İYİ Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Meral Akşener, ekonomi alanındaki seçim vaadi paketini Eski Merkez Bankası Durmuş Yılmaz’la birlikte açıklayarak, vatandaşlara ait borçları kapatmak amacıyla ‘Türkiye Dayanışma Fonu’ kuracaklarını açıkladı.
Akşener, bugün düzenlediği basın toplantısında, İYİ Parti olarak ekonomideki önceliklerini kamuoyu ile paylaştı. “Borç kaderin değil, sileceğiz” sloganıyla yola çıktıklarını vurgulayan Akşener, Türkiye’deki özel tüketim harcamalarının yüzde 20’sinin borçla yapıldığını belirterek, “Her 10 kişiden 8’i borçlu. Türkiye, dünyanın en borçlu ülkesidir. Kapısına dayanan haciz memurunun baskısı altında evinin ihtiyaçlarını karşılayamayan anne ve babalar bunalıma girmiştir. Türkiye’de son 15 yılda hane halkının toplam borcu tam 75 kat artarak bugün 550 milyar TL’ye ulaşmıştır. Bu borçların yarısı, konut ve taşıt kredilerinin dışında, tüketime yönelik kredilerdir. Üstelik bu rakamlara vatandaşlarımızın senet vererek yaptığı tüketim ve eş-dost-akrabadan aldığı borçlar dahil değildir. Bankalar Birliği verilerine göre bugün Türkiye’de yaklaşık 30 milyon bireysel kredi borçlusu vardır” dedi.
Türkiye’de borçları nedeniyle borç kısır döngüsü içerisinde yaşayan yaklaşık 4,5 milyon insan bulunduğunu kaydeden Akşener, bu borçlanma döngüsüne son vermek amacıyla bir sosyal dayanışma fonuna ihtiyaç olduğunu ve ilk aşamada asgari ücretle çalışanlarla işsizlerin borçlarını sileceklerini açıkladı. Akşener, bunun iktidar olduklarında ekonomi alanında yapacakları ilkler arasında yer aldığını vurgulayarak, özetle vaatlerini şöyle anlattı: “Cumhurbaşkanı olup göreve geldiğimizde ilk 100 gün içerisinde, hiç vakit kaybetmeden Türkiye Dayanışma Fonu'nu kuracağız. 30 Nisan 2018 itibariyle borçları yasal takibe ya da yakın takibe alınmış olan, ve de borçları tahsilat şirketlerine satılmış olan vatandaşlarımızın tüketici kredisi, kredi kartı ve kredili mevduat hesaplarından doğan borçlarını satın alacağız. Düşük gelirli vatandaşlarımız ve öğrencilerimize ait borçların en az yüzde 80’ini sileceğiz. Kalan borçlarını faizsiz 10 yıla kadar taksitle ödeyebilecekler. Ayrıca şehit ve gazi ailelerinin bu durumdaki tüm borçlarını sileceğiz. Vatan onlara çok şey borçludur. En azından bunu yapmalıyız.”
Bu noktada özellikle iktidardan (AKP’den) kendilerine “Parayı nereden bulacaksanız?” sorusu gelebileceğini de belirten Akşener, “Son kuruşuna kadar maliyetini hesapladık. Bir defalık olma üzere bütçeye maliyeti 8 milyar TL olacak. Borcunu taksitle ödeyecek vatandaşlarımızın ödemeleri düşülürse maliyetin daha düşük olacağı açıktır. Halkın yüzde 80’i ödeyemeyeceği borçların altında ezilirken, Saray’a tanesi 1.500 liralık kadehleri nasıl aldınız? Yandaş işadamlarına verilen ihalelerin parasını nereden bulundu? Suriyeli misafirlerimize 10 milyar dolar nereden bulundu? 2007-2017 yılları arasında örtülü ödenekten tam 12 milyar TL harcadılar. İlk 3 ayda harcadıkları 550 milyon lira. Makam aracı ve taşıt kiralamaya toplam 3 milyar TL harcadılar” diye konuştu. Akşener, bir dönem kiralık makam araçları için Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in “fındık-fıstık parası” dediğini de sözlerine ekledi.
Eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz da, Türkiye Dayanışma Fonu’nun, Kore’deki Ulusal Mutluluk Fonu’yla benzerliğini de vurgulayarak, ülke ekonomisi açısından nasıl bir borçlanma durumuna gelindiğini anlattı. Türkiye’de hangi illerde tüketici kredisinde ciddi artışlar gözlendiğini de aktaran Yılmaz, Adana, Diyarbakır, Batman, Gaziantep örneklerini ifade etti.
Bağcılar için İçişleri’ne çağrı yaptı
Bu arada Meral Akşener, öğleden sonra İstanbul – Bağcılar’da dün gece saldırıya uğrayan İYİ Parti’nin Cumhurbaşkanlığı adaylığı için imza toplama çalışması yürüten ilçe merkezini ziyaret etti. Akşener, “Bu müessif olayı elbette kınıyorum. Tesellimiz herhangi bir can kaybının bulunmamış olması. Türkiye sadece bir seçime giriyor. Türkiye savaşa gitmiyor. Türkiye’de yaşayan insanların siyasi görüşlerinden bağımsız can güvenlikleri, mal güvenlikleri ve her şeyleri bu ülkeyi yöneten iktidarın ve devletimizin garantisi altındadır, emaneti altındadır. Buradan Sayın İçişleri Bakanı’na, Başbakan’ı geçtik Sayın Cumhurbaşkanı’na sesleniyorum. Derhal, hukuki ve adli konuları çok sıkı takip etmelerini, benim de şahsen bu konuyu sıkıca takip edeceğimi sizler aracılığıyla iletmek isterim. Hastanede yatan 2 arkadaşımız var. 9 kişi yaralı 1’si ağır. Diğeri nispeten daha iyi, hastanede yatıyorlar. 7 arkadaşımız ayakta tedavi olarak çıktılar. Bu kabul edilebilir bir şey değildir” dedi.
