dioksit salınımıyla birleşmesi, durumu daha da kötüleştiriyor.

Araştırmanın yazarlarından California Teknoloji Enstitüsü atmosfer bilimi uzmanı Yuan Wang, "Azot dioksit salınımında daha önce eşine rastlanmamış seviyede azalma olduğunu görüyoruz. Ancak aynı zamanda normalden daha kötü hava kirliliğiyle karşılaşıyoruz. Bu sonucu beklemiyorduk" diyor.

Delaware Üniversitesi'nden iklim bilimci Cristina Archer, PM2.5 olarak da bilinen küçük parçacık kirliliğinin Amerika'nın birçok yerinde arttığını söylüyor.

Archer ve meslektaşlarının Bulletin of Atmospheric Science and Technology dergisinde yayınladıkları araştırma, azot dioksit seviyesinin Amerika çapında azaldığını ortaya koyuyor.

Öğrenilecek çok şey var

Azot dioksit oranındaki azalmanın beklenenden düşük olmasına yol açan unsurlar, Cristina Archer'a göre ozon ve küçük parçacık kirliliğini de etkiliyor. Archer, bu konuda, "Araç trafiği çok azalmıştı. Ancak mazot kullanan nakliye kamyonları azalmamıştı. Enerji santralları etkilenmemişti" diyor.

Öte yandan havadaki kimyasal maddeler birbirleriyle tepkimeye girerek uzmanların henüz tam anlayamadığı nedenlerden ötürü parçacık kirliliğine yol açıyor. Etkenlerin birinde yapılacak küçük değişiklikler, başka bir etken üzerinde büyük değişikliklere yol açabiliyor. Uzmanlar, Corona pandemisi dönemindeki kapanmalar sırasında neler olduğunu çok uzun yıllar boyunca tartışacaklarını söylüyor.

Bazı kentlerdeyse tüm etkenler birbiriyle uyum içine girdi. Örneğin Los Angeles'ta yaşayanlar, uzun yıllar sonra ilk kez bu yıl gökyüzünü masmavi gördü.

Ancak modern tarihin ekonomiye en çok zararı veren olayı pandemi, Pekin ve Delhi gibi kentlerde hava kalitesini sağlıklı seviyelere çıkarmaya yetmedi.

Birmingham Üniversitesi'nden Zongbo Shi, temiz hava solumak için hayat tarzında çok daha köklü değişiklikler yapılması gerektiğinin altını çiziyor.

STÜDYO VOA

Trump’a ‘sus payı davası’ öncesinde konuşma yasağı – 27 Mart
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG