Erişilebilirlik

“İsrail-BAE Barışı Dış Politika Başarısı”


Başkan Donald Trump, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ve Abu Dhabi Veliaht Prensi’nin ortak açıklamayla duyurduğu İsrail ve Birleşik Arap Emirlikleri arasındaki barış anlaşması ne anlama geliyor? Uzmanlar, anlaşmanın ABD açısından bir dış politika başarısı olduğunu belirtiyor.

1979’da Mısır’la, 1994 yılında da Ürdün’le barış anlaşmalarına imza atan İsrail, ilişkilerin normalleşmesini öngören barış anlaşmasıyla bu ülkelere Birleşik Arap Emirlikleri’ni de ekledi.

ABD Başkanı Donald Trump’ın arabuluculuğunda sağlanan anlaşma kapsamında, İsrail işgal altındaki Batı Şeria topraklarını ilhak etme planını askıya almayı kabul etti. Anlaşmanın aynı zamanda Ortadoğu’da BAE, İsrail ve ABD’nin önemli bir tehdit olarak gördüğü İran’a karşı bir denge oluşturan ülkeler grubunu da güçlendirdiği yorumu yapılıyor.

Trump yönetimi bir süredir Ortadoğu barış planı üzerinde çalışıyordu. Başkan Trump’ın damadı ve üst düzey danışmanı olan Jared Kushner’ın öncülüğünde hazırlanan ve Barış Vizyonu adını taşıyan planın unsurları geçtiğimiz Ocak ayında açıklanmıştı.

Birleşik Arap Emirlikleri Dışişleri Bakanı Enver Gargaş, Filistin topraklarının İsrail tarafından ilhak edilmesinin bölgede barış umutlarını sona erdireceğini söyledi. Anlaşmanın ardından Sky News Arabia’ya konuşan Gargaş, BAE’nin bu anlaşmayla iki devletli çözümü tehdit eden saatli bir bombayı etkisiz hale getirdiğini savundu.

ABD’de her iki partiden İsrail-BAE barışına destek

Trump yönetiminin İsrail ve BAE arasındaki ilişkilerin normalleşmesine önayak olmasına hem Cumhuriyetçi hem de Demokrat Parti’nin önde gelen isimlerinden destek geldi.

Cumhuriyetçiler’in çoğunlukta olduğu Senato Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Jim Risch yaptığı yazılı açıklamada, “İsrail ve BAE arasında diplomatik ilişkilerin normalleşmesine yönelik tarihi anlaşmayı alkışlıyorum. Bu anlaşmanın Ortadoğu’daki ilişkileri köklü bir şekilde iyileştirme potansiyeli bulunuyor. Başkan ve Jared Kushner bu konu üzerine uzun zamandır çalışıyor ve bu kapsamlı anlaşmaya varılması konusunda gösterdikleri liderlik takdir edilmeli. Arap dünyası ve Müslüman dünyasında diğer ülkelerin de BAE’yi örnek aldığını görmeyi umuyorum” ifadelerini kullandı.

Demokratlar’ın ağırlıkta olduğu Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu Başkanı Eliot Engel de yaptığı yazılı açıklamada, “Her iki ülkeyi de güçlendirecek olumlu bir adım. Bölgede istikrara ve barışa katkı sağlayacak. Bu yeni açılımın normalleşme konusunda diğer ülkelere de cesaret vermesi ve Filistinliler’i barışa bir şans tanınması konusunda motive etmesini umuyorum. İsrail’in etrafında, Yahudi devletinin Ortadoğu’da kalıcı bir yere sahip olduğunu kabul eden silahtan arındırılmış, demokratik bir Filistin devleti dahil olmak üzere barışçı komşuların olduğu günü sabırsızlıkla bekliyorum” dedi.

Demokrat Parti’nin başkan adayı Joe Biden da normalleşme anlaşmasına destek verdi. Yaptığı yazılı açıklamada, “İsrail ve BAE’nin Ortadoğu’da derin ayrılıkların üstesinden gelmek amacıyla tarihi bir adım attıklarını belirten Biden, BAE’nin İsrail Devleti’ni açıkça tanıma teklifi memnun edici, cesur ve son derece ihtiyaç duyulan bir devlet adamlığı örneğidir. Aynı zamanda İsrail’in Ortadoğu’nun canlı ve ayrılmaz bir parçası olduğunun kabul edilmesidir. İsrail kendisine kucak açan her ülke için değerli bir stratejik ve ekonomik ortaktır” ifadelerini kullandı.

“Sürpriz ve olumlu bir gelişme olarak görülmeli”

Peki uzmanlar İsrail ve Birleşik Arap Emirlikleri arasındaki anlaşmayı nasıl değerlendiriyor? Barack Obama döneminde özel danışman olarak görev yapan Washington Enstitüsü’nden Dennis Ross Washington Post için kaleme aldığı yazıda, iki ülke arasındaki barış anlaşmasının İsrail’in Batı Şeria’daki toprakları ilhak etmesini durdurmanın tek yolu olduğunun açık olduğunu belirtti.

Ross yazısında, “Bu adımın iki devletli çözüm seçeneğini (yakın zamanda olmayacak olsa bile) koruyacağını ve İran’ın (ve muhtemelen Türkiye’nin de) ilhakın yol açacağı öfke ve tepkiden yararlanmasını engelleyeceklerini anlamışa benziyorlar” değerlendirmesinde bulundu.

“Ürdün de F-16'ları İsrail ile barış sağlayana kadar alamamıştı”

BAE’nin Trump yönetimine Batı Şeria’nın ilhak edilmemesi karşılığında İsrail ile barış sağlamayı teklif ettiğini belirten Dennis Ross, konuştuğu yetkililerin “BAE’nin Trump yönetimiyle yaptığı görüşmelerden İsrail ile sağlanacak resmi barışın kendisine daha önce erişim sağlayamadığı gelişmiş drone’lar gibi ABD silahlarına erişim sağlayacağını anladığını” söylediğini belirtiyor.

Dennis Ross bu bağlamda, Ürdün’ün de İsrail ile barışı sağlayana kadar ABD’den F-16 savaş uçaklarını alamadığına da dikkat çekiyor.

Dennis Ross, ABD’de siyasi partilerin duruşlarının iyice keskinleşmeye başladığı bu dönemde, İsrail ve BAE arasında sağlanan barışın "sürpriz bir olumlu gelişme" olarak görülmesi gerektiğini ifade ediyor.

“Anlaşma Trump yönetimi için bir dış politika başarısı”

İsrail’deki düşünce kuruluşu Bölgesel Dış Politikalar İsrail Enstitüsü’nden (MITVIM) uzman Gabriel Mitchell, İsrail ve BAE arasında sağlanan barışın Trump yönetimi için bir dış politika başarısı, İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu için de bir halkla ilişkiler kazanımı olduğu görüşünü dile getirdi.

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Mitchell, “Haberlerden anladığımız kadarıyla, iki ülke arasındaki anlaşma iki aydır devam eden görüşmelerin bir sonucu. Anlaşmanın zamanlaması konusuna ilişkin net bir yorum yapamam; ancak bu Trump yönetimi açısından önemli bir dış politika başarısı. Aynı zamanda içerde koalisyon sorunları ve halk desteğinin düşmesi gibi zorluklarla uğraşan İsrail Başbakanı açısından bir halkla ilişkiler kazanımı” diyor.

İki ülke arasında sağlanan barışı İran açısından da değerlendiren Gabriel Mitchell, “İran tehdidinin son 10 yıl içinde İsrail ve Körfez ülkeleri arasında daha sıcak ilişkilerin önünü açtığı doğru olsa da, iki ülke arasında varılan bu anlaşmanın Birleşik Arap Emirlikleri’nin İsrail ve ABD ile ilişkileri güçlendirme ve İsrail’in Batı Şeria topraklarını ilhakını önleme çabasının doğrudan bir sonucu olduğu kanısındayım” ifadelerini kullandı.

  • 16x9 Image

    Begüm Dönmez Ersöz

    Begüm Dönmez Ersöz medyadaki kariyerine 2006’daki İsrail-Lübnan savaşı sırasında CNN Türk’te simultane tercüman ve muhabir olarak başladı. 2014-2018 yılları arasında dış haber müdürü olarak görev yaptığı kanalda dış politika ve uluslararası diplomasiye ilişkin haberler hazırladı, özel röportajlar yaptı. IŞİD’le mücadele operasyonları döneminde çatışma bölgeleri dahil sahadaki ekibi yönlendirdi, ABD’de başkanlık seçimleri gibi özel yayınları yönetti. Merkezi Atlanta’da bulunan CNN’in editoryal, liderlik ve dijital gazetecilik programlarına katıldı. Boğaziçi Üniversitesi’nin gururlu mezunlarından. Begüm Dönmez Ersöz 2018’de göreve başladığı VOA Türkçe’de ABD dış ve iç siyasetinden uluslararası diplomasiye uzanan geniş bir alanda haber, röportaj ve yayın yapıyor. VOA Türkçe’nin Beyaz Saray ve Kongre muhabirliği görevini yürütüyor. Simultane çeviri ve gazetecilik becerilerini aynı potada eritebildiği bir işi olduğu için mutlu.

STÜDYO VOA

Trump’a ‘sus payı davası’ öncesinde konuşma yasağı – 27 Mart
lütfen bekleyin

No media source currently available

0:00 0:29:59 0:00
XS
SM
MD
LG