Erişilebilirlik

İstanbul’daki Kayıtsız Suriyeliler Kayıtlı Oldukları İllere Gönderilecek


İstanbul Valiliği, düzensiz göçle mücadele çalışmaları çerçevesinde ‘geçici koruma’ kapsamında olmakla birlikte, İstanbul ilinde kaydı olmayan Suriye uyruklu yabancıların, kayıtlı bulundukları Türkiye’deki diğer illere geri dönmeleri için 20 Ağustos 2019 tarihine kadar süre verildiğini açıkladı.

İstanbul’da yasal ikamet hakkı bulunan yabancıların, yaşanabilecek mağduriyetlerin önlenebilmesi amacıyla kolluk kuvvetleri tarafından yapılan kontrol ve denetimlerde göstermek üzere pasaport ve/veya Geçici Koruma Kimlik Belgelerini yanlarında bulundurmalarını talep eden İstanbul Valiliği, otogar, gar, hava limanları ve tüm ulaşım vasıtalarında, ‘sürekli’ olarak yapılacak ‘Yol İzin Belgesi’ kontrollerinde geçerli belgesi olmayan geçici koruma kapsamındaki Suriyeli misafirlerin kayıtlı olduğu illere geri gönderileceğinin altını çizdi.

İstanbul’daki Suriyeli sayısı kaça ulaştı?

Valilik, İstanbul’ da ‘ikamet izinli’ 522.381 yabancı uyruklu, ‘geçici koruma kapsamında 547.479 Suriyeli misafir olmak üzere toplam 1.069.860 kayıtlı yabancı bulunduğu bilgisini de verdi.

Resmi rakamlar İstanbul’da 547 bin civarında Suriyeli olduğunu söylese de 31 Mart Seçimleri öncesi Hürriyet gazetesinden Ertuğrul Özkök’e konuşan eski TBMM Başkanı ve son yerel seçimlerde AKP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı Binali Yıldırım, ‘‘İstanbul’da 700 bin civarında Suriyeli var. Bunun dışında 100 bin de diğer ülkelerden gelen var. Afganistan’dan, Bangladeş’ten, İran’dan vesaire’’ demişti.

Ancak araştırmacılar, İstanbul’da yaşayan Suriyelilerin tam olarak bilinemediğini söylüyor.

İstanbul’da Suriyelilerle ilgili yeni tasarrufun nedeni AB ile yaşanan anlaşmazlık mı?

İstanbul Valiliği’nin bu açıklaması, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun ‘‘AB ile Geri Kabul Antlaşması ve vize serbestisi aynı anda yürürlüğe girecek, Geri Kabul Anlaşması’nı askıya aldık" şeklindeki sözlerinden hemen sonra gelmesi dikkat çekti.

Aslında Avrupa Birliği Komisyonu’nun 2018 yılı Türkiye Raporu, AB’nin vize muafiyeti hususuna ilişkin gereken adımları atmamış olması dayanak gösterilerek söz konusu antlaşmanın Türkiye tarafından uygulanmadığını dile getirmişti.

Bu noktada, "İstanbul Valiliği’nin kentte kaydı bulunmayan Suriyelilerin İstanbul’dan gönderileceğini açıklaması, AB ile yaşanan sorunlarla ilgili olabilir mi?" sorusu öne çıkıyor.

Doçent Danış: ‘‘Türkiye eğitimli ve iş sahibi Suriyelilere vatandaşlık veriyor, diğerlerinden kurtulmaya çalışıyor’’

VOA Türkçe muhabirinin sorularını yanıtlayan Galatasaray Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi Didem Danış, Valilik açıklamasıyla AB ile imzalanan Geri Kabul Antlaşması’nın dolaylı ilgili olduğu görüşünü dile getirdi.

Göç Araştırmaları Derneği Kurucu Başkanı da olan Doçent Danış şunları söyledi:

‘Valilik açıklamasının doğrudan AB ile ilgisi yok. Zaten Geri Kabul Anlaşması uzun zamandır uygulanmıyor. Geri Kabul Anlaşması'nın imzalanmış olması geçişleri engellemek için yeterli oldu. AB o antlaşmayla çok ucuza 'mülteci yükünden' kurtuldu. Mültecilerin AB’ye gidişi anlaşma sonrası Türkiye’nin aldığı önlemlerle bıçak gibi kesildi; Avrupa ana karasına geçmek çok daha riskli, pahalı ve ölümcül hale geldi. Bu anlaşmanın kazananı Almanya ve Fransa gibi merkez ülkeler oldu. Aslında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu çok kısa süre önce göç meselesine dair 'Bu konuda Avrupa’nın bizi yalnız bıraktığı aşikardır. Sırt sıvazlamayla olmaz. Türkiye bu işi kararlılıkla yürütmezse Avrupa’daki hiçbir hükümet 6 ay dayanamaz. İsterlerse deneyelim’ dedi. Bu demeçle, Türkiye AB’ye ‘geri göndermeler konusunda işime karışma’ mesajı veriyor. Bana kalırsa yetkililer uzun zamandır bu adımı atmak istiyordu ancak seçimler yüzünden erteliyordu. İstanbul seçimlerinden sonra sokakta kimlik kontrollerine ve sınır dışı işlemlerine başlandı. Suriyeliler arasında çok ciddi tedirginlik yarattı bu haber. Bugün İstanbul Valiliği’nden bu uygulamanın 20 Ağustos’a kadar ertelendiği haberi geldi. Hükümet oldukça çelişkili politikalar uyguluyor, bir yandan eğitimlilere, iş sahibi olanlara vatandaşlık veriyor, diğer yandan yoksul kesimlerden kurtulmaya çalışıyor. Daha üç ay önce Cumhurbaşkanı Memur-Sen toplantısında 'Suriyelileri yedirmeye içirmeye devam edeceğiz' demişti. O günden bu yana ne değişti?"

‘‘İstanbul’daki Suriyeliler görünmez kılınmaya çalışılıyor, lütuf söylemi benimsendiğinden Suriyeliler haklarını arayamıyor’’

Galatasaray Üniversitesi öğretim üyesine göre, Suriyelilerle ilgili alınan bu karar etkisini her geçen gün arttıran ekonomik krizle ilgili.

‘‘Türkiye’de oldukça ağır bir ekonomik kriz yaşanıyor. Seçim sonrası bu krizin en çok hissedildiği ve tepkilerin en yüksek sesle dile geldiği yer olan İstanbul’da Suriyeli mültecileri görünmez kılmak istiyorlar. Hükümet bugüne kadar mülteciler konusunda diyalog ve toplumsal uzlaşı politikası uygulama yoluna gitmedi. Suriyeli mültecilere yönelik tepkiyi baskıyla susturmayı tercih etti. Halbuki farklı aktörlerle iletişim halinde kamuoyunun rızası alınarak yönetilebilirdi. Bu tepeden inmeci yönetim, şimdiye kadar zaman zaman yaşanan sert patlamaların önüne geçebildi. Urfa’da, Antep’te linç girişimleri oldu. O zamanlar Cumhurbaşkanı ve yetkililer doğrudan müdahale ederek bu sokağa dökülen kesimleri içeri soktu. Şimdi mülteci yanlısı bu tutumda 180 derece değişim olduğunu görüyoruz. Maalesef bugüne kadar hak temelli bir düzen kurulmadığı, lütuf ve misafirperverlik söylemi benimsendiği için bugün Suriyeliler hakkını arayamıyor. Daha da acısı, sivil toplum çok zayıflamış olduğu için bugün Suriyelilerin hakkını savunacak kimse yok Türkiye’de."

Çorabatır: ‘‘Hükümet, Suriyelilerin İstanbul’da daha az görünür olmaları için caydırıcı önlemler almaya çalışıyor’’

İltica ve Göç Araştırmaları Merkezi Başkanı Metin Çorabatır da Danış gibi İstanbul’da kayıtlı olmayan Suriyelilerle ilgili atılan adımı ‘görünmez kılmak’ ve ‘caydırmak’ kavramlarıyla açıklıyor.

VOA Türkçe'ye değerlendirmelerde bulunan Çorabatır, ‘‘Türkiye, Suriyelilerin kayıtlı oldukları şehirde kalma şartını AB ile yaptığı mutabakat çerçevesinde getirmişti. Suriyeliler ancak kayıtlı olduğu şehirlerde olmaları halinde sağlık ve eğitim hizmetlerinden yararlanıyor ve iş izni başvuruları yapabiliyorlardı. Ancak kaldıkları yerlerde iş imkanı az olunca onların bir bölümü en çok işin olduğu İstanbul’a geldi. Çünkü Türkiye’nin en büyük kentinde herkese göre iş var. Ancak nefret söylemi ve dezenformasyon çok arttı. Böylece hükümet onların İstanbul’da daha az görünür olmaları için caydırıcı önlemler almaya çalışıyor. Ben AB ile bunun ilgisi olduğunu düşünmüyorum. Belki de AB ile Türkiye arasında en çalışan alan Suriyeliler konusuydu’’ dedi.

STÜDYO VOA

Trump’a ‘sus payı davası’ öncesinde konuşma yasağı – 27 Mart
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG