Erişilebilirlik

Kalp ve Damar Hastalıkları Korkutuyor


Kalp ve Damar Hastalıkları Korkutuyor
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:01:51 0:00
PAD olarak bilinen, kalp ve beyin dışındaki damarlarda görülen hastalığa yakalananların sayısı son 10 yılda yüzde 25 oranında arttı. Bu hastalığa yakalananların, kalp krizi ve felç riski daha yüksek. Düşük ve orta gelirli ülkelerde daha çok rastlanan hastalık, geri dönüşü imkansız hasar bırakıyor.

Kalp ve beyin dışındaki bölgelerdeki damar hastalıklarına yani PAD’ye yakalananların çoğu bunun farkında bile değil ama hastalık, kalp krizi ve felç olasılığını ciddi oranda arttırıyor.

Uzmanlar, felç geçiren hastaların PAD hastalığıyla birlikte, bir kaç yıl içinde ikinci kez felç, kalp krizi geçirme, hatta ölüm riskinin 3 kat arttığını söylüyor.

PAD, vücuttaki yağ oluşumlarının damarlarda birikmesinin bacak ve ayaklara kan akışını kısıtlamasıyla ortaya çıkan bir dolaşım sorunu.

Hastalık yürüme yetisini ciddi oranda sınırlayabiliyor. Dokuların ölmesi sonucu kangren oluşarak bacağın kesilmesini gerektirebiliyor.

Araştırmalar, PAD hastalığının dünyanın her yerinde artışta olduğunu gösteriyor. Ancak bugüne dek hastalığın yaygınlığıyla ilgili küresel bir çalışma yoktu. Bu konudaki ilk çalışma, Lancet tıp dergisinde yayımlandı.

Edinburgh Üniversitesi’ndeki uzmanlar tarafından yapılan çalışmayı, Doktor Alan Hirch skype aracılığıyla yorumladı: “PAD hastalığının neden bu kadar yaygın olduğu ve giderek arttığını ortaya koyan tek bir çalışma bile yok. Ama bu raporu yazan uzmanlar, sigara, yüksek tansiyon, diyabet ve yüksek kolesterol gibi risk faktörlerinin aynı anda bulunmasının damar tıkanıklıklarına yolaçtığını ortaya koydular.”

Ancak doktor Hirsch, bu risk faktörlerinden özellikle birine dikkat çekiyor: “En ciddi etken kuşkusuz tütün ve onun her türü.”

Araştırma, kalp ve beyin dışındaki damarları etkileyen bu hastalığa sahip kişilerin yüzde 70’ini oluşturan nüfusun Güney Asya ve Büyük Okyanus çevresindeki düşük ve orta gelirli ülkelerde yaşadığını ortaya koyuyor.

Hirsch bu çalışmanın sağlık yetkililerini harekete geçirecek acil bir çağrı niteliği taşıdığını vurguluyor: “Bir hastalık bu kadar yaygınsa, yapılması gereken önlem almaktır. Önlem almanın ilk adımı da riskin farkına varmaktır.”

Doktor Hirsch’e göre asıl kilit nokta kişileri kötü alışkanlıkları bırakmaya ikna etmek. Bunun için de çeyrek milyar kişiyi etkileyen bir salgın için yerel ulusal ve uluslararası tüm yetkililerin derhal harekete geçmesi gerekiyor.

STÜDYO VOA

Trump’a ‘sus payı davası’ öncesinde konuşma yasağı – 27 Mart
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG